Altının Bedeli: Gölköy'ün Doğası ve Yaşamı Tehlikede

18 Ekim 2025 - 13:04

Doğu Karadeniz'in eşsiz doğasıyla bezeli Ordu ilinde, özellikle Gölköy ilçesi, yüzyıllardır yemyeşil ormanları, berrak dereleri ve verimli topraklarıyla hem insanlara hem de doğaya ev sahipliği yapıyor.

Ancak, son yıllarda bu doğal cennetin üzerinde kara bir gölge dolaşıyor: siyanürle altın arama projeleri.

Yalnızca Gölköy değil, Ordu’nun pek çok ilçesi benzer tehditlerle karşı karşıya. Fakat Gölköy gibi küçük ve doğaya bağımlı yerleşimlerde bu tür maden projelerinin etkileri çok daha yıkıcıdır. Çünkü burada tarım, hayvancılık, su kaynakları ve hatta hava, doğrudan yaşamın temelini oluşturur. Siyanürle altın aramak ise, bu yaşamı hiçe sayan, telafisi mümkün olmayan bir tahribata yol açar.

Siyanürlü Madenin Gerçek Bedeli

Maden şirketleri, siyanürle yapılan altın arama işlemini teknolojik ve “kontrollü” bir yöntem olarak sunabilir. Ancak dünyanın dört bir yanından gelen örnekler bunun tam tersini göstermektedir: Siyanür sızıntıları, yeraltı sularının zehirlenmesi, toprak verimliliğinin kaybı, hava kirliliği ve en önemlisi insan sağlığı üzerindeki ciddi etkiler… Bunlar artık sadece uzak coğrafyalarda yaşanmış felaketler değil; kapımızdaki tehditlerdir.

Gölköy’ün dereleri, tarım arazileri ve ormanları yalnızca ekonomik değer taşıyan unsurlar değildir. Bunlar, burada yaşayan insanların belleğidir, kültürüdür, geçmişidir ve geleceğidir. Siyanürle yapılan maden arama bu yaşam alanlarını yok ederken, aslında bir halkın yaşam hakkını da elinden almaktadır.

Geçici Kâr, Kalıcı Zarar

Savunulan projeler, halka “bölgeye istihdam sağlayacak”, “ekonomik katkı sunacak” gibi süslü vaatlerle tanıtılıyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu tür projeler, genellikle yerel halkın değil, dışarıdan gelen şirketlerin çıkarlarına hizmet eder. İşçilerin çoğu dışarıdan gelir, elde edilen kazanç şirket merkezlerine akar, geriye ise zehirlenmiş topraklar, kurumuş dereler ve göç etmek zorunda kalan insanlar kalır.

İstihdam ve kalkınma elbette önemlidir. Ancak bu kalkınma, doğayı ve insanı yok sayarak değil, onlarla birlikte var edilerek gerçekleşmelidir. Gölköy’ün gençlerine iş alanı yaratmanın yolu, maden değil; ekoturizm, organik tarım, yerel üretim ve doğa dostu kalkınma projeleriyle mümkündür.

Sessiz Kalmak Sorumluluktan Kaçmaktır

Şimdi Gölköy halkının, Ordu’nun ve tüm Türkiye’nin bir sorumluluğu var. Bu sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir adalet, bir gelecek ve bir yaşam hakkı meselesidir. Yetkililerden, sivil toplum kuruluşlarından, basından ve her bir yurttaştan beklentimiz, bu doğa katliamına karşı durmak, siyanürlü madencilik projelerine dur demektir.

Çünkü biz doğayı savunmuyoruz; doğanın bir parçası olarak kendimizi savunuyoruz.

Yazan: Bilal Güneş
Görsel: Gölköy'ün Sesi Kolektifi