BAŞLAMAK


 

HAYAT biraz da her gün yeniden başlamak değil midir?

Her sabah dünya yeniden bir kez daha kurulmaz mı? Güneş taze bir tebessüm göndermez mi mahmur sabahlarımıza?

Ay gecelerimizi taze göz kırpışlarıyla neşelendirmez mi?

Ya yıldızlar? Onlar iç dünyamızın her an tekrarlayan ve bizi bahar kıvamında tutan şarkıları değil midir?

Sadece onlar mı?

Kıyıları vuran denizin dalgaları hep bir yenilik içermez mi? Her defasında yeniden hörelenmez mi toprağa karşı?

Bizim şimdi duyduğumuz bülbülün sesi dünkü ötüşün sesi midir?

Demem o ki; hayatta tekrar yoktur.

Tazedir o. Yenidir. Tekrarlanan yenidir.

Her selam tazedir.

Her merhaba, her tebessüm, her hatır soruş, her gözyaşı yenidir.

Dün, tası tarağı toplayıp gitmiştir.

Bizler şimdinin içindeyiz.

Yeniyiz.

Başlamak…

Yaşam hep başlamaktır bir nevi…

Devinimdir. Harekettir.

Atılan her adım ilk adımdır. İnanın.

Ve her attığımız adım tazedir. Ana aittir. Şimdinin adımıdır.

Az öncesi eskimiştir.

Bizler otursak bile hayat yürür. Durağanlık yoktur. Bu bir İlahi yasadır.

Taşa taş demek bile doğru değildir irfânî yaklaşım açısından. Onda da titreşimler vardır. Sürekli bir rezonans durumu söz konusudur.

Yaşamın dinamiktir. Bize düşen ise bu eylemi idrak etmek ve evrenin bu cevvaliyetine uyum sağlamak, kervanın gerisine düşmemektir.

Geriye düşmek bir nevi oyun dışı kalmaktır.

Siz buna ölüm de diyebilirsiniz.

Hayata dair binlerce başlangıç içinde bizde yeni başlangıç yapıyoruz.

‘Çıkrık’tan size taze bir selam sunuyoruz.

Ve nasip olursa tazelenen cümlelerle sizleri selamlamak arzusundayız.

Kuyumuz derin mi, bilmiyorum.

İpimiz sağlam mı, bir şey diyemem.

Dileğim şudur: ‘Çıkrık’tan çektiğimiz sular daima berrak olsun. Can suyu olsun. Taze nefesler taşısın. Tazelesin günümüzü.

Nasip olduğu ölçüde yürek çıkrığımdan kelimeleri kaynayan, devinimli sular sunmak istiyorum.

Bakraçlarınız hazırsa tabi.

Ya selam!

10.05.2018

[email protected]