Reklam
Reklam

HAKİMİN GÜVENCESİ.....

Sn. Turan Ateş Bey'in "HAKİMİN GÜVENCESİ....." başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

HAKİMİN GÜVENCESİ.....

Sn. Turan Ateş Bey'in "HAKİMİN GÜVENCESİ....." başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

HAKİMİN GÜVENCESİ.....
31 Ocak 2023 - 19:37



    29. Ocak 2023 günü akşamı bir Tv. Kanalında CHP Genel Başkanı Sayın KILIÇDAROĞLU'nu dinledim...
    "Sayın Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın  Adaylığının YÜKSEK SEÇİM   KURULU tarafından  Kabül göreceği ve bunun Hukuken  yerinde olmadığı... Yargının tamamen Siyasal Yönetimin elinde olduğu.... Ve ileri de  bu konuların üzerine gidileceği... Tarafsız olmayan Yargı Mensupları hakkında gerekenin yapılacağı...."
     Ve benzeri açıklamalar...
    Evet...Bende söylüyorum ve bu sayfamda defalarca da yazdım...Pozitif  Hukuk Kuralı gereği; Sayın ERDOĞAN ADAY olamaz. Sadece ; TBMM.3/ 5 çoğunluk olan 361 Milletvekili oyu ile ERKEN SEÇİM Kararı alınırsa  Cumhurbaşkanlığına Anayasanın 101. ve 116. Maddeleri düzenlemesine göre ADAY Olabilir.
     Ancak; Benimki Emekli Bir HAKİM olarak; Uygulamalardan esinlendiğim bir Görüş...Kimseyi bağlamaz...
    Bu Konuda BAĞLAYICI KARARI YSK; oy çokluğu ile verecektir.
    2010 yılı sonrası Yargı Kararları ve Yargı Mensupları TARTIŞILMAKTADIR....
      1980 Öncesi; Siyasi Partilerde ve Siyasi Tüzel Kişiliklerde  Görev almış HUKUK Fakültesi Mezunları Hakimlik Mesleğine kabul edilmezdi. Şimdi ise; Bu tür Hukukçular TERCİH Nedenidirler...
      xxx
     2012 yılı...Sanırım Anayasa Değişliği Referandumu...Ümraniye SEÇİM KURULU Başkanı olarak; Seçimleri yürütüyorum...
    Seçim Bürosunda bir kaç da Av. var. oturuyor ve sohbet ediyoruz.
    Başları kapalı iki Bayan girdi ve SEÇİM MÜDÜRÜNE; Sandık başına gittiklerini OY KULLANDIRILMADIKLARINI....Bu konudaki yakınmalarını ilettiler...
     Seçim Müdürü Bilgisayara Kimlik bilgileri ile girdi. Ve kendilerine; " Seçmen listelerinin askı süreci içinde , askıda adları olmadıkları için talepte bulunmaları gerektiğini ve bu işlemi yapmadıklarından SEÇMEN Olmadıklarını...Oy kullanamayacaklarını..."
     Açıklamaların çok güzel bir şekilde yaptı...Kadınlar Israrcı bir tutuma girdiler... Ben de Kendilerini; Müdürün çok güzel açıkladığını...Oy kullanma hakkını kaybetmiş olduklarını ...İzah ettim...
    Kadının birisi; Ukela  bir tavırla; " Daha Kibar olamaz mısınız?..." dedi.  Müdür;  SEÇİM HAKİMİ olduğumu söyledi
    Aynı Kadın; " ZATEN YAKINDA HAKİMLERİ  TEMİZLEYECEĞİZ..." dedi.
    Tutanak tutup C. Savcılığına verdik.
    Bugünkü sıkıntılar O dönemlerdeki geliştirilen düşüncenin akımıdır.
      xxxx
      Biz; her şeyden önce HAKİMLİK  Mesleğini, Siyasilerin her türlü TASARRUFLARINDAN  Uzak tutmalıyız. Başta SİYASİLER olmak üzere; herkes bu özveriyi göstermesi gerekir.
