Reklam

DR. NÜVİT SOYLU "CORONA VİRÜS VE TARIM"

Dr. Nüvit SOYLU  Zir.Yük.Müh. Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Gönüllü Danışmanı

DR. NÜVİT SOYLU "CORONA VİRÜS VE TARIM"

Dr. Nüvit SOYLU  Zir.Yük.Müh. Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Gönüllü Danışmanı

DR. NÜVİT SOYLU
26 Ocak 2021 - 10:27

 

CORONA VİRÜS VE TARIM

Corona virüs doğal olarak sektörler arasında sağlık sektörünü öne çıkarsa da,  sağlığın, gıda, doğru beslenme ile ilişkisinin tarımsal üretime bağımlı olduğu yadsınamaz bir gerçek.

Tüm faaliyetlerin gerçekleştirilemez, işine gidilemez, “evde kal” süreçlerinde de yaşamak için gıdanı almak zorunda isen, tarımsal üretimin önemi anlaşıldı mı?

 

Dışa bağımlı, “daha ucuz” koca yalanıyla, çiftçiye verilmeyen desteğin ithalatta kullanılarak,  ithalatla çözeriz anlayışıyla, gıda egemenliğini çok uluslu şirketlere (ÇÜŞ) vermenin, gıda güvenliği ve güvenilirliğini nasıl yok ettiğini bir virüs gözler önüne serdi.

Umarım unutulan, toplumun ihtiyacını karşılayacak tarım sektörünün, çiftçinin, tarım işçisinin, tarım topraklarının önemi, hem üretirken, hem de kendini beslerken yarattığı katma değer bugün anlaşılmıştır. Şayet halen anlaşılmadı ise gelecekte yaşanacaklar, anlamayanların eseri olacaktır. Hele bu durum, Türkiye gibi 4 mevsimi yaşayan bir ülkenin, ithalata bağımlı politikalarla geldiği durumu açıklayacak argümanı kalmamışsa sadece “ çok yazık” denir.


Ne yazık ki, tarım sektörümüz bu süreçte daha fazla olumsuz etkilendi. Kurumsal yapısal değişim, dönüşüm adı altında, kurumlar kapatıldı, kurumsal yapı, kurum hafızaları yok edildi, altyapı yatırımları engellendi, dönüşüme tabi tutuldu, mesleki uzmanlaşmış personel işlevsizleşti, kayıt memuru oldu, çözüm derken soruna dönüştürüldü.80’ li yıllarda dillendirilen,90’ lı yıllarda uygulamaya konulan, küreselleşme, globalleşme, serbest piyasa/ ticaret, gümrük birliği, özelleştirme, İMF, DTÖ, Dünya Bankası yaptırımları, bizim gibi ülkelerde hiçbir sorunu çözemediği gibi, daha ciddi sorunlar yarattı ama kendileri için de bir fayda yaratamadı, çok ciddi ekonomik krizler yaşandı. Vahşi kapitalizmin, neoliberal politikalar yutturmacasının yarattığı algı ile oluşturduğu insanlığın felaket zincirine her gün bir halka daha ekleniyor.

 

Tarım sektörü, sanki diğer sektörlerin alternatifiymiş gibi, gelişmeden, kendine yeterli hale gelmeden, sanayileşme, hizmetler sektörü hele hele bilişim sektörü gelişebilir ütopik anlayışının yol aldığı süreçte,  bu sektörler gelişemediği gibi, tarımdan beslenen sektörlerde de hiçbir gelişme yaşanmadı.


Özellikle ülkemiz için tek çare, tek çözüm olsa da, kooperatif örgütlenmeler,100 yıl önce Atatürk “çiftçi milletin efendisidir” dese de, 1924 yılında kooperatifleşmeye ait yasalar çıkarmışsa da,  BM tarafından tüm sektörler için 2010’ lu yıllarda anlaşılıp, karteller, tröstlere “kooperatifleşin” önerilse de, devre dışı bırakıldı.Tarım sektöründe, tarımsal üretim, arazi/işletme ve çiftçiyi dikkate alan, doğru yapılanma ile sayısal değil niteliksel ve işlevsel kooperatifleşerek geliştirilmek yerine, alternatif örgütler üretilip faaliyetleri engellenirken,   yerleri,   köyleri bir günde mahalleye dönüştürülüp tarım yapılamaz hale getirilirken, her türlü destekten yoksun bırakılıp, ithalata destek verilince iflas etti. Ürün/girdi maliyetleri arttı, üretici fiyatları artmadı, aracılar bir de ithalatçılar kazandı.

 

Bu durum ülkemizde,  3.5 milyon ha. tarım arazisinde daha tarım yapılmadığı, 2,8 milyon çiftçi, kayıt sistemine kayıtlı olsa da, 900 000 ‘in destekten bile vazgeçmesini sonucunu yarattı.


Çiftçi toprağından koparıldı, şehirlerde varoş yapıldı.Yasal olarak, her yıl, GSMH’ nın % 1’ ni alması gereken çiftçiye devlet henüz 2019 borçlarının yarısını ödeyemedi.

 

Corona virüs günleri, ne zaman geçeceği, geleceği belirsizken ;
Ülkeler ihracat yasağı getirince, ithalat da yapamayacağımız gerçeğinde,

Üretim seferberliği başlatılması,
Tarım ve çiftçiyi önemseyen planlı, örgütlü desteklerin tanımlanarak kullandırılması,
Palyatif çözümler değil, kalıcı çözümler üretilmesi,

Tarımsal üretimin, toplumun gıda ihtiyacının karşılanmasının stratejik öneminin anlaşılması,

Öncelikle temel gıda gereksinimleri olmak üzere tarımsal üretimin tüm ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.

 

Bu gerçekler görülmez ise;

2-3 yıl içinde KITLIK,

Daha sonra AÇLIK çekecek ülke konumuna geleceğimizi
UNUTMAYALIM !

İnsanlık tarihinde birçok kez yaşanmış olan olaylardan ders çıkarılmaz,
“GIDA GÜVENLİĞİ” sağlanamazsa,
BİZİ;
Corona Virüs ( COVİD-19) den daha büyük tehlike bekliyor !!!

 

Dr. Nüvit SOYLU
Zir.Yük.Müh.


Bu haber 1110 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum