KADINLAR ADAMI PÜSKÜRTTÜ


Samsun'da şahit olduğum bir diyaloğu, hiç bir yorum katmadan, tamamen gördüğümü ve duyduklarımı kelimeler ile resmederek sizinle paylaşmak istiyorum. 1930 ve 1937 baskısı iki harika kitap bulmuştum ama artık dokunsan yırtılacak hale gelmişlerdi. Bu kitapları ciltlemek için şehrin merkezine indim.

Samsun’un en işlek caddelerinden bir tanesinde her zaman olduğu gibi iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. İnsanlar adeta üst üste ilerlemeye çalışıyordu.

O esnada, caddenin girişindeki kaldırımın bir kenarında, küçük bir kümelenme gördüm. Üzerinde Saadet Partisi yazan küçük bir standın önünde bir tartışma yaşanıyordu. Stant dediysem boyu bir metre, eni yarım metre küçük bir şey aklınıza gelsin. Standın arka tarafında bir tane genç, üç tane orta yaşlı bir tane de yaşlı beş hanımefendi vardı. Tekbir Mağazası tarzı asortik değil de, bildiğimiz başörtüsü ve pardösü giymiş bu bayanlar, 60 yaşlarında bir adamla tartışıyorlardı. Tartışıyorlardı derken, adam ağzından tükürükler saçarak kadınlara verip veriştiriyor, kadıncağızlarda ona cevap vermeye çalışıyorlardı. Bayanları tarif ettim adamı da tarif edeyim. Bıyıkları sıfır traşlı, sakalları beş karış uzunluğunda, başında yeşil bir takke, elinde uzun bir tesbih, genişçe bir şalvar ve topuklarına kadar uzanan bir cüppe. İnsanlarda meraklı gözlerle olup biteni izliyor.

Ben diyalogun denk geldiğim kısmından konuşmaları vereyim:

- Başınızda ki örtüden utanın. Rahmetli Erbakan’ın kemiklerini sızlatıyorsunuz. Utanın utanın.

- Neden utanacağız. Bizim utanacak bir şeyimiz yok. - Bir de konuşuyonuz he mi? Siz de utanma arlanma da yok.

- Ne diyorsunuz siz? Biz ne ile suçluyorsunuz. - Siz kâfirler ile ittifak yaptınız. Erbakan hocamın kemiklerini sızlattınız. Kâfirler sizi kurtaracak cehennemde! - Saçmalamayın Allah aşkına. Biz milletimiz ve ümmetimiz haricinde kimse ile birlikte değiliz. Ne saçmalıyorsunuz siz? Kim kâfirler ile işbirliği yapmış? Onu bize değil, Amerika ve İsrail ile işbirliği yapmaktan çekinmeyenlere gidip söyleyin. Boş boş konuşmayın. - Bak hele şuna bi de konuşuyor. Siz CHP ile işbirliği yapmadınız mı?

- Bak Hacı haddini aşıyorsun. Sen kimsin de bu ülkenin insanlarına kâfir diyorsun? Sen insanların kalbini mi açtın baktın. İnsanları Allah yargılasın sen değil. - -Hem suçlu hem güçlü yaa, utanmadan konuşuyo bak hele. CHP’lilerin kafir olduğunu sen bilmiyon mu? - Hacı Allah seni ıslah etsin. Böyle yapa yapa insanları dinden soğuttunuz. CHP’li dediklerin bizim ülkemizin insanları, onlar ile aynı düşünmediğimiz konular var ama ülkemiz için birlikte yapacağımız şeyler de var. Sen bizim CHP ile seçim ittifakımızdan rahatsız oluyorsun. Peki, İsrail ve Amerika ile antlaşma üstüne antlaşma imzalayanlardan neden rahatsız olmuyorsun. Bu insanlar Amerika ve İsrail’den daha mı kötü?

Tam bu esnada, Cumhuriyet Teyzeleri diye özetleyebileceğim, ortanın üstünde yaşlı, ama gözleri alıcı kuş gibi avına saldırmaya hazır bir teyze lafa girdi. CHP’li Teyze: Bana baksana sen dangalak herif. Sen kimsin be, bize dinsiz diyorsun. Şu güneşin altında oruçlu oruçlu duruyorum, ben CHP’liyim, sen kimsin de bana kafir diyorsun. Senin vallahi iki gözünü oyarım. Defol git belanı başka yerden bul ahmak herif. Bu kadınları da rahat bırak.

Durumun aleyhine işlediğini gören Adam, topu başka sahaya çekti ve etrafta toplanan Karadeniz insanının zayıf yanlarını biliyor olsa gerek, işi HDP ve Kürt konusuna getirdi:

- Siz vatan hainleri ile de işbirliği de yaptınız.

- Bak Hacı Efendi, PKK’lıları kırmızı halılar ile siz karşıladınız, biz değil. Çamur atıp durma. PKK ile Oslo da ben değil siz görüştünüz?

- O başka mesele. Ülkeyi yönetenler bunu yapar, siz buna itiraz edemezsiniz.

- Allah Allah ya, şu size helal olan ve bize haram olan şeyleri söyleyin de biz de bilelim. Siz yapınca her şey oluyor. Size her şey helal, size her şey caiz. Ama biz şurada bir köşede dikilip iki broşür dağıtıyoruz ona da tahammülünüz yok.

- Allah’ın hâkimiyetine engel olamayacaksınız. Siz Erbakan’ın yolundan çıktınız. Siz Allah yolundan ayrıldınız.

- Sen Erbakan’ı hiç anlamamışsın. Allah’ın yarattıklarını sevmemiz seni niye rahatsız etti. Biz kimseyi dışlamayacağız. Bu ülkede yaşayan herkes görüşü ve inancı ne olursa olsun bizim kardeşimizdir. Biz ne yapıyorsak Allah rızası için yapıyoruz. Biz insanların sizin yüzünüzden İslam’dan soğumalarına engel olmaya çalışıyoruz. Erbakan hocanın yolundan çıkan biz değil, Amerika ve İsrail’in yoluna girerek, o yoldan çıkan sizsiniz.

Genç Saadet Partili kız: Ya abla bırak şuna bir şey anlatmaya uğraşma. Birazdan gelir zabıtalar standı kaldırırlar bunun yüzünden. Hiç laf anlayacak bir hali var mı Allah aşkına.

CHP’li Teyze: Bana baksana adam sen !Senin bu zavallı kadınlara mı gücün yetiyor. Defol git, valla kafamın tasını attırma, ayakkabının topuğunu yersin kafana.

Kızlar siz işinize bakın, ben burada bekleyeceğim. Kadınlar, adamı püskürttüler. Adam, lanet ederek ve kimlerin cehenneme gideceğini sıralayarak çekti gitti.

Hanımefendilere yanaştım selam verdim ve bu tarz şeyleri sıkça yaşıyor musunuz diye sordum. Gün boyu sürekli taciz edildiklerini söylediler. Ama biz Allah rızası için doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz kimseden korkumuz yok dediler. Ben de Allah yardımcınız olsun dedim ve kitapları ciltletmek üzere matbaaya doğru yoluma devam ettim.