Ayhan Küyük : Korunan Alan Balıkçılığında "Yakala-Bırak" Stratejisi
Korunan alanlarda bulunan doğal göllerde geleneksel yöntemlerle balık avcılığına izin veren yeni yönetmelik değişikliği, biyolojik çeşitliliğin korunması, habitat bütünlüğü ve ekolojik dengenin sürdürülmesi açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Ayhan Küyük yazdı:
Korunan alanlarda bulunan doğal göllerde geleneksel yöntemlerle balık avcılığına izin veren yeni yönetmelik değişikliği, biyolojik çeşitliliğin korunması, habitat bütünlüğü ve ekolojik dengenin sürdürülmesi açısından ciddi riskler taşımaktadır.
Bu yönetmenlik değişikliğine göre korunan alan içerisinde kalan Abant, Yedigöller ve Gölçük dahil olmak üzere tüm korunan alan içerisinde bulunan doğal göl de geleneksel balıkçılık yapılacaktır. Burada vurgulanmaya çalışılan geleneksel kavramından, hem küçük deniz araçlarıyla hem de karadan yapılan balık avcılığında kamış, kepçe, torba, serpme, çökertme, uzatma ağları, sepetler ve çeşitli olta takımlarının kullanıldığı bilinmektedir.
Yöre insanlarının olta balıkçılığın dışında kalan geleneksel adı altında torba, germe, serpme ve uzatma ağlarıyla aynı anda çok balık yakalamak balıkçılar için anında bir kazanç sağlayabilir. Bu geleneksel yöntemler balıkları iç göllerden popülasyonların üremesinden daha hızlı bir şekilde almak aşırı avlanma olarak bilinir. Ancak bu şekilde sürekli balık tutmak göldeki ekzotik türleri avlarken kırmızı benekli alabalıklar olmak üzere yerel balıkların avlanmalarının önünü açılacaktır.
Türkiye, zengin iç su kaynakları ve biyolojik çeşitliliğiyle, doğal göllerin ekosistem hizmetlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Milli parklar, tabiat parkları, doğa rezervleri ve özel çevre koruma bölgeleri gibi korunan alanlar, yasalarımıza göre biyolojik çeşitliliği korumak, habitat bütünlüğünü sürdürmek ve ekolojik dengeyi sağlamak için belirlenmiştir. Bu alanlar, özellikle iklim değişikliği ve insan kaynaklı baskılar karşısında ekosistemleri korumak için kritik bir öneme sahiptir. Bu yüzden korunan alanlarda geleneksel balıkçılık yöntemlerine izin veren yeni yönetmelik değişikliği, çevreciler ve korumacılar arasında tartışmalara yol açmıştır.
Gözlerinizi kapatın, zihninizde ülkemizin en görkemli korunan yerlerinden bazılarını canlandırın. Yedigöller Milli Parkı, Abant Gölü Milli Parkı, Gölcük Tabiat Parkı, Borçka Karagölü Tabiat Parkı, İzmir Karagölü Tabiat Parkı ve Salda Gölü Tabiat Parkı gibi. Hepsinin ortak bir önemli özelliği var. Bu simgesel korunan alanların her birinin tam kalbinde göller bulunmaktadır. Tatlı su sistemleri gerçekten de doğanın merkezidir. Ancak, korunan alanlardaki doğal göller, aşırı avlanma, istilacı türlerin yayılımı ve yanlış balıkçılık uygulamaları nedeniyle maalesef tehdit altındadır.
Korunan alanlarda balıkçılık düzenlemeleri, yerel balık koruma hedeflerini güçlü bir şekilde desteklemek için yapılmalıdır. Çünkü bu yerel alabalıklar korunan alanların ikonik türleridir. Bu balıklar korunan alan ekolojisi için çok önemlidir. Ancak, bu yerel balıkların bolluğu gökkuşağı alabalığı gibi getirilen yerel olmayan balıkların etkileri nedeniyle azaldı. Bugüne kadar, yerli olmayan balıklar korunan alan göllerinde bulanan yerli balıkların devamlılığı için en büyük tehdit oluşturmuştur. Özellikle 70 ve 80 yıllarda korunan alan olan birçok göle ekzotik ( aynalı sazanlar ve yırtıcı gökkuşağı alabalığı) türler ile balıklamalarının yapıldığını biliyoruz. Önceleri yöre insanlarının ihtiyacı karşılayan bu balıklar zamanla ekosistemde yerel balıklar ile yiyecek ve yaşam alanı için rekabete girerek, yerli balıkları avlayarak ve melezleşme yoluyla yerli balıkların genetik bütünlüğünü bozarak parkın yerli balık popülasyonunun azalmasına katkıda bulunmaya devam ediyor.
