Kendimizi ne zannediyoruz?Sistemi koyan mı, Sisteme uyan mıyız?

21 Mart 2021 - 13:44

Tartışmaktan yorulmadık mı? Dinliyorum, üzülüyorum, seyrediyorum kahroluyorum.

Süreyya Özcanım
  Kafa karıştıran, kavram kargaşasına sebebiyet veren konuşmalar, değerlendirmeler Niyete-usule-maksada aldırdırmadan yapılan konuşmalar nasıl tesir ettiklerini düşünmeden ...Özünden kaynağından öğrenmekten mahrum bırakılmış bir nesil Neyi beğenmedikte ,neyi istedikte bu iiahale geldik..unuttuklarımızı büyütürken biz küçülür olduk ..   Kendimizi ne zannediyoruz?Sistemi koyan mı, Sisteme uyan mıyız? Hepimizin ortak noktası değili mi ?değerler imizi verip onların yerine hırsın bencilliğin olduğu dünya cennetini vaat edenleri kabul edilişimiz.. inandığımız cenneti vaat eden o ahlaki değerlerden vazgeçişimiz..hiç birimiz birbirimizden daha masum değiliz .. hepimizin kaybettikleri, hepimizi bekleyen şeyler aynı değil mi...hangi siyasi görüş ,hangi dine inandığımız ,tartışmalarımız neyi değiştirir ki .. çocuklarımıza bıraktığımız mirasa bakın ...eğer yaşanmışlık örneği gösteremiyorsak, tartışarak da bunu yapamadığımız gün gibi ortada.   Artık kafa karışıklığına sebep olmadan sorunlarımıza çözüm bulmalıyız .. yaşayan uygulayan ve icraata koyan biri olarak. Her şeye geç kalmadan; * Sel ve kuraklıktan her geçen gün daha fazla insan etkilenme riskiyle karşı karşıya. Uzun vadeli planlar yapmak gerekiyor. Yaptığımız bazı hatalar var ama geri dönülmez değil.   * Doğada döngü var, her sistem diğer sistemin atığını kullanıyor ama insanın çıkardığı bazı şeyler var ki doğa hızla döndüremiyor.   * su kaynakları bu yüzden tükeniyor. Kendi sağlığımızı da etkiliyoruz. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı etkiliyor. Bir anda bütün faaliyetlerimizi durduramayız ama önlemler almak durumundayız.   * Gıda ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan topraklar, yanlış tarımsal uygulamalar, endüstriyel ve evsel atıkların kullanımı gibi nedenlerden ötürü gün geçtikçe daha fazla kirlenirken, bu kirlilik hem toprak ekosisteminin zarar görmesine hem de iklim değişikliğine neden oluyor.   * Orman yandıktan sonra aynı sayıda ağaç dikmek olmuyor. Orman bir ekosistem. Orada bir denge var. Bir an evvel orman yangınları konusunda çok daha sıkı önlemler alınması gerekiyor.   * Hızlı bir şekilde ağaçlandırmaya da girmek gerekiyor. Aksi takdirde büyük zararlar göreceğiz. Bakın önümüzde Avusturya örneği var. Önce orman yangınları meydana geldi, ekosistem tahrip oldu, tarım alanları küle döndü ve ardından seller geldi.   Bunların yanı sıra toprak, hava ve gürültü kirliliği, doğanın tahrip edilmesi ve çarpık kentleşme gibi insanlığın çevreye verdiği diğer zararların hızla artması da canlı türlerinin nesli açısından ciddi riskler ortaya çıkarıyor.   * Tek yapmamız gereken gezegene karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek. Aksi taktirde sel ve kuraklık gibi faaliyetler kaçınılmaz olur. Bu senaryo değişmediği gibi gittikçe daha tehlikeli bir duruma gelir.