      Hukuk Devleti ilkesine anlam ve içerik kazandıran YARGININ BAĞIMSIZLIĞIDIR. Yargının BAĞIMSIZLIĞI ve YANSIZLIĞI Konusunda   yaşanacak bir duraksama  da, duyulacak en ufak bir ŞÜPHE, Hukukun Üstünlüğü ilkesini zedeler.
     Hukuk Devletindeki ,Hukuksal sıkıntıları ve Endişeleri; yine en iyi bilenlerde  UYGULAMADAKİ HUKUKÇULARDIR...
      Gördüğüm YANLIŞLIKLARI Eleştirmek ve ilgilileri uyarmak da , benim hakkım olsa gerek...Bunu da ADALET Adına yapıyorum.
      ADALET ve HAKİM Üzerindeki ŞALIN da artık kaldırılması gerekir. Demokrasi; her zaman Hukuka ve  Adalete dayanan bir rejimdir. Demokratik Rejimlerde, Yargının  üzerinde  şal ve benzeri örtüler olamaz...
      Ülkemde Demokrasi sık sık; " ÜLKENİN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ  ve LAİK CUMHURİYETİ  KOLLAMAK ve KORUMAK..." için  Askeri Müdahalelerle  kesintiye uğratılmıştır. Eğer ki; YARGI MENSUPLARI ellerindeki Meşru olan ; YARGI GÜCÜNÜ TARAFSIZ bir şekilde  kullanabilseydiler bir MÜDAHALENİN Söz konusu olması da düşünülemezdi.
     Bu nedenlerle de; YARGI' da CESUR ,KORKUSIZ ve  YÜREKLİ   HAKİMLERE Gereksinim vardır.
     Sosyal Bilimciler; " En İYİ YASALARIN, Zayıf ve Basiretsiz  Uygulayıcılar elinde kötüleştiğini; En Kötü YASALAR ise Nitelikli  Uygulayıcılar  elinde iyileştiğini... " vurguluyorlar...
      Şu gerçeğin kabulü gerekir. Hukuk Devletinin VERİLERİ ile yaşamaya alışmış bir toplumda; keyfi  bir yönetim şeklini benimseme -benimsetme  olanağı olamaz. Hukuk Kişileri Dine, Devletin Otoritesine ve Ekonomik Güçlere karşı korumaktadır. Yalnız bu Hukuk; din kurallarına dayalı bir  Hukuk değildir. Bu HUKUK, Demokratik ve Laik hukuktur.
       Bir YÖNETİM; HUKUKUN üstüne oturduğu zaman rahatlar.
       YÖNETİM; Hukuk dışı  güçlerin üzerine oturup, ondan da güç almaya kalkarsa, kendi geleceğini ve Ülke  Geleceğini KARANLIĞA iter.
      HUKUK Devletinin  bazı İLKELERİ, baştan sıkıcı olabilir. Ama , ilerisi içinde RAHATLATICIDIR.
      HUKUK Devleti; her eylem ve işlemi HUKUKA uygun; İnsan Haklarına saygı gösteren, bu HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİ koruyup güçlendiren, her alanda  bir Hukuk Düzeni kurup ve bunu geliştirerek devam ettiren ve ANAYASAYA aykırı  durum ve tutumlardan  kaçınan Devlettir.
      YASA DEVLETİ ile HUKUK DEVLETİ aynı değildir. Hukuk Yasalardan da ibaret değildir. Hukuk, sadece YASA anlamına da gelmez. HUKUK Devleti, Yasa egemenliğinin dışında ve de üstündedir.
     HUKUK DEVLETİNDE;  her tür YASA değil; HAKLARI GÜVENCE Altına alan  YASALAR EĞEMEN olur.
     YASA Devleti  veya  YASA  Egemenliği anlayışının  yerini, HUKUKUN Üstünlüğü anlayışı almalıdır. HUKUK ile YASA arasında bir ilişki vardır. YARGITAY  Kararında da bunu  şu şekilde açıklamaktadır.
      "HUKUK ile YASALAR ayrı kavramlar olup; Hukuk Kuralları yalnız Yasalardan ibaret değildir. Hukuki Düzen anlamındaki HUKUK toplu halde yaşayan  kişilerin birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen HUKUK NORMLARININ bir bütünüdür.
      YASA NORMLARI, Hukuk Normlarının bir bölümüdür. Ve ÇAĞDAŞ HUKUK Normları her zaman da yazılıdır. "
     Merhum ECEVİT; 12 EYLÜL sonrası , Yabancı bir Basına Demeç vermekten TUTUKLANDI. Kendisine bu konuda soru yöneten Yabancı Basın Mensubuna  ; O dönemin BAŞBAKANI Merhum Bülent ULUSU'ya  bu konuda ŞU CEVABI verdi... 
         "Devletin devamlılığı karşısında Kişiler, NOKTA gibi kalır..." Dönemin Başbakanı...Fazla bir tepki almadı.
      1957 lerde Hükümeti TBMM.de  AĞIR ELEŞTİREN  bir Siyasi Partinin Genel Başkanı, TUTUKLANMAK Üzere Mahkemeye Sevk olundu. Mahkeme Hakimi, çevresine şu sözü  beyan eder.... "PEYGAMBER ÖLDÜ, ÜMMETİ KALDI...ATATÜRK ÖLDÜ, MİLLETİ Kaldı. Bir O. BÖLÜLBAŞI Tutuklansa ne olur?"
     Ama; Hakim bu sözleri söyleyemez...Talihsiz bir söz olsa gerek... Bu söz TUTUKLAMA GEREKÇESİ olamaz.
       Yalnız; Uygulayıcısı iyi olmayan bir YASA; Toplumda sarsıntılara neden  olur. Hakim eli ile -ADALET YOLU İLE - yapılan Haksızlık, çok ağır olur.                                                                                               Yasalara esneklik veren  ve canlılık kazandıran onu uygulayan HAKİMLERDİR...
      ADALET Değerine ulaşma bir KÜLTÜRDÜR. YARGILAMA ise; SANATSAL BİR İŞLEVDİR....
     Hakimin sadece  çalışma alanlarındaki kullanacağı BİLĞİ Donanımların olması  yeterli değildir. Bunların yanında HAKİMİN; BAĞIMSIZ olarak DÜŞÜNME ve KARAR Oluşturma  Yönlerinin de  gelişmiş olması gerekir.
            xxxxxxxxx
      YARGI, Devletin ve  toplumun  ADALETİNİ Gerçekleştiren  bir organdır. ADALET de; herkese hakkı olan şeyin teslim edilmesidir. Bunu da HAKİM gerçekleştirir. Bu GÖREVİ üstlenen Hakiminde , Yasalar ve Vicdani kanaati dışında tüm  etkilere de , kapalı olması gerekir.
      Hakim görevi ile ilgili işlerden dolayı, her türlü dış etkilerden  uzak tutulmalıdır. de , kapalı olması  gerekir.
       Hakim, görevi ile ilgili işlerden dolayı, her türlü dış etkilerden uzak tutulmalıdır. Hakim, her  türlü  dış etkeni kendisine veya yakınına , tehdit olarak görmemelidir. Hakime; bu ortamı ve güvenceyi kişiler ve kurumlar değil, SİSTEMİN Kendisi sağlamalıdır.
     Kısacası HAKİMLER Kararlarını verirken Bağımsız olmalıdırlar. Kısıtlama, nufus , telkin   ve baskıya  maruz kalmamalıdırlar. Hakimler; olaylar karşısında , Yasaları vicdanlarına göre  yorumlayabilmelidirler...
        YARGI ORGANLARI ve YARGI MENSUPLARI; YASAMA ve YÜRÜTMENİN   Alt veya Üst  Organı değildirler.
      Yargı Organları, Yasma ve Yürütmenin de asla karşısında da değildirler. GÖREVLERİ; bu Kurumların HUKUKA UYGUNLUĞUNU Sağlamaktır.
      Şu GERÇEĞİNDE Herkes tarafından  kabullenilmesi  gerekir;
     " Yasama ve Yürütmenin  yaptığı görevlerin  gerekliliği ile ilgili , HAK ve  ÖZGÜRLÜKLERİN DENGELİ Bir şekilde  KORUNMASINI Sağlamaktır."
      Bugün HAKİMLER; VİCDANLARI ile SİYASİLERİN İSTEK ve BASKILARI arasında sıkıştılar...
