Reklam

ATATÜRK'E GÖRE TÜRK KİMDİR, TÜRK MİLLETİ NEDİR?

"Türk milletinin yapılanmasında etken olduğu görülen tanımsal ve tarihsel olgular şunlardır:

ATATÜRK'E GÖRE TÜRK KİMDİR, TÜRK MİLLETİ NEDİR?

"Türk milletinin yapılanmasında etken olduğu görülen tanımsal ve tarihsel olgular şunlardır:

ATATÜRK'E GÖRE TÜRK KİMDİR, TÜRK MİLLETİ NEDİR?
14 Şubat 2021 - 18:12

 
Atatürk, kendi el yazıyla yazdığı ve bir dönem okullarda da okutulan Yurttaş İçin Medeni Bilgiler adlı kitapta Türk milleti (ulusu) tanımlamasını şöyle yapmaktadır:
 
"Türk milletinin yapılanmasında etken olduğu görülen tanımsal ve tarihsel olgular şunlardır:
 
1- Siyasi varlıkta birlik
2- Dil birliği
3- Yurt birliği
4- Irk ve köken birliği
5- Tarihi yakınlık
6- Ahlaki yakınlık
 
Türk milletinin oluşumunda mevcut olan bu şartlar diğer milletlerde olgunlaşmış biçimde yok gibidir. Daha genel bir tarif yapabilmek için diyelim ki bir topluluğa millet diyebilmek için bu şartların aynı zamanda olgunlaşmış ya da kısmen bir arada bulunması lazımdır.
 
Bütün milletler tamamen aynı şartlar altında oluşmadıklarına göre, Türk milletinde yaptığımız gibi, diğer her millet ayrı olarak değerlendirilmedikçe milliyet fikrini genel ve bilimsel olarak tarif etmek güçtür. Çünkü tespit ettiğimiz şartlar, insanların millet olmasına yardım etmişlerdir. Fakat bu tarz oluşumdan başka adeta bu şartların tesirini kaale aldırmayan millet oluşumları da vardır."
 
(Kaynak: Prof. Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları, s. 371-373)
 
1) Siyasi varlıkta birlik, amaç ve hedef birliğidir. Birlikte ağlayıp birlikte gülmek, aynı hedefe yürümek demektir. Eleştirileri, hükümetlere değil de doğrudan doğruya Türk devlet mekanizmasına yöneltenler, Türkiye Cumhuriyeti'nin değil de kendilerini ait hissettikleri toplum ya da devletlerin çıkarlarını önde tutanlar kendi kendilerini milletin genelinden ayırmaktadırlar. Türk vatandaşı olduğu halde kendini diasporacı olarak tanımlayanlar, başka ülke bayraklarının sevicileri, yabancı ülke yöneticilerinin ağzıyla hareket edenler hep zihnen, fikren, ruhen ve kalben derece derece ayrılıkçılardır. Bu tiplerin İkiyüzlülüğü bırakıp kendilerini ait hissettikleri ülkelerin vatandaşları olmalarında yarar vardır.
 
2) Dil birliği, olmadan millet olunmaz. Millet olmaktaki en önemli öge kayıtsız şartsız dil birliğidir. Anadilde resmi eğitim talep edenler, kesin olarak Türk milletinin karşısında konumlanır. Atatürk'ün "Bizim milliyetçiliğimizin esası, dil birliğimizin korunmasıyla mümkün olacaktır. Türkçe, bütün Türkiye'ye egemen olmalıdır." "Kesinkes bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas olacaktır." "Türk demek dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. 'Türk milletindenim.' diyen kişi, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan biri kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz." ve benzeri Türkçeyle ilgili pek çok özdeyişi dil konusuna verdiği başat önemi göstermektedir. Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu kurdurması da bu amaç doğrultusundadır.
 
3) Yurt birliği, aynı eğitim dolayısıyla ruhen, kalben ve fikren kültür birliğini sağlamakta kolaylaştırıcı ve birarada yaşamaktan dolayı kaynaştırıcı bir unsur olduğundan önemlidir.
 
4) Irk ve köken birliği de soydaşlık ve akrabalık duygusu yaratması bakımından önemlidir. Günümüzdeki genbilim araştırmaları, Türkiye'nin genetik bakımdan da %83 oranında Türk olduğunu göstermiştir.
 
5) Tarihi yakınlık, millet olmaktaki unsurlardan bir diğeridir. Türk tarihinde, tipik örneği Timur-Beyazıt çekişmesi olan pek çok iç çekişme ve egemenlik mücadelesi de Türkler arasında zaman zaman yaşanmıştır. Günümüzde Türklük bilincinin küresel ölçekte yükselmiş olması bu türlü iç çekişmelerin önüne geçmektedir. Ayrıca tipik örneğini Gagauz, Macar ve Karay Türklerinin gösterdiği üzere, Müslüman olmayan Türkler de soy ağacının bileşenleri ve büyük Türk tarihinin birer parçası olduklarının büyük oranda farkındadırlar. Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'nu kurdurması da bu amaç doğrultusundadır.
 
6) Ahlaki yakınlık, milleti oluşturan bireylerin kaynaşmasını kolaylaştıran başka bir unsurdur. Atatürk’ün Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmasının önemli nedenlerinden biri de Türkiye’deki Hanefi ve Alevi Türklerin ahlaki algılarının bir potada birleştirilmesidir. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan laiklik, hem Türkiye içindeki hem küresel ölçekteki Türk Birliği’nin sağlanması için son derece önemli bir ilkedir. Türk ve Türklük düşmanlarının din ve mezhep kavramlarını Türk birlik ve bütünlüğüne karşı birer silah olarak kullanmalarına asla fırsat verilmemelidir.
 
H. Cem Kanıbir
Atasen Genel Başkanı-Türkolog
www.atasen.org.tr 

Bu haber 2577 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum