Reklam
Reklam

KALEM KUTUSU, KALEMTIRAŞ, KOKULU SİLGİ VE KALEM TEPELİKLERİ

60’lar, 70’ lerde pek çok çocuğun ilk kez gördüğü sürgülü tahta kalem kutuları vardı.

KALEM KUTUSU, KALEMTIRAŞ, KOKULU SİLGİ VE KALEM TEPELİKLERİ

60’lar, 70’ lerde pek çok çocuğun ilk kez gördüğü sürgülü tahta kalem kutuları vardı.

KALEM KUTUSU, KALEMTIRAŞ, KOKULU SİLGİ VE KALEM TEPELİKLERİ
07 Şubat 2021 - 23:52

*Naim Güney

60’lar, 70’ lerde pek çok çocuğun ilk kez gördüğü sürgülü tahta kalem kutuları vardı. Bunlar, sürgüsü açılınca içinde iki uzun, bir de yuvarlak olmak üzere üç gözü olan, pek az kalem alabilen kutulardı. Kalemden hoşlanan ve birçok kaleme sahip olmak isteyen çocuklar kalemlerini bu sürgülü tahta kutulara sığdıramazlardı.
Kokulu silgiler ve kalem tepelikleri o yılların en coşkulu yenilikleriydi. Kokulu silgiler o kadar cazipti ki, malına düşkün çocuklar ortasından delip ipe geçirdikleri bu silgileri boyunlarına asarak gezerlerdi. Silgi kaybetmek, henüz tüketimle tanışmamış bir toplumun çocuklarının kaygılarından biriydi. Sık sık silgi kaybettiği için ailesinden azar işiten çocuklar da silgilerini iple boyunlarına asarlardı. Kalem tepelikleri ise, kurşunkalemlerin tepesine geçebilen bir tür oyuncaktı. Nedense öğretmenlerin çoğu bu kalem tepeliklerine pek ses çıkarmadılar. Kalem tepelikleri yayları sayesinde kalem yazdıkça hareket eder, bu da çocukları yazarken eğlendirirdi.
Kurşunkalemler o kadar adi olurlardı ki, sürekli uçları kırılır, ikide bir kalemtıraşla açmak gerekirdi. Çocuklar yaprak gibi kalem yongası üreten bu kalemtıraşlarla kalemleri açmaktan hoşlanırlar, ucu iğne gibi sivri kalemlerle yazmak isterlerdi. Ancak tasarruf eğitimi almış olan öğretmenler, hem tasarruf hem temizlik gayesiyle, bu kalem açmaları bir düzene koymak isterler ve hemen her sınıfta karatahtanın yanında bulunan çöp kutusunda açılmasını şart koşarlardı. Bu şart, garip bir şekilde kalemtıraş kuyruğu oluştururdu. Ucu kırık kalemini alan çocuk bu kuyrukta sıraya girer ve en az kalemi kadar adi olan kalemtıraşla kalemini açar, ucunu üfledikten sonra sırasına dönerdi.
Kalemtıraş konusu derindi. Kalemtıraşların birer “ kalemyiyen “ olduğuna inanan bazı babalar, çocuklarının kalemtıraş kullanmalarını yasaklar, kurşunkalemleri kalemtıraş görmüş mü diye her akşam kontrol ettikten sonra, jiletle veya keskin bir bıçakla kendileri yontarak açarlardı.Hey gidi günler hey
 
GÜZELORDU YEREL TARİH ARAŞTIRMALARI
 

Bu haber 1425 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum