İyi Parti, Devlet Bahçeli'ye muhalefet eden bir gurup tarafından kuruldu

13 Mayıs 2020 - 16:05

Haram ve yalan kötü şeylerdir…

Kurucular arasında Yusuf Halaçoğlu, Ümit Özdağ, Sinan Oğan gibi isimler de vardı ve zaman içinde bu isimlere farklı partilerden (Refah Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Partisi, Büyük Birlik Partisi) kimseler de katıldı; bunlar büyük partiler değillerdi, sönmüş, özelliklerini kaybetmiş partilerdi, toplam oyları yüzde ikiyi geçmiyordu ama insanların belleklerinde Erbakan, Demirel, Ecevit ve Muhsin Yazıcıoğlu gibi isimleri diri tutmaktan başka bir işe yaramıyordu.

İyi Parti, sahaya çıkmaya hazır değildi; ne bir fikriyatı ne de bir kitlesi vardı ama birileri tarafından hızla sahaya çekildi; CHP’li 15 vekil istifa etti, İyi Parti’ye katıldı ve bu küçük forma değişimiyle önemli bir algı yaratıldı.   

İyi Parti, başta Cumhuriyet Gazetesi olmak üzere kimi anket firmalarının katkısıyla da yüzde 17 gibi abartılı bir oy potansiyeliyle “piyasaya” sunuldu. Sonuç, İyi Parti, az bir oy aldı ama Meclis’e heves ettiği kadar değil, gücü kadar vekil gönderdi.

Çok geçmeden İyi Parti’nin geniş yelpazeli bir parti olmadığı, CHP’nin 15 vekille şişirdiği bir balon olduğu ortaya çıktı. Şimdi bu balon, patladı! 

Milliyetçi partilerin (CHP’nin ulusalcı kanadı da dahil) kuramcıları için İyi Parti, alternatif bir sağ parti değildi; tek dertleri vardı, buda milliyetçi oyları yükseltmekti. Nihayetinde MHP bile “altın çağ” dediği Türkeş zamanında yüzde beşi zor buluyordu.

Bir sürü esneme ve krikoyla Devlet Bahçeli’de hep barajda boğulma tehlikesi yaşadı. Türkiye’nin ağa babaları için MHP Meclis’te olsa daha iyiydi; sokaktaki MHP kontrol edilemezdi. Böylesi bir müsamaha hep vardı. 

Milliyetçiliğin “ağa babaları, eminler”  oturup bir hesap kitap yaptılar. İyi Parti ve MHP’yle, yüzde on beşi buluyorlardı; bu, Türk ve Türkçülük jargonu açısından kayda değerdi. Ağa babaların Türkçülük hesabı da böylece tuttu: Tek parti de (MHP) milliyetçiler azalırken, MHP’yi bölerek, güçlendirilen iki partiyle, yükselişe geçtiler; CHP, AKP ve kimi “sol milliyetçiler” de buna eklenince, aslında en güçlü partiydiler.

Amaç da buydu zaten: Güçlü bir Türklük şuuru. Bu şuur içinde Kürtlere de Müslümanlık temelinde yaklaşılacaktı. Bektaşi ve Aleviler’de zaten CHP içinde güçlü bir adaydılar. Kürt Alevilerin yer aldığı HDP’de de Kürtlüğün gözeleri, Türkçe deyişlerle zaten yok olmuştu… Amaç, Cumhuriyet’in Yüzüncü yılına Türk ve Müslüman’ı güçlü olan bir ruhla girmekti. Başarıldı.  

Belediye seçimlerinde bir sorun yoktu; CHP ve İyi Parti, bir ve beraberdiler ama oyları büyük şehir belediyelerini almaya yetmiyordu. Seçimin belirleyeni HDP’ydi. HDP, onlar kazansın diyedir ki alabileceği belediyelerden bile vazgeçti; kazanacak yerleri kaybetmek için büyük çaba sarf etti; Urfa ve Dersim’de tarihin hiçbir döneminde unutulmayacak “utanç ağaçları” ekti.

Buna seçim stratejisi dedi ve kitlesine de kabul ettirdi. İzmir Marşı eşliğinde Kürt siyaset adamları ve gazeteciler yorumlar yaptı, oy istediler. CHP ve İyi Parti bundan memnundular, birden gözlerini büyük şehirlere diktiler; Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Mersin ilk akla gelen büyük şehirler oldu.

CHP ve İyi Parti’nin bu illeri alma imkânları yoktu; HDP, burada devreye girdi, can simidi oldu; İyi Parti ve CHP’liler tarafından gizli gizli sevildiler ama sırası geldiğinde CHP ve İyi Parti, HDP’yi kriminalize edecekti, bu görüldü ve bunu görenlere ağır laflar bile edildi.

Şimdi bu kriminal hal içindeyiz; Sırrı Süreyya Önder dışında kimse de bir şey söyleme cesareti ve sorumluluğu taşımıyor nedense. Siyaset ahlaktır ve bu ahlakın sağlaması, yanlışın gölgesinde saz çalıp oynamak değil, sırasında söz söyleyip topluma erdemleri getirmektir.

HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, İyi Parti’nin çıkışını, HDP’ye kriminal bir vaka haline getirme açıklaması dışında hiç bir şey söylemedi. Zaten HDP’de bir şey olunca günlerce yetkili organ aranır; yetkili organa ulaşılıncaya kadar zaten söz söylenmiş, sorun varsa çözülmüş olur.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen şu gerçek de var!

Yeryüzünde HDP’nin kitlesi kadar sağlam bir kitle yoktur. Kitle bakımından en engin kitle HDP’nindir ama bu kitlesine layık olmayan tek parti de HDP’nin kadrolarıdır. Herkes bilir ki HDP odun koysa, biz hiçbir şey düşünmeden yine desteklerleriz.

