DONDURMACI OSMAN AMCA VE KARCILAR…


Her Salı BİR ANI /10
DONDURMACI OSMAN AMCA VE KARCILAR…
Mahallemizin en sevilen kişisiydi Dondurmacı Osman Amca… Özellikle biz çocuklar çok severdik onu. Bir onu çok severdik bir de Bakkal Bekir Amcayı. O yıllarda veresiye defterleri meşhurdu. O yüzden kurşun kalem elinden düşmezdi. Serçe parmağının yarısı kadar küçülene kadar kullanırdı kalemleri. Onları biriktirir bize hediye ederdi sonra. Sadece o minik kalemleri değil arada şeker, lokum, leblebi şeker de dağıtırdı bizlere. Sadece verdikleri için değil; güler yüzü, şefkatli halleri için severdik Bekir amcamızı.

Dondurmacı Osman amca biraz daha farklıydı… 
Sekiz-on yaşlarındaydım. 1962 filan… Aynı dar sokağın sakinleriydik. Yazları dondurma yapar satardı Osman amca, kışları da salep. Kısa boylu, zayıf, 30 yaşlarında. Her sabah saat ona doğru evinin önünde, aynı zamanda sokağın kenarında açardı dondurma yapma tezgâhını. Su damacanasına benzeyen kalaylı güğümü buzun içince belki üç saat döndürür dururdu. Döndür Allah döndür! Küçük ritmik hareketlerle bir sağa bir sola, bir sağa, bir sola… Sonunda kıvamını bulur dondurma hazır hale gelirdi. Erimesin diye güğümün çevresini yorgan gibi, üç santim kalınlığında keçemsi bir şeyle kaplamıştı.

Bizim açımızdan işin en güzel yanı, dondurmayı çevirirken Osman amcanın bizlere de küçük külahlarda dondurma vermesiydi… O sırada seyre gelen ne kadar çocuk varsa hiç birini ayırmaz herkese verirdi. 10, 15… Üstelik her gün... Sevgi, cömertlik, olgunluk, sabır buydu işte...

Dondurmacı Osman Amca’nın fotoğrafı değil bu… Yine de  buna çok benzerdi. Sırtında aynı kalın    taşıma sopası, aynı dondurma güğümü ve malzemeleri.

Ancak öğle vakti dondurması hazır olurdu Osman amcanın. O zaman bir yanına dondurma güğümünü, öbür yanına külahları, küçük porselen kâseleri, kaşıkları ve su ibriğini astığı kalın taşıma sopasını sırtına yükler yola düşerdi. Çarşıya doğru giderdi dondurmaları sata sata. Arada don-dur-ma! diye seslenirdi. Bazı günler oğlu Sadık babasına yardım için yanında yürürdü, gönülsüz gönülsüz.

Zahmetli iş olduğundan fazla seyyar dondurmacı yoktu. Osman amcanın rakipleri karcılardı... Kış vakti dağda hazırladıkları tertemiz karları kalın keten çuval ya da bezlere sararak mahalle aralarında testere ile kesip satardı karcılar. Genelde eşek sırtında dolaşırlardı. Sade veya pekmezle karıştırarak soğuk soğuk kaşıklaması güzeldi.

Osman amcanın kışın daha kolaydı işi… Salebi evinde kaynatır, altında köz bulunan pırıl pırıl sarı güğüm ile büyük porselen fincanları, su ibriğini taktığı sopasını sırtlar  bu defa Yeni Caminin önüne giderdi sabahları. Ramazan günlerinde iftardan sonra yine aynı yerde yapardı satışını.
(07.07.2020)
> HÜSEYİN GÖKÇE