Reklam

ASRIN DEPREM FELAKETİ…

Sn. Erdal ALKIŞ Bey'in "ASRIN DEPREM FELAKETİ…" başlıklı "Özet bir değerlendirme raporu" niteliğindeki yazısını siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.  

ASRIN DEPREM FELAKETİ…

Sn. Erdal ALKIŞ Bey'in "ASRIN DEPREM FELAKETİ…" başlıklı "Özet bir değerlendirme raporu" niteliğindeki yazısını siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.  

ASRIN DEPREM FELAKETİ…
10 Şubat 2023 - 11:14

Erdal ALKIŞ
 
Evet son yüzyılın 1.5 dakikada yaşadığı dünyanın en büyük felaketini ülkemiz yaşadı. Benim de memleketim olan Kahraman Maraş merkezli 9 saat arayla meydana gelen 7.6 ve 7.7 şiddetinde iki deprem Akdeniz’den Güneydoğu Anadolu’ya doğru 20 milyon insanı etkileyecek şekilde meydana geldi.
 
Bu konuda hemen her gün yeni gelişmeler yaşanacak elbette. Ama bu yara bana göre ancak 10 yılda sarılabilecek.
 
İnsanlar ilk olayın sıcaklığı ile ve sosyal medyanın da gücü ile muhteşem bir iletişim örneği sergileyerek öncelikli olarak devletin başta anlayamadığı “olayın büyüklüğünü” dünyaya anlattılar. Bu şekilde imkânı olanlar hemen yardıma koştu. Bu gerçekten örnek alınacak bir durum oldu.
Ancak bu ani tepki durumun da vahameti ve insanların çaresizliği ile birleşince durumu akışına bırakmaya başladılar. İşte bu durum çok ama çok endişe vericidir…
 
Bölge %70 oranında yok oldu. Ayakta kalabilen ve bir yakını olan insanlar bu oranda şehirleri ve yaşadıkları yerleri terk etmektedirler. Devletin ve STK ların desteği ile 3 aylık geçici barınma yerlerine de çok sayıda göç olacağını tahmin edilmektedir.
 
Dolayısıyla çadırlarda yaşayan/yaşayabilenler ve evi hasarsız kalanlar dışında neredeyse tamamı yaşadıkları yerleri terk ediyorlar geçici de olsa.
 
İşte burada iki büyük endişem var.
 
Birincisi, bu terk edilen yerlerde özellikle dışardan gelen yabancıların işgali ve yağmalarıdır. Bu çok ama çok önemlidir.
Diğeri ise bugün yapılan yardım ve iyiliklerin asıl 1. Ayın sonundan itibaren 5 yıl içinde yapılmasının devam etmesi gerekirken bu insanların birden konuyu unutmaları asıl felaket olacaktır. Çünkü bu bölgelerde yaralar öyle 1-2 yıl içinde sarılabilecek şekilde değil. Bunu özellikle yetkililere söylemek isterim.
 
Bir başka önemli konu da; bölgenin yeniden imarı ile alakalı yapılacak planlama ve uygulama çok önemlidir. Yıkılan binaların DASK sigortalarının olduğu tahmini ile Devlet bu konuya da çok ama çok dikkat ederek haksızlığın önüne geçilmesi gerekecektir.
Yıkılan yerlerin yeniden yapılması için İNSANİ DEĞERLERE UYGUN, ALT VE ÜST YAPISI, PARK ALANLARI, SOSYAL ALANLARI İLE değerlendirilecek şekilde MODERN VE KALİTELİ yapıların uygulanması gerekmektedir. Yoksa yeniden yapılacak beton yığını yine başka bir felakete zemin hazırlayacaktır.
 
Başka bir konu daha açmak istiyorum.
Özellikle bu göçten dolayı bölge sanayisi personel bulmakta çok zorlanacaktır. Bu konu hem sosyolojik hem ekonomik olarak çok ama çok dikkat edilmesi gereken konudur. Uzmanlar bu konuyu çok detaylı bir şekilde hem güvenlik hem sosyolojik olarak çok iyi planlamalıdır. Fabrikaların durumu ile alakalı bu zamana kadar bir bilgi oluşmadı. Kısmen hasarların olması doğal bir durumdur. İnşallah beklenenin aksine daha az zararla toparlanılacak durumdadır.
Başka bir konu köylerdir. Bölgedeki köylerde yaşam olabilecek maalesef yok gibidir. Bölgenin ülkeye tarımsal katkısı asla azımsanmayacak büyüklüktedir. Dolaysıyla köylerin imarında hem sağlam hem de insani ihtiyaçlara göre planlanmalıdır. Özellikle güneş enerjisi uygulanarak ülkenin bölgesel enerji kaynağına katkı sağlanabilir.
 
Hülasa asrın felaketine bugün ile kalınmadan 5-10 yıla yayılacak şekilde desteğin çok iyi planlanması ve uygulanması çok önemlidir. Elbette devletteki ehil kadroları bunları bizden daha iyi biliyorlardır. Ama biz de tarihe not düşmek istiyorum.
 
Bir başka unutulmayacak konu da; bölge halkının Suriyeli vatandaşa en büyük çapta kucak açmış olmasına rağmen yaptıkları yağmaları unutamam. Ölülerin küpelerini, bileziklerini çalanları asla unutmayacağım. Girilemeyen evlere girip te hırsızlık yapanları unutmayacağım. Devlet görevlileri halkı sakinleştirmek için bu konularda gerçekleri söyleyemiyorlar. Doğaldır, devleti yönetenlerin konuyla alakalı kararlarıdır. Saygı duyuyorum. Ama gerçek asla öyle değil. Dolayısıyla bu samimiyet ve iltimas onlar için artık geçerli OLMAMALIDIR.
 
Bir başka konu bölgenin belediye başkanları…
Maalesef hiç iyi düşünemiyorum bu zamana kadarki durumlarını. İnsanların arasına girmeleri ve feryat etmeleri gerekirken ortadan kayboldular. Sadece onları Allaha şikayet ediyorum…
 
Konuyu siyasi malzeme yapan, siyasi mahallecilik yapan, siyasi terör yapan, insanları ötekileştiren, hatalarını iftira atarak kapatmaya çalışanlar… sizleri de Allaha şikayet ediyorum.
 
Yazarken dahi dağınık olduğunu biliyorum ama en azından bu konuda içimdekileri, yaşanmışlıkları, gözlemleri belirtmek de gerekmektedir.
 
Daha sonra daha geniş değerlendirme yapana kadar Allaha emanet olun.
 

Bu haber 508 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum