Zafer Bülbül : Babaya veda... Muhteşem bir içtenlikle yazılmış bir veda yazısı..


Deneme, 

Sene 2011,
Günlerden Perşembe,
Akşam vakti, mevsim kış, hava soğuk
Evin için de ilk akşamın karanlığı,
Babam hasta yatağında, rengi soluk
 
Bakışlarını sabitledi karşı duvara,
Derin bir nefes verdi, belli ki  son nefesiydi
“Babam” dedim de, duymadı beni
Boğazından gelen seste, son sesiydi

Elimi göğsüne koydum, soğuk gibiydi
Anladım bugün, bu akşam, bu vakit,
Postacı Mehmet’in ölüm vaktiydi.
Bıraktı atmış üç sene taşıdığı emaneti,
Bıraktı zayıf bedenini hiç sevmediği yatağa
Teslim oldu, onu bırakmayan üç hastalığa,

Dört kardeş hayatı ondan öğrendik,
Anladım bizim evden yine
Bilmediğimiz ölüme ilk örnek o olacak
Babalar hep böyledir zaten,
Ömür nasıl biter görün diye ilk o ölecek,

“Uzana uzana yat şimdi Babam” dedim 
Oda öyle yaptı, hayatını fazla uzatmadan
Ervah-ı âlemden geldi, gidiyor şimdi,
Amelin dışında, çok şey bıraktı hayatından,
Kaldırıp kucaklamak istedim, yapamadım
Öpmek istedim soğuk ve solgun yanağından,

Evlat terbiyesinden mi, yapamadım.
“Sonra alırım kucağıma” dedim içimden,
Ayrıldım yanından, sarılamadım,
Bu da ikinci ayrılığımız oldu postacıdan,

Sabahları yıkanmayı çok severdi babam,
Sevdiğin vakit şimdi, hazır sıcak suyun da
Bekir Hocam bir tarafında ben ayakucunda
Yataktan rahat geldi ona,
Uzandı teneşire postacı uzunca
Son kez gusülle arındı dünya kirinden, 
Yıkandı, durulandı, aldık teneşirden,
Yeni kıyafeti hazırlandı üç parça kefenden

Cenaze namazı kılınacak birazdan
Sağlığında sık sık uğradığı Ulu Camiden,
Salası okundu, ardından ismi söylendi
‘Topakkaya Köyünden Kazım oğlu,                                    
Mehmet BÜLBÜL vefat etmiştir.’’’…

Anladım şimdi, son kez ayrıldım postacıdan
Atmış üç sene önce tekbir ile adı konmuştu
Topakkaya Köyünden Kazım oğlu Mehmet
Öğle vakti yine tekbir ile ayrılacak aramızdan
Salayı veren ses, yine seslendi er kişi adına  niyet,
Er kişi niyetine!
Er kişi niyetine!
Biz de niyet ettik,  hazır olan imama,
Selam sonrası, imam döndü arkasını
Sordu, Ey Cemaat nasıl bildirdiniz.
“Allah rahmet eylesin” dedik hepimiz
Yine sordu imam,
Babamı tanıyana, tanımayana
“Hakkınızı helal ediyor musunuz” ?

‘Helal olsun’

‘Helal olsun’

‘Helal olsun’

Helalleşti postacı gelen cemaatle
Ervahta komşu oldu Somuncu Baba ile
Topraktan bedeni, tekrar toprağa değdi,
Üzerine toprak attılar elden ele gezen kürekle,
Atılacak toprak kalmadı mezar yanı tümsekte
Onlar küreği bıraktı, babamda dünyayı,

Anladım şimdi, son kez ayrıldım postacıdan
Demek ki, bizden daha çok sevmiş Yaratan
Salavatlar getirdik,  dualar ettik arkasından
Başımız sağ olsun, rahmet eylesin Yaratan.

Ah Babam;
Ah Babam biliyorum,
Bir avrat, dört evlat, üç hastalık çok yoruldun
Bir damla sudan oldun, bir oh çektin, toprak oldun,

 Z. Bülbül.. 27.06.2017