Metin Kondel yine farklı bir bakış açısıyla irdelemiş türk futbol tiyatrosunu!


İktidarın kitlelerin tek eğlencesi olan futbolu çalıp taraftarsız sonradan türeme korsan bir takıma ram etmesine sessiz kalacak değiliz. Futboldan az buçuk anlayan aklı başında her insan evlâdı beingspor denilen kanaldaki maç özetleri dökümünden iki saat içinde hem Başakşehir'in hem de Trabzonspor'un ligde oynadığı müsabakaların sadece özetlerini izleyerek iktidarın Trabzonspor'un şampiyonluğunu nasıl gasp ettiğini görebilir. Normalde bu ülkenin medyası ciddiye alınmayacağını herkes bilir. Hele de spor medyası evlere şenliktir. Ama bu duruma paradoks olarak bugünlerde Fotomaç gazetesi Trabzonspor'un şampiyonluğunun nasıl çalındığını tüm detaylarıyla tarafsız olarak irdeliyor. Yani bu aralar bir Fotomaç gazetesi alıp gönül rahatlığıyla okuyabilir ve ibreti alem için arşiv olarak saklayabilirsiniz.
Diğer yandan Fenerbahçe'nin sistematik şike ile Trabzonspor'un şampiyonluğunu çaldığı yılda bile vakıanın bütününde mahkemeler, savunmalar, tapeler, CAS davaları, karşılıklı restleşmeler, bolca magazin haberleri ve de komediye varan eğlenceli bir serüven vardı. Fenerbahçe'nin topçuları o yıl müsabakalarda kıçına acı biber sürülmüş gibi iştiyakla futbol oynuyor, gücü yetmediği durumlarda seyirci baskısıyla hakemleri tesir altına almaya çalışıyordu. Onu da başaramayınca rakip oyuncuları valizler dolusu paralarla ayartmaya çalışıyordu. Hatta bir aksiyon filmi gibi Fenerbahçeli yöneticilerle o hafta karşılaşacakları takımın topçuları boş bir fabrikada buluşuyorlar; ''Para burada, puanlar nerede?'' diye soruyorlar, ''Efendim puanları müsabaka sonunda vereceğiz!'' ''Olmaz, o zaman parayı da müsabaka bitince alırsınız!'' ''Ama efendim!'' ''Aması maması yok! Bu ciddi bir iş.'' türünden şeyler yaşanıyordu. Ve futbolla ilgili herkes bu durumla bile eğleniyordu. Fenerbahçe'nin 17 müsabakanın 16'sını kazanmış olmasının bir futbol mucizesi olup olmadığını tartışıp eğleniyorduk. Aziz Yıldırım'ın emniyetteki boy çubuğu fotoğrafına bakıp kahkaha atabiliyor, onun hapishanedeki Cübbeli Ahmet ile olan dünya ve ahiret muhabbetlerine futbol üzerinden bakıp kahkaha atabiliyorduk. Yani Fenerbahçe'nin şampiyonluğumuzu çalmış olmasının bile keyifli bir makarası vardı.
Ama Başakşehir'in hakemlerle, iktidarın kuklası kulüp başkanlarının hatır şikeleriyle, Bakasetas örneğinde olduğu gibi, çaldığı şampiyonluk iktidar eliyle olduğu için bir söze bile gelmiyor. Yani durum ne Trabzonspor ne Galatasaray Şam piyonu Ak Saray'dan ibaret. Bu konu öyle Başakşehir şampiyon oldu ve lig bitti, diyerek geçiştirilecek bir şey değil. Pandemi sürecinden sonra Trabzonspor'un arzu ettiği saha sonuçlarını alamamasının arkasında kulüp bünyesinde iktidarın ihtiraslarına hizmet eden futbol ajanlarının olduğu konusu ise su götürmez bir gerçek. Trabzonspor yönetiminin bu konuda hiç kimseden çekinmeden Türk spor kamuoyunu tatmin edecek kapsamlı bir açıklama yapmak zorundadır. Biz burada ''Oldu da bitti maşallah!'' denilip kesilecek bir sünnet töreninden Trabzonspor ve Türk futbolundan bahsediyoruz.
Konu uzun, ligler başlayana kadar aynı plaktan farklı parçalar dinlemeye devam edeceksiniz.