'BAŞAK' YAPMADAN, HİÇ BİR FINDIK MEVSİMİNİ GEÇİRMEZDİK..


Karadeniz’de fındık bahçelerinde fındık toplanırken uygulanan bir yöntem vardı. Fındık toplayan işçilerin arkasından “başakçılar” dedikleri çelik çocuklu bir grup giderdi. Bahçe sahibinin izniyle hasat sırasında yere dökülen yada toprak altında kalan fındıkları ücretsiz toplanırdı.   Bunlar dallar arasında saklanan, yere düşüp otlar arasında kalıp, işçiler tarafından görülemeyen fındıkları kendileri için toplarlardı. Bu işi de genellikle evin çocukları yapardı.
“Başak" edilen fındıklardan elde edilen gelir o çocukların en tatlı ve karlı harçlığıydı.Bu başak parasını bazı çocuklar istediği gibi harcar, bazıları da ailelerine destek vermek için çabalıyorlardı.
Hiçbir şekilde yetişemediğimiz uzun ve yüksek dalların ucundaki bazı fındıkları da “ kurtların, kuşların hakkı” diyerek amele özellikle bırakırdı. “Başakçı”ların da hakkı var değil mi, bir miktar fındık da onlar için kalmalıydı.   Fındığı olmayanlar, vatandaşlar, fındık toplama sezonu sonunda, bahçeleri dolaşıp kalan fındıkları toplarlardı .
Fareler, sincaplar, ise yaprak altına, çort dibine veya ocağın içine düşen fındıkları bulup, yiyerek kalan başaklardan rızkını çıkarırlardı.
Başakçılık ile fındık bahçeleri o kadar iç içe geçmişti ki, Ordu köylerinde sık sık ağızlarda başakçılar için bir çok türkü ve mani söylenirdi. En meşhurlardan birisi "Dalda fındık kalmasın,Başakçılar almasın,İyi toplayın kızlar, Mal sahibi kızmasın." diye süren bir türküydü. Başakçı öyküleri yöremizde hiç bitmeyeceğe benziyor, fındık sürdüğü müddetçe ...