İŞSİZLİK ZİNCİRİ


Dört kardeş pamuk işine girmeye karar veriyorlar. Birincisi pamuk üretiyor.

İkincisi pamuğu ondan satın alıyor ve iplik üretiyor. Üçüncüsü ipliği satın alıp kumaş üretiyor.
Dördüncü kardeş, kumaşı satın alıp konfeksiyon üretiyor ve piyasaya satıyor.

Faaliyetler sürüp giderken, iplik üreten ikici kardeş, pamuk üreten birinci kardeşe diyor 
ki, senden aldığım pamuk çok pahalı, benim yurt dışından daha ucuza alabilme imkanım var, kusura bakma kardeşiz ama, bundan sonra senden pamuk almayacağım diyor.
Böylece pamuk üreten birinci kardeş işini kaybediyor ve işsiz kalıyor.
Daha sonra kumaş üreten üçüncü kardeş, iplik üreten ikinci kardeşine diyor ki, senin ürettiğin iplik çok pahalı, bundan sonra senden iplik almayacağım, ithal edeceğim.
Dışarıda iplik fiyatı çok daha uygun diyor ve alımı bırakıyor.
Böylece iplik üreten ikinci kardeş de işini kaybediyor ve işsiz kalıyor.
Bir gün konfeksiyon üreten dördüncü kardeş kumaş üreten üçüncü kardeşine, senin kumaşlar çok pahalı, bundan sonra senden kumaş almayacağım.
Yurt dışından ithal edeceğim diyor. Böylece kumaş satan üçüncü kardeş de işini kaybederek, işsizlik zincirine katılmış oluyor.
Daha sonra konfeksiyon ürünleri satan mağazalar, konfeksiyon üreticisi dördüncü kardeşten mal almayacağını, bundan böyle ithal konfeksiyon malları satacağını söylüyor.
Böylece dördüncü kardeş de işini kaybediyor.
Sonra da mağazalar ithal konfeksiyon ürünleri satmaya devam ediyor.
Bizim ülkemizdeki üreticiler işlerini kaybederken, yabancı ülkelerdeki çiftçi, iplikçi, kumaşçı ve konfeksiyoncu para kazanıyor.
Pahalı diye yerli malı kullanmaktan vaz geçersek bu senaryoda izah edildiği gibi zincirleme işsizlik meydana gelir.
İşte ülkemizde işsizliğin zincirleme olarak artmasının sebebi budur.