Ahmet Becioglu: CAMİ HOCALARI "NAMAZDA KAMPANYA" BAŞLATTI...


 

Ahmet BECİOĞLU

AHMET BECİOĞLU

[email protected]
 

Bu korona virüsü, her türlü piyasayı etkiledi. Fabrikalar, okullar, AVM’ler, kreşler vs... Ama en ilginci camiler... Bizim mahallenin cami hocası Osman Hoca; caminin kapısını, abdesthaneyi ve tuvaleti kapattı. “İkinci bir emre kadar cami kapalı” uyarısını astı. Bir zaman sonra caminin kapısına, “Cuma namazı yukarıdaki İmam Hatip Camii’nde kılınacak” yazısı koydu. 

Cuma günü yukarı İmam Hatip Camii’ne namaza çıktık. Hoca efendiler gayet nazik... (Hazır cemaati elde tutmaya çalışıyorlar) Girişte maskesi olmayana maske veriyorlar... Seccadesi olmayana seccade verirken, mesafe ayarlamasını nazikçe kendileri yapıyorlar. Cumanın sünnetini kıldık, hoca efendi bir anons yaptı: “Hutbeden sonra iki rekat cumanın farzını kıldıktan sonra gidebilirsiniz” dedi. Bu da benim gibi cemaati çok mutlu etti. Güzel bir kampanyaydı. 

Ertesi hafta Yenipazar Camii’ne Cuma namazı kılmaya gittim. Orada imam ve müezzin, cemaati kapıda ellerinde maske ve seccadeyle karşılıyorlar. Hocaya takıldım: “Hocam; zahmet oluyor, isterseniz gelmeyeyim” dedim.  O da bana; “Olur mu? Günlerdir yolunuzu gözlüyoruz. Buyurun” dedi. Onun namaz öncesi anonsu daha hoşuma gitti. “Cumanın sünnetini kılmadan ben hutbeye çıkacağım. Sonra cumanın iki rekat farzını kıldıktan sonra dağılabilirsiniz.” Bu anons daha da hoşuma gitti. Bu da farklı bir kampanya şekliydi.    
Bunlar bana Sahil Cami İmamı NECATİ SEZGİN Hocanın; yıllar önceki Cuma namazı sonrası; “zuhr-u ahırı ve diğer sünnetleri” kılmadan kaçanların peşinden serzenişini hatırlattı.  Ne oldu NECATİ HOCA?! Demek ki; hutbe dinlemek ve iki rekat farz kılmak yetiyormuş... Onu ilk gördüğüm yerde bu davranışını hatırlatacağım. 
Hele Orta Büyük Camii emekli müezzini DURMUŞ HOCAYI görürsem elimden çekeceği var. Ne zaman namaza durmak istesem hemen; “Safları sıklaştıralım” diye caminin ortasından gür sesiyle anons yapıyordu. Ne oldu? Şimdi herkes 2-3 metre arayla namaza duruyor. Demek ki neymiş...?! 2-3 metre aralıkla namaz kılınırmış...  
Bir de bizim KABAKDAĞI CAMİİ imamı var; Harun hoca... Pazar günleri caminin önünde pazar kurulur... Ortalık biraz da kalabalık olur. Hocamızın sesi güzeldir. Caminin önünde kalabalığı görünce keyiflenir, uzun uzun öğle ezanı okur. Bu hafta baktım kısa kesti. “Ne oldu hoca?” dedim. O da; ”... imtihanı var. Onun için kısa kestim” dedikten sonra; “Sakın ölmeyin...! Ölürseniz selanızı bile okuyamam, yasak edildi.” dedi. 
Hocayı namazdan sonra araya aldık. “Hoca; bir kampanya da sen yap...” dedik. Hoca; “Nasıl?” dedi. “Köyde organik pazar günü öğle namazını dört rekat kıldır yeter... Anonsunu yap, bir kampanya da sen başlat... Belki Kabakdağı’nın beynamaz Gürcülerini camiye sokarsın.” dedik ama biraz korktu, kabul etmedi. Hiç belli olmaz. İleriki günlerde Harun hocamızı belki ikna ederiz.  
Kıymetli arkadaşlarım...! Tabi bunların hepsi şaka, hepsi ironi... Kıymetli hocalarımıza takılıyorum. Bin dörtyüz küsur yıldır namaz kılınan KABE, namaza kapatılınca bizim camilerimizin ne kıymet-i harbiyesi olur.