AYETEL KÜRSİ'Yİ EZBERLETEN YILAN :)

__ YAŞANMIŞ ULUBEY HİKAYELERİ __

  1977 senesi yaz tatili; 10 - 11 yaşlarımızdayız. Her sene olduğu gibi okullar kapanır kapanmaz Ulubey müftülük binasının alt katında bulunan Kuran kursuna dua ezberlemeye gönderildik. Rahmetli Adil hoca bastırıyor ezber için biz kaçıyoruz oyun için. Bütün kısa duaları geçtik sıra büyük dualara geldi. Ayetelkürsi duasını bir haftadır veremiyoruz. Adil hoca ultimatomu verdi öğleden sonra duayı veremeyen sopayı yiyecek. Bizimde vermek gibi bir niyetimiz yok aklımız oyunda. Birkaç arkadaş karar verdik Kuran kursundan kaçıp ırmağa balık tutmaya gideceğiz. Madem sopa yiyeceğiz katmerli olsun dedik. :)   Balık tutmak için gerekli olan bir miktar CaCO3, kalsiyum karbonat, (sönmemiş kireç taşı) bir adet şişe, mısır kösmüğü, balıkları koymak için torbadan ibaret teşkilatı ve yiyeceğimizi yanımıza aldık düştük yola. Gündüzlü mahallesinden aşağı Cebecioğlunun değirmen yanına indik. Büyük tecrübelerimize dayanarak :) içinde balık olabilecek gölü tespit ettikten sonra, savak sistemi diye bilinen yöntemle, göle akan suyun yönünü değiştirerek su seviyesini düşürdük.   Sıra balıkları tutmaya geldi. İşte burada kalsiyum karbonat devreye giriyor. Şişenin içine kireç taşını doldurup üzerine su ilave ederek şişenin ağzını kösmükle mantarlayacağız ve su ile reaksiyona giren kalsiyum karbonat ısı üretecek, basınç yükselecek ve şişe patlayacak. Balıklar ölecek suyun yüzüne çıkacak bizde toplayacağız. Bildiğin dinamit yani :)   İşlemi tamamladık şişeyi göle attık tam siper alıp çöktük bekliyoruz şişe patlayacak diye. İyi de şişe patlamıyor bir türlü. Beş dakika oldu, on dakika oldu bizim dinamitten ses yok. Ulan denklemde mi bir hata var diye düşünürken yüksek kimya bilgilerim kafamın içinde birbiri ile çatışıyorlar. O ara beynimde bir şimşek çaktı!.. Tabiki patlamaz kösmük gözenekli bir yapıya sahip ve basıncı sızdırıyor, reaksiyon etkisiz kalıyor.    Eeee ne olacaktı şimdi?... Her kafadan bir ses çıkıyor. Ortak karar alındı şişe uzaktan taş atılarak kırılacak suya dökülen karışım oksijen oranını düşürecek, hava almak için yukarı çıkan balıklar tutulup kıyıya atılacak.    Girdik göle yukarı çıkan balığı yakalayıp atıyoruz kıyıya. Bir, iki, üç derken tutup kıyıya attığımız balığın biri su yılanı çıkmasın mı!.. Feryat figan boşalttık gölü. Korkudan suya da giremiyoruz, balıklar suda kaldı. Anamın sözü geldi aklıma; Oğlum Ayetelkürsiyi okursan yılan bile yaklaşamaz sana demişti. Dua kitabı yanımızda, açtım kitabı 15 – 20 dakikada korkudan ne kadar tekrar ettiysem artık duayı ezberledim ya la. :)   Bir cesaret geldik gölün başına tekrar. Kurduk cemaati ben ezberden çocuklar kitaplardan hep bir ağızdan Ayetelkürsi okuyoruz. Dersin Levent baba dergahı :) topladık balıkları, tuttuk yolu dönüyoruz evlere.    Böylece rahmetli Adil hocanın bir haftada ezberletemediği duayı, deredeki kıytırık su yılanı 20 dakikada ezberletti ya la bize.    Ertesi gün yine kuran kursuna gidiyoruz. Herkes Ayetelkürsi okuyor yolda hep bir ağızdan. Yılandan kurtaran dua Adil hocanın sopasından da kurtarsın bizi inşallah diye. :) :)   Keyifler olsun efendim.   Levent Aktaş  23.03.2021