Av. KENAN ÇEBİ – AYKIRI GÖRÜŞ
Bir futbol kulübü neden kongresini taraftarların giremediği kapalı kapılar ardında yapar?
Bir futbol kulübü neden yeni ve eski başkanların birlikte toplandığı ve kulübün sorunlarının tartışıldığı toplantıları gerçekleştiremez.
Bir futbol kulübü neden kendi öz çocuklarına profesyonel kadrosunda yer vermez ve de profesyonel kadrosunda sayılarının artması için çaba göstermez?
Bir futbol kulübü neden genç nesil ile iletişim kurarak onlara ORDUSPOR sevgisini aşılayacak etkinlikler yapmaz?
Bir futbol kulübü neden bağlı olduğu ilin tüm ilçelerinde ORDUSPOR sevgisinin yeşermesi ve de kalıcı olması için gerekli ilişkileri düzenlemez ve hayata geçirmez?
Bir futbol kulübü neden yıllarını bu kulübe veren insanları küstürür de maça gelmeleri ve bütünleşmeleri için çaba göstermez?
Bir futbol kulübü neden uzun vadeli bir plan yapmaz da her yıl Amerika’yı yeniden keşfetmenin arayışına girer ve “Ben yaptım oldu” ile bu kulübün kaynaklarını boşuna israf eder?
Bir kulüp neden kendi yetiştirdiği çocuklarına sahip çıkmaz da bazı ‘Hiç’leri el üstünde tutar?
Aslında sorulacak sorular çok. Ayrıca bu soruların peşine birer ünlem işareti koyarak hem soruların cevabını beklediğimizi hem de hayretlerimizi ifade ettiğimizi ortaya koymaya da pek gerek yok. Çünkü bu sorular 15 yılı aşkın bir süredir, politikanın içine itilmeye zorlanan, Orduspor için yıllardır yazılan ve çizilenlerin bir asgari müştereği…
Ben yaptım oldular ile bir yere varılmıyor. Şampiyonluk naraları atılıp sezon sonunda takımın profesyonel oyuncu kadrosu 3 kişi olarak bırakılıyorsa; orada yöneticilikten de bahsetmeye olanak yok! Alt yapıdaki gençleri muntazam budayıp profesyonel kadroya her yıl birkaç futbolcu aktaramıyorsan bunun mazeretini de asgari ücretle çalıştırdığı ve de fikirlerine hiç mi hiç değer vermediğin antrenörlere yüklüyorsan, o zaman sorarlar; “Sen necisin?!”
Yıllardır Orduspor’a bir çok arkadaş başkan ve yönetici olarak hizmet verdi. Hepsine verdikleri mesai ve de bu uğurda harcadıkları için teşekkürler… Orduspor’da başkanlık ve yöneticilik zor bir görevdir, onurlu bir görevdir ve de ayrıcalıklı bir görevdir. Sıkıntılı günler ile örtülü bu maratona soyunanlar; Ordu’nun bu değerini yönetirken bazı eleştirilere de hazırlıklı olmalı ve kamuoyunu doğru oluşturabilmek için sorunları olduğu kadar çözümlerini de ortaya koymalı. 15 yılını Orduspor’un Yönetimine vermiş biri olarak başkan ve yönetici arkadaşlara söyleyebileceğim tek şey şudur: “Orduspor’un bir geçmişine bakınız! Hangi başkan ve yöneticiler hatırlanıyor ve de neden dolayı hatırlanıyor?”
“Yaşam varken umut da vardır” diyor bir İngiliz atasözü. Ben umudumu korumak istiyorum…
Ünlü yazar Bernard Shaw “Demokrasi, hak ettiğimizden daha iyi yönetilmememizi garanti altına alan bir düzenektir" demiş. Orduspor’da ki demokrasi de son yıllarda taraftarlarının ve de bazı genel kurul üyelerini kongre salonuna almamak şeklinde tecelli ederek Bernard Shaw’ı doğruladı… İnşallah yeni yönetimler ‘Tam Demokrasi’ kuralını benimser. Yukarıdaki soruların cevaplarını bulurlar ve de her daim hatırlanır bir yönetim olurlar.
Tam 11 yıldır ne Milli Takıma ne de süper lige bir oyuncu bile yetiştirip veremeyen bir kulüpten ne beklenir? Artık yetiştirdiğimiz milli sporcularımızın ebediyete intikallerini anmak ile meşgulüz… Bizler ise yenilerinin de yetiştiklerini görmek ve de onları da sahada izlemek istiyoruz…
Dileğim odur ki, başkan ve ekibi başarılı olsun, her daim hatırlanır olsun, Orduspor profesyonel futbol takımının ilk 11’inin en az 7-8’i, eskiden olduğu gibi, Ordulu olsun, teknik kadrosu Ordulu olsun, yöneticileri de antrenör değil sorunları çözen yönetici olsun…
Ordu’da şimdi mücadele veren 3 takım ile Orduspor ne olur, Ordu’da spor ne olur?! Bence, böyle giderse, bir hiç olur!..
Çözüm önerimi önümüzdeki hafta paylaşmak istiyorum… Önemli olan sizlerin de yorumları… Burada önemli olan ORDUSPOR ile Ordu’da spor…