Köyünüze dönün kardeşim...

25 Temmuz 2020 - 13:06

Toprak damlara dönün. Toprağa basın. Ahır kokusu çekin. Keçi besleyin. Tavuk besleyin. Yumurta toplayın. Saman taşıyın.



Güneş tepenizde, tütün kırın. Eşeğe binin. Sipsivri, camlı binalar, asfalt kokulu yollardan kurtulun. 
Dam loğlayın. Çamur bulaşsın ayakkabılarınıza. Kar ensenizden girsin, paçanızdan aksın. Pamuk sapı yansın sobanızda, güp... güp… 

Kurtulun ütüden. Sarı, yeşil kolonyalar dökünün. Seksen derece ha… Tütün de olur. Şöyle ayda bir tıraş olun; iyice dökünün.

Geçin kenarları işlemeli aynanın karşısına, köpürtün fırçayı, sürün suratınıza; bembeyaz olunca her tarafınız, takın jileti, usulca kaydırın güneşten yanmış teninizden. 

Türkan Şoray’lı aynanızı eksik etmeyin cebinizden. 
Tarağınız temiz, mendiliniz pırıl pırıl olsun.

Takın saçınıza iğne oyalı çemberlerinizi, giyin ayağınıza kara lastiklerinizi, elinizde ki haroşa modelli örgülerinizle çoluk çocuk giydirin. Kara tencerelere bostandan topladığınız zerzevatı aş edin, üçlü sacayağında pişirdiğiniz yemeğin tadına varın.

Güneşin düşmesini bekleyin dağın ardına, bakır kaplarınızı alıp damda süt sağmanın vaktini. Hıdırellez bekleyin mesela ateşin üzerinden göğe yükselip, cungurdeşe binin. Seherde çiğ toplamayı unutmayın yoğurt mayası için.

Köye dönün kardeşim. Ağaçlara çıkın. Derelerde çimin. Karpuz toplayın. Akşamları damda yatın. Beyaz patiskadan perde çekin çevrenize, yan yana dizin yatakları, güneş tepenize çıkana kadar çıkmayın yataktan.

Ne zamanki burnunuza ekmek kokusu geldi, inekler böğürdü, köpekler havladı, eşekler anırdı, o vakit inin damdan. 

Buz gibi ayran, iki sıcak bazlama, pekmez, tereyağı ve bir kâse yoğurt koyun sofraya; çökün üstüne. Yiyin yiyebildiğiniz kadar; korkmayın. İki, üç, dört… 
Sonra çıkın yazıya, yürüyün.

Köye dönün kardeşim.
Yerimiz orası…
Toprak damlar… Karıncalar… Solucanlar… Akrepler, yılanlar…
O bizi çağırmadan biz gidelim.

Esma Ağralı