Vali, bir ilin en üst mülki amiridir, devletin tüzel kişilerini temsil olarak yöneten ve en üst düzeyde yer alan idari amir olarak bilinir. Valiler, yürütme erkinin önemli bir organı olmasının yanı sıra devlet hiyerarşisinde en üst sıradadır. Vali’lerin  memuriyeti “özel statülü” şeklinde tanımlanmıştır. Yani “valilik fakültesi” diye bir şey yoktur ve 81 ilimiz için görevlendirilen her bir valinin “özel ve üstün “ vasıfları vardır. 

Bunun yanında her ne kadar bir ilin en büyük mülki amiri konumunda olsalar da Valiler, atandıkları kentlerin misafiridir. Misafire iyi davranmak, misafirin gönlünü hoş tutmak yaşadığımız coğrafya da sosyal hayatı düzenleyen, yazılı olmayan kurallardandır. 

Sayın Valimiz Ordu’ya atandığı günden bu yana halk ile iç içe, hangi sokaktan çıkacağı belli olmayan, halkın küçüğünden büyüğüne, dilencisinden iş adamına kadar insan ayrımı yapmaksızın onlarla oturan, makamına kabul eden, arabasına alan biridir. Her şeyden önce bir Anadolu insanı var karşınızda: Size değer veren, sizi bilen, sizi gören, sizi duyan ve sizi hisseden karnıyla değil yüreğiyle konuşan bir Vali....
Sayın valimizle ilgili olarak iki iddiaya dikkat çekerek devam etmek istiyorum.

-Korgan Yaylası’ndaki geleneksel yağlı güreş etkinliklerinde yine geleneksel süreçlerden biri olan “Ağalık” için Sayın Vali 1 milyon TL vermiştir. Bunu da “İlçe ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılmak üzere” diye şarta bağlamıştır. Ayrıca Vali Bey, bu hareketiyle etkinliklere gölge düşürecek bir gerginliği de önceden görerek bertaraf etmişlerdir ki, buna girmiyorum bile. Bahse konu para Vali beyin cebine girmemiş, birilerine peşkeş çekilmemiş, gizli kapaklı iş çevrilmemiş, kaynak belli, gittiği yer belli, amaç belli. Bu mevzuyu sakız yapmak, tersten bakmak popülizmle açıklanabilir. 

-Bir diğer iddiaysa insani yardım aracıyla İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda İdlip’e yapılan briket evler için Valilik bütçesinden 8 milyon TL aktarıldığı şeklindedir. O sürecin valilikler eliyle kentlerdeki STK’lar ve hayırseverler tarafından finanse edildiğini bilmeyen yok. O briket evler de yaptırılması için destek olanlar da ortadadır. Gizli, kaçak, yasadışı bir durum yoktur ve bu insani yardıma dair tüm yazışma ve evraklar da ortadadır. Kim ne kadar yardım yaptı kuruşu kuruşuna kayıt altındadır ve olayı da gayet açık izah etmektedir. 

Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben, Vali beyin üzerine gizli eller mi diyelim, kirli eller mi diyelim yoksa yıllardır ülkenin her yerinde oldukları gibi ilimizde de olan kokuşmuş zihniyetleriyle hareket edenler mi diyelim adını ne koyarsak koyalım birileri tarafından sistematik olarak gidildiği ve yıpratıldığı izlenimine kapılıyorum. 

Her defasında makamdan gayet mantıklı ve net açıklamalar gelse de birileri sürekli bir şeyler üfürmekten vazgeçmiyor. 

Güzel bir söz okumuştum bir yerlerde, şöyle diyordu;
“Şayet bir fare bir kediye kafa tutuyorsa ya aklını kaçırmıştır ya da arkasında bir köpek vardır”

Siyaset güzel şeydir, heyecanlı şeydir. İnsanın ruhunu ve bedenini canlı tutar, algılarını açık tutar. Siyaset yapanlara ve hatta bu uğurda popülizm yapanlara bir şey dediğimiz yok ama aklımızla da alay etmeyin!