Pek çok insanın unuttuğu Kombassan hikayesi..
Sistemin temeli "çok ortaklı" olmasına dayanacaktı. Ana söylem ise "faizsiz kazanç" olacaktı. hedef kitle ise muhafazakar, yastık altı tasarrufu yapan ve özellikle de camilerin cemaati olan dindar kesimdi.. 1989 yılında Haşim Bayram resmen düğmeye bastı ve ilk şirketini kurdu
1-) Takvimler 1986'yı gösterdiğinde Konya'nın bereketli ovalarının kenarında durmuş düşünen ve burada tarım dışında yatırım yaparak da para kazanılabileceğini kurgulayan bir yüksek kimya mühendisi vardır. o genç mühendisin adı Haşim Bayram'dır...
2-) Haşim Bayram muhafazakar bir kişiliktir Konya'nın belirli iş çevrelerinde ve özellikle muhafazakar çevrelerde sevilmektedir. 1986 yılında başlayan farklı bir modelle para kazanma fikri 1988 yılında tamamen yerine oturmuş, Haşim Bayram organizasyonu kafasında şekillendirmiştir
3-) Sistemin temeli "çok ortaklı" olmasına dayanacaktı. Ana söylem ise "faizsiz kazanç" olacaktı. hedef kitle ise muhafazakar, yastık altı tasarrufu yapan ve özellikle de camilerin cemaati olan dindar kesimdi.. 1989 yılında Haşim Bayram resmen düğmeye bastı ve ilk şirketini kurdu
4-) Haşim Bayram özellikle cami cemaatleri ile temas kurdu. İkna kaabiliyeti yüksekti. İnsanlara şirketin hazır olduğunu, faizin çok büyük haram olduğunu, faiz yiyen ile zina yapan arasında fark olmadığını anlatıyordu.kendileri kesinlike faiz vermeyecekti...
5-) Kendileri yaptıkları işe para yatıran herkese "kar payı" verecekti. ortaklık yüzdesi %1'i (aslında binde biri) geçemeyecek ama ne kadar fazla para yatırılırsa sistemden kar payı olarak o kadar fazla pay alınacaktı..
6-) Haşim Bayram broşür ve kataloglar bastırıyor insanlara yapılacak tesislerden bahsediyordu. Tabi bu tesislere para yatırır ortak olurlarsa yıl sonu edilecek kâr'dan dünya'nın dört bir yanındaki mazlum müslümanlara yardım gönderileceğini eklemeyi unutmuyordu...
7-) Bu sistemde kar-zarar ortak olacaktı. İsteyen herkes sisteme dahil olabilecekti.. herkes şirketin gayrimenkul, makina, teknolojisine de payı oranında ortak olacaktı...
8-) Bu sistem büyük rağbet görmüştü. İnsanlar değişik meblağlarda parasını Haşim Bayram'a yatırıyor karşılığında "ortaklık katılım belgesi" alıyordu. bu belge matbaada bastırılmış sıradan bir belgeden başka bir şey değildi ve hukuki hiç bir karşılığı yoktu..
9-) Kısa zaman içerisinde sisteme sürekli artan sayıda katılımcı girişi oldu. Sisteminin yaşaması için ilk yılın sonu hayati önem taşıyordu. o nedenle sisteme giren ilk paralarla ufak tefek yatırımlar da yapılmaya başlandı..
10-) İlk yılın sonu geldiğinde sisteme para yatıran kişilere Haşim Bayram'ın bir sürprizi vardı.. herkes %5-%10 kar payı beklerken Haşim Bayram "çok kar ettik" diyerek insanlara %40 kar payı dağıttı..
11-) Sistemde az kişi olduğu çin yatırımlardan gelen paranın bir kısmı ile kâr payı finanse edilmişti. Modelin adına kâr zarar ortaklığı modeli denmişti ama yatırdığı 10 bin mark'ın bir sene içinde %40 değerlenip 14 bin mark oluşunu gören yatırımcı kitle kârın büyüsüne kapılmıştı
12-) Çoğu kârı hiç almayıp sistemde bulunan ana parasının üzerine eklenmesini istedi.. böylece bir sonraki sene kazancı katlanarak artacaktı. Bir de bu kazancı duyanlar sisteme dahil olmaya başlayınca kar topu çığ gibi büyümeye başlamıştı.
13-) Öte yandan Konya merkezli pek çok firma ofisler tutup isimlerinin sonuna "holding" ibaresi ekledi ve aynı yöntemi kullanmaya başladı. Konya'da resmen kâr payı savaşları yaşanıyordu. %60-70 hatta %80 kâr payı vaad eden holdingler türemiş Kombassan kendi rakiplerini yaratmıştı
14-) Fakat Kombassan'ı diğer "muadili" holdinglerden ayıran 2 temel özellik vardı; -Kombassan belirli yatırımları gerçekten yapıyor ve tesisler kuruyordu. -Kombassan'ın başta Necmettin Erbakan olmak üzere Refah Partisi ile olan yakın ilişkileri.
15-) Takvim yaprakları 1991'i gösterdiğinde Refah Partisi yapılan genel seçimlerde ittifak ile meclis'e girerken Türkiye için de siyasal islam'ın önlenemez yükseliş dönemi başlıyordu..
16-) 1980'lerin sonu 1990'ların başı itibariyle ilmek ilmek siyasi yolu dokunan önü açılan siyasal islam, yurt dışında da özellikle Almanya-Avusturya-Hollanda hattında çok etkindi. Refah Partisi yan kuruluşu milli görüş vakfı bu ülkelerde gurbetçiler üzerinde büyük nüfuza sahipti
17-) Köln'ü merkez yapan milli görüş vakfı bu ülkelerdeki her camiyi adeta bir Refah Partisi teşkilatına çevirmişti. Bu cami cemaatlerinden toplanan bağışlar, kurban derileri, kitap satışları, şenlik vs organizasyonlar tek merkezden yönetiliyordu ve ortada büyük bir rant vardı..
18-) Yurtdışında Almanya-Avusturya ve Hollanda hattında refah partisi'nden izinsiz bir camiye girip cemaatten bir şey için para toplamanın mümkün olmadığını bilen Haşim Bayram yeni hedefi için Ankara'nın yolunu tutuyordu.
19-) Yurt dışı için sistem şöyle işleyecekti.. Refah Partisi genel merkezi'nden bedeli karşılığı onay alınıyordu sonra milli görüş vakfı'nın girilmek istenilen camisinin bulunduğu bölge temsilcisine gerekli izin bedeli ödeniyor, son olarak bir izin bedeli de cami için veriliyordu
20-) Ama öyle cami cemaatlerine ulaşılıyordu ki örneğin harcanılan 100 bin mark, 10 milyon mark olarak geri dönüyordu. herkes kazanıyordu,rant korkunçtu..
21-) Artık Haşim Bayram sık sık Almanya'ya gidiyor başta köln olmak üzere cami cemaatine "faizsiz yüksek kâr payını" anlatıyor, faizin günahına özellikle vurgu yapıyor zaten faiz karşıtı olduğu için birikimini yastık altında tutan gurbetçilerin birikimlerini topluyordu..
22-) Toplanan paralar karşılığında Türkiye'de olduğu gibi ortaklık katılım belgesi veriliyordu tabi onların da hukuken hiç bir karşılığı yoktu ve ilk yıl sonunda %40'tan aşağı olmamak kaydı ile kar payı dağıtılıyordu.. Sistemin devamının sağlanması için bu hayati önem taşıyordu..
23-) Bu arada sessiz biçimde lüksemburg'da bir şirket kuruldu şirketin adı "kombassan holdings s.a 1929" idi. kurulan bu şirket olayın kilit taşı olacaktı. Bu şirket kâr-zarar ortaklığı modeliyle pek çok kişiyi ortak edip kasasına milyonlarca euro sokup ekim 2007'de iflas etti..
24-) Şirket iflasını açıkladığında 25 bin kişi mağdur olmuştu. Almanya'da toplanan paralar ile Kombassan'a ortak olduğunu sanan muhafazakar gurbetçiler aslında Lüksemburg'ta kurulan paravan şirkete ortak ediliyorlar, paraları da vergi cenneti lüksemburg'a akıyordu..
25-) Tabi Lüksemburg üzerinden de Türkiye'de bulunan ana firma kombassan inşaat tarım ve turizm işletmeleri aş hesabına... Bu lüksemburg ayağını bir yere not edin.. birazdan oraya geri döneceğiz.
26-) Takvimler 1993.. yerel seçimler yaklaşıyor.. MSP döneminden beri basının gücünü çok iyi bilen Erbakan, Türkiye'de özel kanalların açılmasıyla geniş kitlelere ulaşmak için bir kanal kurmak istiyor..
27-) Erbakan, Altınoluk'taki meşhur yazlığına Kombassan A.Ş yönetim kurulu başkanı Haşim Bayram, Azmi Ateş, Zekeriya Kahraman ve kara kutusu Recai Kutan'ı çağırır...
28-) Kanal projesi masaya yatırılıp bir kanal kurulmasının kararı verilir. Teknik alt yapı için TRT ile görüşülür. 3 şubat 1993 tarihinde ise kanal için 8 ortaklı Yeni Dünya iletişim A.Ş kurulur. şirketin yönetim kurulu başkanı Recai Kutan, Başkan yardımcısı ise Haşim Bayram'dır.
29-) Vakit kaybedilmeden Almanya seferine çıkılır. Artık camilerde bir "islami kanalın önemi ve gereği" üzerine vaazlar vermektedir haşim bayram... işte kanal 7 bu camilerde toplanan paralar ile 1994 yılında kurularak yayına başlar..
31-) Ancak kanal 7 için para toplarken de Kombassan'a toplar gibi toplayan Haşim Bayram yatırımcılara "kanalın gayrimenkulleri, teknik cihazlarına, araçlarına da ortak olacaksınız" demiştir. Bundan sonra para toplama işinde aktif olan Zekeriya Kahraman olacaktır.
32-) 1994 yılında siyasal islam Erbakan ve Refah Partisi öncülüğünde büyük sıçrama yapar, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok büyükşehiri kazanır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın önlenemez yükselişi de bu yerel seçimle başlar..
Ekonomi Dünyası
@dunyadanfinans