“Değişim ve gelişime ayak uyduramayan, ben yaptım oldu anlayışıyla devlete ve millete dirsek dayayan, toplumsal tepkiler karşısında duyarsız kalan belediye başkanlarına haddini bildirmek için fırsat kolluyor bu millet.
Artık sorgulayan bir toplumsal bir yapı, hantal ve verimsiz çalışma tarzlarına tepki gösteren duyarlı insanlar başkaldırmaktadır.
Belediyeyi borçsuz ve de kasası dolu halde alıp, işçisine maaş ödeyemez hale getiren dahiler mi dersiniz...
Belediyede yapacağı fırıldakları ifşa etmesin diye iç denetmenini yerinden etmeye çalışan düzenbazlar mı dersiniz...
İstanbul’un Sancaklı tepelerinde kadro ihdası yapılıp, işe gitmediği halde kadro sahibi olan ve dört ay sonrasında da kocaman bir şehrin belediyesine genel sekreter yardımcısı yapılan utanma duygusu olmayan, ar damarı çatlamış takım arkadaşları mı dersiniz...
İstanbul gazinolarında, barlarındaki konsomatrisleri sanatçı diye şehre getiren, bir liralık masrafı on bir lira fatura edip sonrasında da İstanbul’da tavuk çiftliği kuran danışman başkan yeğenleri mi dersiniz...
Bir kısım akrabasını daire başkanı, diğer kısmını da danışman kadrosuna yerleştiren, kardeşinin kaynını da protokol müdürü yapan “becerikli” başkanlar mı dersiniz bu millet hepsini gördü ve not etti.
Bu millet güçlüden yana değil haklıdan yana olmuştur, olacağını da haykırmaktadır.
Bu millet korkak ve kaypak olandan değil haktan, haklıdan ve dik duranın tarafında olmuştur ve her daim de olacağını on yedi yıldır beyan etmektedir.
Bu millet na-ehillere “hayır” demek için sabırla beklemektedir. Benden söylemesi.”
Yukardaki satırlar ulusal gazatelerden birinden alınma köşe yazısının bir bölümüdür. Ve ne yazıktır ki; Ak Partide bunlar yaşanmaktadır. Yerelde kendi ilimize baktığımızda bu ve benzeri şeyler burada da söylenmekte, neredeyse hakkında söylenti çımayan belediye başkanımız yok gibidir.
Bunların hepsi söylenti olsa dahi, bu Ak Parti için bir prestij kaybı ve arkası da oy kaybı demektir.
Aslında milletimiz son yapılan seçimlerde ilgililere gayet net mesajlar vermesine rağmen, mesajı alması gerekenler ne yazık ki oralı bile olmamaktadır. Hala Cumhurbaşkanının sırtından seçileceğini sanacak kadar gözlerine perde inmiş durumdadır.
Siyasetçilerimiz her işe müdahil olmakta, sivil toplum örgütlerinin seçimine dahi karışarak kendi adamlarını getirip, “dikensiz gül bahçesi” peşinde koşmaktadırlar.
“Halep orada ise arşın burada” sözünün gerçekleşmesine şurada 6 aydan az bir zaman kaldı. Eğer Ak Parti intihar etmek istemiyorsa yerel seçimlerde aday tespiti yaparken ince eleyip sık dokumalı, sonra da pişman olup belediye başkanlarını istifa ettirmek zorunda kalmamalıdır.
Bu partiye menfaat ve çıkar ile değil; bizim gibi gönül bağı ile bağlı olanları küstürmemelidir.
Aslında söylenecek daha çok şey var ama şimdilik bu kadarı yeter. Aklı olan “leb” demeden “leblebiyi” anlamalıdır.
10 EKİM 2018
Mehmet Ali AYDIN