      1975 yılı DANIŞTAY GÜNÜN de; Danıştay Başkanı Merhum      Prf. Dr. İsmail HAKKI ÜLGEN;
       " TÜRKİYE 'DE HAKİMLER VARDIR. HER ZAMAN OLMUŞTUR, HER ZAMAN OLACAKTIR." 
     Demiştir.
    Bu sözün özü; Almanya'nın BREMEN Şehrindeki bir Alman GAYZER'in  Köylünün ekili arazisinde at arabası ile geçmesi sonucu; aldığı Mahkeme Kararına ilişkin olarak söylemiştir.
    BREMEN'deki HAKİM; TAM BAĞIMSIZ OLMASAYDI; Bu KARARI VEREBİLİR MİYDİ? Bu tartışılabilir. Bence veremezdi... Dava daha çok uzardı...
     İsim yapmış bir AVUKAT, Genç Avukatlara; " KAYBEDECEĞİNİZ DAVAYI HEP UZATINIZ.BURASI TÜRKİYE'dir, HER  ŞEY OLUR... Bakarsınız  YASALAR Değişir..."
      HAKİMİN BAĞIMSIZLIĞI, ANAYASA VE  YASALARLA KONAN  DÜZENLEMELERLE OLMAZ...
      HAKİMİN, ÖNCELİKLE BAĞIMSIZLIK FORMASYONU İLE YETİŞTİRİLMESİ GEREKİR.
       BU FORMASYON, HAKİME EĞİTİM İLE VERİLİR.
     HAKİMİN BELLEĞİNE; "BEN BAĞIMSIZIM....BEN BAĞIMSIZIM....BEN BAĞIMSIZIM...." diyerek ;                                                              ÖZGÜVEN YERLEŞMELİDİR.
        XXXXX
     Mahkemelerde çok genç ve deneyimsiz....Çekingen Hakimler....
     Dosyaları HUKUKÇU Bilirkişilere  tevdi ederek  RAPOR Hazırlatan HAKİMLER....
     Hakim; Uzman olmadığı Konuda; Davanın çözümü için Bilirkişiden rapor alabilir. Ancak; Hukukçu Bilirkişiden Hukuki Rapor alınması anlaşılamıyor... Taraflar  Nitelikli Hukukçu  Kişilerden MÜTALAA Alıp, dosyaya sunabilirler...
      Özellikle de AİLE Mahkemelerinde...
     İstanbul  .......SULH hukuk Mahkemesinde; 1983 Mart Aylarında Açılmış bir Tapuda Kayıtlı Taşınmaz için Açılmış  İZALE-İ ŞUYUU -TAKSİM- DAVASI...
      Hakimin bir ARA KARARI....Dava Dosyasında TARAF TEŞKİLİ; SAĞLANIP-SAĞLANMADIĞININ BELİRLENMESİ için  BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ Yaptırılması...
      40 Yıldır sonuçlandırılamayan bir dava....Henüz Hakim KEŞİF de yapamamış...
       Taşınmazları Taksimi Davası; çok basit bir davadır. Büyük çoğunluğu da; Satış yolu ile giderilmesi için karara bağlanır.
       Bu Sıkıntıların Nedenleri; açılmış ve açılmakta olan Üniversiteler...Ve Yetersiz Öğretim Üyeleri....
    xxxx
    Yargı Mensubu HAKİMLERİN; ATATÜRK'ÜN İLKELERİNİ Benimsemiş ve Hukukun üstünlüğünü  özümsemiş  ve  bu ilkeleri  çağdaş yaşama taşımış Ülkenin Cesur  ve Adil Hukukçuları olmalıdırlar. Hukuku , Ülkemizde en iyi şekilde , onlar uygulamalıdırlar ve uygulayacaklardır da....
     Hakimlik; ADİL OLMAK kadar; YÜREKLİ OLMAYI da gerektirir...
     Saygı ile...

Bu haber 504 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Mehmet CANKAlP
    1 yıl önce
    Değerli Dostum. Mesleğinizin duayeni olarak Konu ile ilgili bilgilendirmeleriniz Gerçekten muhteşem. Dilerim ki ülkemizin geleceğinde Hukuk ile sorumlulukları olan kişi ve Kurumlar üzerlerine düşeni yaparlar da Ülkenin geleceğini karartmazlar. Sai, Mutluluk ve Başarı Dileklerimle.