Bizler, İstanbul başta olmak üzere, İmamoğlu gibi HDP’nin bile adını doğru söylemeyen, HDP’nin başkanlarının bile adını anmayan toy bir adama oy verdik. Kürtler için, bunca bilgiden sonra İmamoğlu gibi birine oy vermek zordu ama HDP, bunu bile bile ve kitle bağrına, gözüne, kulağına taş bağlayarak bu ittifakı destekledi.

Araya bunca zaman geçti, bu ittifaktan bir tek HDP ve Kürtler zararlı çıktı. CHP ve İyi Parti’nin bu ittifakla oyları yükseldi ve ilk kez, AKP’nin karşısına çıkma cesareti ve cüreti gösterdiler. Resmi rakamlara bakacak olursak, ispatlayacak bir şeyimiz yoktu; her şey İmamoğlu’nun başarısıydı, kolları sıvamış ve İstanbul’u çantada keklik gibi almıştı; CHP ve İyi Parti de iyi çalışmışlardı!

Çok geçmedi CHP, fabrika ayarlarına döndü ve şimdi de olup biten her şeyi kendi başarıları gibi gösterme telaşındalar. Korona sürecinde birkaç tane anket yapıldı; buna göre CHP’nin oyları yükseldi deniliyor ve bundan hız alarak, ilk iş Kürtlerin üstüne gitmek oluyor. Ayıp! Tarih, bir kez tekerrür etmese ne olacak sanki. 

İstanbul seçimlerinde CHP ve İyi Parti’nin tek başına kazandığı iddia ediliyor şimdi. Seçim döneminde partinin başkanı Meral Akşener, “ailem Diyarbakır’lı” diyerek, hangi yumuşak karına hitap ediyordu? HDP öyle bir parti ki bize Akşener’i bile sevimli bir hale getirdi. Onun iç işleri bakanlığı yaptığı dönemi unuttuk birden.

Kamer Genç’le Meclis’teki konuşmalarını izledik, güldük; tamam, söz hepinize vereceğim. Güldük, bizim kız! Diyarbakırlı, canımız, güzel kızımız diyen yaşlı adamlarımız bile çıktı. Akrebin dostluğu suyu geçene kadardı, unuttuk. 

İyi Parti, son birkaç gündür varlığını HDP üzerinden tekrar sorgulamaya başladı ve biz, hiçbir zaman ittifak etmedik diyor. İttifak ettiniz diyen Sırrı Süreyya Önder’de adeta sosyal medya üzerinden linç ediliyor. Akşener, sanki hiç yerel ve genel seçimler olmamış gibi kalkıp HDP’yi karalıyor ve hiçbir şey olmamış gibi, Millet İttifakı’nda “Demokrat Parti, Saadet Parti, İyi Parti ve CHP vardı” diyor; yerel seçimlerde de sadece CHP ve İyi Parti’nin olduğunu söylüyor.

Bırakalım partiyi, seçmene yapılacak en büyük hakaret budur; HDP bize oylarınızı verin demeseydi, Akşener kuşkusuz bunu söyleyemezdi. Bir de Akşener diyor ki, seçmenler bir partinin pulu değildir, vermişler, olabilir! Bu ne pişkinliktir. Ancak şu, HDP devreye girdiği zaman, oy ve pul birdir; hangi zarfa isterse oraya vururuz. Böyleyiz. Kürtler de bu gidişle alıştık, seçimden bir gün önce büyük ve güzeliz, seçim bitince de teröristiz. 

Büyük şehirleri bir yana bırakalım; CHP’yi de şimdilik bir yana bırakalım. İyi Parti ittifakı ret ediyor ve biri, kabadayı ağzıyla ispatlasınlar gerekeni yaparız diyor; asarız, keseriz, merttir, namerttir sözleri de sular gibi ağızlarından boşalıyor.

Ağır ol bay sulu sepken, burada yağmur var, dolu var, kar var. Şimdi aşağıda anacağım İyi Parti’li kimi belediye başkanlarını eğer İyi Parti, yarın partiden atmazsa o zaman oturup mert, namert tartışmasına yeniden gireriz.  Biz, en azından ben namertliği kabul ederim. 

Antalya’da Demre ve Elmalı ilçelerinde HDP aday göstermedi, ittifakı destekledi. Elmalı ve Demre’de, İyi Parti yüzde 50’nin üstünde oy aldı; AKP yüzde kırk dörtte kaldı. İyi Parti buraları nasıl kazandı? HDP burada aday göstermedi.

Aydın, İcirliova ve Nazili’de İyi Parti kazandı, MHP’yle yarıştı; HDP’nin seçmenleri, bu iki yerde kulaklarına Fırat ve Dicle’yi doldurdu, oy verdi ve bunu, HDP istediği için yaptı; doğruya doğru, İncirliova ve Nazili’de HDP evet, kazanamazdı ama, HDP, İyi Parti’ye destek vermeseydi, İyi Parti’de kazanamazdı.

Balıkesir, Susurluk; Çanakkale Eceabat, burada HDP’li seçmen ve bileşenlerin ağırlığı vardı ve hepsi İyi Parti’yle oy verdiler; İzmir, Tire, HDP burada da İyi Parti’ye oy verdi, mahalle mahalle verilen oylar bellidir. Hakkını yememek lazım, İyi Parti’nin, CHP- Saadet ve diğer partilerle birlikte HDP’nin oylarıyla almadığı kimi belediyeler de vardı; Çorum, Sungurlu; Edirne İpsala, Yozgat, Yenifakılı…  Hepi topu İyi Parti bu kadardır. Haram ve yalan kötü şeylerdir…