Geleneksel ağ balıkçılığı, yüksek av baskısı ve seçici olmayan avlanma yöntemleri nedeniyle doğal göllerdeki balık popülasyonlarını ve ekosistem dengesini tehdit edebilir. Kullanılacak olan ağlar geleneksel balıkçılık ekipmanları, balık üremesi ve barınağı gibi sulak yaşam alanlarına fiziksel olarak zarar verebilir. Bu yöntem ile balıkçılık, belirli türlerin aşırı avlanmasına ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açabilir. Örneğin, popüler balık türleri hedef alınırsa, besin zincirlerini bozabilir ve diğer bağımlı türleri etkileyebilir. Korunan alanlar genellikle tehlike altındaki türler için sığınak görevi görür. Balıkçılığa izin verilmesi insan rahatsızlığını artırabilir, potansiyel olarak habitat parçalanmasına ve ekolojik dayanıklılığın azalmasına yol açabilir.
Türkiye’nin korunan alanlardaki doğal göllerde ekosistem koruma ve sürdürülebilir kaynak yönetimi ilkelerine uygun bir strateji ile amatör ve sportif olta balıkçılığını teşvik ederek, yerel alabalık popülasyonlarının yakala-bırak yöntemiyle korunması ve ekzotik (istilacı) balık türlerinin kontrollü avlanmasını teşvik ederek ekosistem dengesinin korunması sağlanabilir. Amatör ve sportif olta balıkçılığı modeli, korunan alanlardaki doğal göllerde ekosistem koruma ve sürdürülebilir kaynak yönetimi için yenilikçi bir yaklaşımdır. Korunan alan göllerinde tüm yerel balıkları yakalamak ve yeniden serbest bırakmak her zaman en iyisidir.
Sportif balıkçılık, belirlenen kurallara dayalı olarak, yakalanan balığın zarar görmeden suya geri bırakılmasını teşvik eder. Bu yaklaşım, hem ekosistemin korunmasına katkı sağlar hem de yerel topluluklar için ekoturizm temelli ekonomik fırsatlar yaratır. Yerel alabalık türleri, doğal göllerin ekosistemlerinde kilit türler olarak biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesinde kritik bir rol oynar. Yakala-bırak uygulamasını teşvik ederek bu türlerin popülasyonlarını korumayı hedefler. Yakala-bırak, balıkların avlandıktan sonra sağlıklı bir şekilde suya geri bırakılmasını içerir, böylece av baskısı azalır ve popülasyonların doğal yenilenme kapasitesi desteklenir. Korunan alanlar ekolojik olarak hassas bölgeler olup, buralardaki faaliyetlerin doğa koruma ilkelerine uygun olması gerekir. Ekosistemin uzun vadeli sağlığını riske atmamalıdır.
Amatör ve sportif olta balıkçılığı ile yakala-bırak stratejisi, yerel balık türlerinin popülasyonlarını korumak ve ekosistem dengesini sürdürmek için kritik bir yöntemdir. Bu strateji, balıkların avlandıktan sonra canlı ve sağlıklı bir şekilde suya iade edilmesini teşvik eder. Türkiye’de, 5/2 Numaralı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığı Tebliği’nde belirtildiği üzere, avlanan su ürünlerinin satışı veya başka sulara nakli yasaktır, bu da yakala-bırak uygulamasını destekler.
Yakala-bırak yöntemiyle yerel alabalıkların korunması ve ekzotik türlerin kontrollü avlanması, biyolojik çeşitliliği desteklerken doğal kaynakların uzun vadeli kullanımını güvence altına alır. Bu strateji, hem çevresel hem de sosyo-ekonomik faydalar sunarak, doğa koruma ve sürdürülebilirlik hedeflerine önemli bir katkı sağlar. Bu yaklaşım, doğal kaynakların aşırı sömürülmesini önleyerek göllerin ekolojik işlevselliğini korur.
Korunan alanlarda amatör ve sportif olta balıkçılığı, yakala-bırak stratejisiyle birleştirildiğinde, yerel türlerin korunmasına ve sürdürülebilir turizme katkı sağlayabilir. Korunan alanlarda yakala-bırak balıkçılık yönetimi doğayla uyumlu bir gelecek için bir yol haritası sunmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın amatör balıkçılık düzenlemeleri, bu tür uygulamaları yasal çerçeveye oturtarak sürdürülebilirliği güçlendirir. Amatör ve sportif balıkçılık, korunan alanlarda ekoturizm potansiyelini artırır. Doğa koruma alanlarında amatör ve sportif olta balıkçılığının hem doğa koruma hem de yerel ekonomiye katkı sağlayacaktır.