DENİZLERDE BİLİNMESİ GEREKEN 8 ZEHİRLİ BALIK

25 Temmuz 2021 - 15:04

Denizlerdeki yaşam, kara ve havadaki yaşamdan oldukça farklıdır. Geçimini denizlerden temin eden insanların en büyük sorunu bilgi eksikliğidir.

  Necdet Topçuoğlu   Denizlerdeki yaşam, kara ve havadaki yaşamdan oldukça farklıdır. Geçimini denizlerden temin eden insanların en büyük sorunu bilgi eksikliğidir. Tehlikenin ne zaman ve nereden geleceğini bilmeyen insanlar birçok deniz kazalarına uğramaktadırlar. Bunların başında zehirli balık saldırıları gelmektedir. Zehirli balıkların hangileri olduğunu bilmek, onlara karşı savunma tedbirleri almak bakımından önemli görülmektedir.   1- Balon Balığı    Akdeniz bölgesinde bazı insanlar tarafından bilinçsiz olarak tüketilmektedir. Ancak çoğu insan zehirli olduğunu dahi bilmemektedir. Yanlış tüketildiğinde siyanürden 50 kat daha zehirli olduğu bilinmektedir. Balon balığı avlanırken düz dişleriyle insan parmağını bile koparabilmektedir.    Genellikle avlanılması kolay olan balık, pek yem seçmez ve hemen oltaya takılır. Düz olan dişleri oltayı kolayca kesebilir. Balık ilk olarak oltaya geldiğinde yukarıya çekilirken şişerek vücudunu kendi hacminin 3 katına kadar su ile doldurur ve gittikçe ağırlaşır.    Balon balığı, kıyıdan 50-100 metre açıklarda bulunur ve kıyıya çok yaklaşamaz. Akdeniz, Ege ve Marmara'da taşlık ve yosunlu bölgelerde yaşamaktadır. Halk dilinde "balon balığı" olarak bilinmektedir. Dipte yatarak başının üstündeki gözleri ile küçük canlıları veya balıkları avlar.     2-İğneli(Kuyruklu) Vatoz    Vatozlar genellikle kumlu ve sığ sularda bulunurlar. Balıkçı ağlarına sık sık takıldıkları gibi plajlarda üzerlerine basıp yaralananlar da bulunmaktadır. Vatozların uzun kuyrukları sadece savunma amacı ile kullanılmaktadır. Kuyruklarında sert ve çok keskin bir diken bulunmaktadır.    Manta vatozu hariç bütün vatozlar bu dikene sahiptir. Bu diken zehirlidir. Tehdit altında hissetmedikçe dikeni kullanmazlar. Bazı vatozlar diken dışında elektrik üretme yeteneğine de sahiptirler. Bu elektrik vücutlarındaki özel bir organ tarafından sağlanır ve ölümcül tehlikelere yol açar.   Vatoz yaralanmalarında yara derin değilse ve kanama yoksa yaralı bölge sıcak suya batırılmalıdır. İğnesi genelde kırılıp içeride kaldığından iğne mümkünse çıkarılmalı, çıkarılamıyorsa veya kanama varsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.   3-Folya Balığı    Köpekbalıklarıyla yakın akraba olan yassı gövdeli, kıkırdaklı balıklardır. İskeletlerinin kemik yerine kıkırdaktan oluşmasının yanı sıra, solungaçları da kemikli balıklardan farklı olarak kapaksızdır ve gövdelerinin altındaki belirgin yarıklarla dışarı açılır.   Folyaların gövdesini dikenli pullar örter. Deniz diplerinde yaşamalarından ötürü gövdeleri bu ortama uyum sağlayarak yassılaşmıştır. Folyaların son derece gelişmiş göğüs yüzgeçleri bulunmaktadır. Vatoz ve folyaların kuyrukları dar, birçoğunda dikenlidir. Zehirli dikeni ya da dikenleriyle etkin bir silaha dönüşen kuyruk, savunma amacıyla kullanılmaktadır.   Folyalar solungaçlarından geçirerek solungaç yarıklarından bıraktıkları suyu kendilerine özgü bir yoldan alırlar. Dipte kuma gömülü olarak yatarken yalnız başlarının üst bölümünün dışarıda kalması solunum yapmalarına yeter. Çünkü gözlerinin hemen gerisinde bulunan iki delikten solunum için gerekli suyu alırlar. Bu delikler etli uzantılarla kapanabilmektedir.   Erkek vatoz ve folyalar çoğu balıktan farklı olarak yumurtaları dişinin içinde döllenir. Yumurtalar suya bırakılmadan önce boynuzsu bir kılıfla sarılır. Bu kılıfların köşelerinden iplik biçiminde yarıklı borucuklar uzanır. Yarıklardan giren su kılıfın içinde gelişen balığı kuşatır. Yeterince büyüyen balık, kılıfı yararak dışarı çıkmaktadır.   4-Rina Balığı    Köpekbalığı ailesinden olup, şeklen vatoza benzemektedir. Sahillerin 60 metreden 200 metreye varan derinliklerinde kumlu, çamurlu yerlerde hareketsiz yatarak avlanırlar. Boyları 150 santimetreye kadar ulaşabilmektedir. Çeşitli balıklar ve omurgasızlar başlıca besinleridir. Kışları derinlerde geçirip yaz aylarında kıyılara, tatlı sulara ve lagünlere yaklaşırlar. Kamçı benzeri kuyruğu yaralayıcı, dikenleri tehlikeli şekilde zehirlidir.   5-Trakonya Balığı    Denizlerimizdeki en sık görülen zehirli bir balıktır. Zehri de diğerlerine göre oldukça kuvvetlidir. Zehirleri sinire etki ettiğinden sakat bırakabilir. Bu nedenle dikkat edilmelidir. Denizden çıktıktan, hatta öldükten sonra dahi zehirliliği devam etmektedir. Kumlu ve çamurlu alanlarda kendilerini zemine gömerek yaşamaktadırlar. Boyları genellikle 16-18 cm olmakla birlikte Dünya'da yakalanan en büyük Trakonya balığı 53 cm ile Türkiye de görülmüştür. Yaralı bölgeye ilk müdahale amonyak ile yapılmalıdır. Daha sonra muhakkak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.   6-Çuçuna Balığı    Kıkırdaklı ve zehirli balık cinsleri ve türlerinden birisi olan Çuçuna Balığı Türkiye’nin sularında nadiren görülmektedir. Bu balığın yenilmesi, diğer zehirli balık cinslerinde olduğu gibi, metabolizmayı zehirleyici etki göstermektedir. Denizlerimizde nadiren görülmektedir.   7- İskorpit Balığı    Sık görülen zehirli balıklardan birisidir. Bu balık tarafından meydana getirilen yaralanmalara mutlaka amonyak ile müdahale edilmelidir. Balığın dikenlerinin temas ettiği bölge duruma göre değişmekle birlikte bir kaç gün ağrımaya, sızlamaya devam etmektedir.   8-Varsam Balığı    Trakonya Balığı ile aynı familyadandır. Daha nadir olarak görülse de tıpkı Trakonya kadar zehirlidir. Denizlerdeki zararlı balıkların ve diğer deniz canlılarının bilinmesi ve tanınması, onlara karşı tedbir alınması bakımından önemlidir. Her sahada olduğu gibi bu alanda da eğitimin önemi büyüktür. Konu ile ilgili kuruluşların gerekli eğitim programlarını düzenlemeleri faydalı görülmektedir.   (25, Temmuz, 2021-Ordu)