ORDU MESUDİYELİ SELÇUK AKKAYA TÜM KARİYERİNE VEDA EDİP KÖYÜNE DÖNÜ

18 Kasım 2022 - 14:11

ORDU MESUDİYELİ SELÇUK AKKAYA, EĞİTİM KODLAMA DİLİNDEN SONRA ARILARIN DİLİNİ ÖĞRENİYOR



MESUDİYE Çavdar mahallesinden Üniversiteyi birincilikle bitiren Selçuk Akkaya, yazılım sektöründeki işini bırakıp köye yerleşti. “Aldığım en doğru karar buydu” diyen Akkaya, doğanın ve arıların sesini, klavye tıkırtısına tercih etti.

Hürriyet Gazetesinde habere konu olan MESUDİYE Çavdar Mahallesinden Selçuk Akkaya, Ankara Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünden 2016 yılında 3.84 ortalamayla birincilikle mezun olan 31 yaşındaki Selçuk Akkaya doğma büyüme Ankaralı. Mezuniyet sonrası yazılım dünyasında sosyal medya temelli pek çok proje üretti, şirketlerde yazılım uzmanı olarak çalıştı. 2019 yılında ani bir kararla beyaz yakalı işinden istifa eden Akkaya, ailesini de karşısına alıp yaşadığı şehri geride bırakarak Ordu’nun Mesudiye ilçesine bağlı Çavdar Köyü’ne yerleşti. 3 kovanla başladığı arıcılık işinde 23 kovana ulaştı, internetten yüzde yüz doğal bal ve propolis satmaya başladı. Çok sayıda bilgisayar programlama dili bilen Akkaya şimdi “Arıların dilini öğreniyorum” dedi.

PLAZALARI BIRAKIP, KÖYE YERLEŞTİ

28 yaşına geldiğinde plaza yaşantısından sıkılıp yeşilin içinde yeniden bir hayat kuran Akkaya aldığı radikal kararı ve geride bıraktığı eğitimiyle ilgili düşüncelerini şöyle anlattı:
“Ankara Üniversitesi’nde birinci olmanın bana yurt dışında çok iyi okullarda yüksek lisans ve doktora eğitimi için kapı açması ihtimali vardı. Üniversite birinciliği bana iş hayatında önemli yollar sundu, iş görüşmelerinde elimi güçlendirdi. Özellikle sosyal medya üzerinde ‘otomatik paylaşım’ başta olmak üzere birçok yazılım geliştirdim. Fakat ben artık kendimi robot gibi hissediyordum. 2012 yılında yazılımla tanışıp bilgisayara bağlanmadan önce ne göbeğim vardı ne de fazla kilom. Hareketsiz yaşama kalitesiz gıdalar da eklenince sonuç 27 yaşında şeker hastalığı belirtileri başladı. Sabah kalkıp işe git, toplantıya gir, bilgisayar başına otur, öğle arası yemeğe çık, sonra tekrar akşama kadar çalış, otobüse bin eve gel. Biraz yemekten sonra yat uyu, ertesi gün yine aynı. Aslında her gün aynı. Güneşi göremiyordum, temiz hava alamıyordum. Başka türlü bir hayatın var olabileceğini hep düşünüyordum. Aklımın bir köşesinde hep doğada yaşamak vardı, bir an ‘yeter’ dedim ve parayı pulu ikinci plana atıp her şeyi geride bırakarak köye yerleştim. Çünkü şehirde kimsenin kimseye tahammülü kalmadı.”
ATLARIN ULAŞIMI İNSANDAN KONFORLU
Köye yerleşme kararının temellerinin lise yıllarına dayandığını söyleyen Akkaya, ”Lise yıllarımda şehir hayatından sıkılmaya başlamıştım. Okurken bir benzincide pompacılık yapıyordum. Oraya atları taşıyan kamyonlar gelirdi. İşten çıkıp metroyu kullandığımda ise insanların şehirde atlardan daha konforsuz ulaşım sağladığını gördüm. Herkes sıkış tepiş kendine bir yer bulmaya çalışıyor. Bunun farkına varmamla birlikte kendime ‘bir gün köye yerleşeceğim’ dedim ve yaptım” dedi.

YEDİĞİM EN GÜZEL FASULYEYDİ

Selçuk Akkaya köy hayatının ilk günlerini şöyle anlattı: “Baharda soğan ve fasulye ektim. Özellikle fasulyeler çok güzel oldu. Hayatımda yediğim en güzel fasulyeydi. Tamamen doğal, ilaçsız bal ürettim. Hayatımda yediğim en güzel baldı. İlk senenin hatırına aldığım balı eşe dosta dağıttım hiç satmadım. Geldiğimde evimde buzdolabı, çamaşır makinesi ve sıcak su yoktu. İlk iki ay amcamların dolabını kullandım. Çamaşırlarımı elimde yıkadım. Banyo ve bulaşık suyunu sobada ısıttım. Sonrasında beyaz eşya aldım, sıcak su için çatıya güneş paneli taktırdım.”

ARILARIN SİSTEMİ BİLGİSAYAR PROGRAMLARI GİBİ

“Köydeki düzenimi kurduktan sonra meslek olarak arıcılığı seçmemdeki en önemli etkenlerden biri süper organizmalar olması” diyen Akkaya şunları anlattı: “Arıların eski mesleğiyle benzer bir sistematik yapıda olduklarını “Tek başlarına bir anlam ifade etmiyorlar ama bir araya geldiklerinde muhteşem bir güce sahipler. Mesela arı dansı diye bir şey var. Bir arı bir yerde çiçek kaynağı bulduğunda gelip diğer arılara dans ederek bunu anlatıyor. Kovanın içinde bir pislik varsa dışarı atmak için birlikte çabalarlar. Dışarıdan gelen arı hırsızlık amacıyla geldiyse anlayıp kovana sokmazlar, yolunu kaybedip geldiyse aralarına alırlar. Her hareketlerinin bir anlamı, kendi aralarında bir dilleri var. Tıpkı bilgisayar programlama dillerinde olduğu gibi arıların da bir uyum ve ahenk içeren dillerini öğrenmeye çalışıyorum ve bu konuda epey yol aldığımı düşünüyorum.”

YAZILIMDA ÖĞRENDİKLERİNİ ARICILIKTA KULLANACAK

Aile bireylerinin kararını desteklemediğini ve hep Ankara’ya dönmesini istediklerini söyleyen Akkaya “Aldığım karardan hiçbir zaman pişman olmadım. Boşuna okuduğumu düşünmüyorum. Sadece mesleğimi bırakıp yeni bir meslek edindim. Yazılım ve programlamayla ilgili bildiklerimi yaptığım arıcılık faaliyetlerini geliştirmek için kullanmayı düşünüyorum. Hali hazırda benzerleri olsa da kendime uygun bir Arı takip uygulaması üzerine çalışıyorum. Aynı zamanda bir de sipariş takibiyle ilgili de bir uygulama geliştirmek için çalışmaya başladım” dedi.

Kaynak 
Mesudiye sevdalıları