Reklam
Reklam

Doğa müthiş bir denge üzerine kurulmuştur..

Merhaba ben karayılan.Beni öldürmeyin, yollarda arabanız ile üstümden geçmeye çalışmayın. Türkiye’nin en büyük yılanlarından biriyim ve zehirsizim. Kertenkele ve küçük yılanlarla beslenirim. Nüfus kontrol memuru gibiyim, ekolojik dengeyi korumaktır işim. İnsanlardan kaçarım.

Doğa müthiş bir denge üzerine kurulmuştur..

Merhaba ben karayılan.Beni öldürmeyin, yollarda arabanız ile üstümden geçmeye çalışmayın. Türkiye’nin en büyük yılanlarından biriyim ve zehirsizim. Kertenkele ve küçük yılanlarla beslenirim. Nüfus kontrol memuru gibiyim, ekolojik dengeyi korumaktır işim. İnsanlardan kaçarım.

Doğa müthiş bir denge üzerine kurulmuştur..
22 Haziran 2020 - 18:40



Ekolojik Denge Koruyucusu: Karayılan

2 dakikada okuyabilirsiniz
”Merhaba, ben Karayılan. Lütfen beni öldürmeyin.”
Taşınılan doğada kalıcı olmak doğanın döngüsünü öğrenmeye başlamakla çok ilgili kesinlikle. Eğer sizin de hayaliniz bi’ çiftlik ise, toprağın asıl sahiplerini tanımak şart.

Özellikle de sürüngenlerden ve onların ekolojik denge üzerindeki etkilerinden haberdar olunmalı.

Türkiye Kurbağa ve Sürüngenleri Gözlemciliği ve Fotoğrafçılığı Topluluğu da tam olarak bu nedenle sürüngenler üzerindeki yanlış algıya karşı bilinç oluşturmaya çalışıyor.

Bu grup, çiftçi dostu olarak bilinmesi gereken Karayılan’ı gördüğünüzde elinize sopa ya da silah almayın istiyor. Aşağıdaki yazıyı bu nedenle buraya bırakıyoruz.

Lütfen beni öldürmeyin. Bilimsel adım “Dolichophis Jugularis.” Türkiye’nin en kocaman yılanlarından biriyim.
Siyah renkliyim ve üç metreye kadar uzayabilirim. 
Ülkenin güneyinde ve güneybatısında, bağ ve bahçelik yerlerde yaşar, kemirgen, kertenkele ve küçük yılanlarla beslenirim. Nüfus kontrol memuru gibiyim, ekolojik dengeyi korumaktır işim. Bakmayın boyuma, zehirsizim. İnsanlardan kaçarım. Çiftçi dostuyum. Lütfen beni öldürmeyin. Oluklu kertenkeleyi, Su yılanlarını, Toros kurbağasını, Engerekleri, Lekeli semenderi, Dikenli keleri, Türk kelerini de öldürmeyin.

Yılan görünce ürpermeyen insan yok gibidir. “İstisnasız, bütün toplumlarda zehirli olmasından dolayı bütün yılanlara katliam uygulanır,” diyor grup üyelerinden Filiz Kemal.
Aslında yılanların çok azı zehirlidir. 

Ve hiçbiri, insan tarafından aşırı biçimde tehdit edilmeden, saldırmaz. 

İnsanın ayak seslerini, yerdeki titreşimlerden algılar ve gizlenir. Filiz Kemal’in anlattığına göre Türkiye’de yaşayan 47 yılan türü içinde sadece engerekler “ciddi derecede” zehirlidir.
Onlara da rastlamak çok zordur. Genellikle dağlık alanların ağaçsız, taşlık kısımlarında yaşarlar ve gece avlanırlar. Gündüzleri kovuklarda, taş altlarında gizlenirler. Türkiye’de üç tane de yarı zehirli yılan var. Bunlar, çukur başlı yılan ve iki tür kedigözlü yılandır. Bunların zehir dişleri, üst çenenin en gerisindedir. Ağızlarına aldıkları kertenkele, kuş gibi canlı avları zehirlemeye yarar. İnsanı ısırsalar bile bu dişlere ulaşmaz.
“Bunların dışında kalan 35 tür tamamen zehirsizdir,” diyor Filiz Kemal. “Gündüz bahçelerde, kırlarda gördüğümüz uzun boylu, hızlı hareket eden yılanların insana hiçbir zararı yoktur. Darda kaldıklarında bunlar da ısırmaya çalışır. Isırsalar bile bu kedi tırmalamasından çok farklı değildir.”

Kaynak: http://www.turkherptil.org

Bu haber 1154 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum