Millet Uğruna Harcanan Koca Bir Ömür -1 -


 
         Hacı Zeynelabidin TAĞIYEV  (1838-1924)
 

Medeniyet, zenginlik, kibarlık bedeni hazları tatmin ve cismaniyetin sefahetler içinde yüzüp gitmesi değildir. O, gönül zenginliği, ruh nezaketi, görüş derinliği ve başkalarına hayat hakkı tanıyıp onları da kendi konumunda kabul etmek demektir ”.
 
Biz millet olarak, öyle dahi şahsiyetler yitiştirmişiz ki dünya, bizi biz yapan değerlerimizi, insani ve İslami yönümüzü bu necib soyumuz sayesinde tanımıştır. Bu duruş, bizim ruh ufkumuzu, vefamızı, sadakatimizi, hoşgörümüzü, civanmertliğimizi bütün inceliklerine varıncaya kadar dünya insanlığına sergilemiş, hayat tarzımız insanlığa bir mesaj olarak sunmuştur. İşte bu sayede, başkalarının ütopya diye mırıldandığı hakikatleri, bu necip soyumuz yaşıyor ve hayatına hayat kılıyordu.
 
Ama ne acıdır ki bizler, başka milletler kadar onlara gerekli hassasiyeti gösterememiş ve onları kametlerine uygun temsil edememiş olmamız, neslimizle aralarındaki köprülerin uçmasına sebep olmuştur. Onların hayat ve idealleri, gerçek manada bu günkü neslimiz için bir model olarak alınabilseydi, millet olarak kendimizi dünya muvazenesinde daha değişik kulvarlarda temsil etme imkanına da sahip olabilirdik.
 
Elbetteki bu insanlardan yeteri kadar istifade edemeyişimizin altında, başka sebepler de vardı. Başka milletler bu tarihi şahsiyetlerin hayatlarından uygulanabilir bir çok örnekler götürürken, neslimiz bizim vitrinlerimizde hep başka şahsiyetlere ait örnekler gördü ve onların arkasından koştu. Vitrinlerimizin bu manada boş kalmaş olması, neslimiz adına da büyük bir hayal kırıklığına sebep olmuştu.
 
Bu ilk yazımızda, şanlı tarihimizin sayfaları arasında bir gül yaprağı gibi solan, Azerbaycan’ın ve Türk dünyasının büyük petrol zengini, hayırsever iş adamı, milletinin derdini bir kambur gibi sırtında taşıyan, vatanperver Hacı Zeynelabidin Tağıyev’in hayatını bir nebze olsun anlatmaya çalışacağız. Rabb’in kendisine verdiği zenginliğin şükrünü eda edişinin, bütün varlığını neslininin ıslahı için ortaya koyup, nesline sahip çıkışının ve bununla da günümüzün zengin iş adamları ve hayırsever insanlarına örnek teşkil edişinin gururunu yaşayacağız.
 
Hayatı
Hacı Zeynelabidin Tağıyev’in doğum tarihi ile alakalı çok değişik rivayetler vardır. Zeynelabidin bursuyla okuyan, Azerbaycan’ın büyük şairlerinden Neriman Nerimanov, “ Haci Zeynalabidin’in 50. yıllığı” adlı eserinde onun doğum tarihini Ocak 1838 olarak vermektedir.
 
Tağıyev, Bakü’de ayakkabı tamirciliği ile geçimini sağlayan fakir bir baba olan Muhammed Tağıyev’in oğlu olarak dünyaya gelir. Annesi Ümmi hanım o daha küçük yaşlarda iken vefat eder. Fakirlik Tağıyevlerin hayatına daha o günlerde girer ve hayatının büyük bir bülümünü bu yoklukla mücadele içerisinde geçirir.
 
Babasının kazancı ailenin geçimine yetmediğini için çalışmak zorunda kalan Tağıyev, yaşı daha küçük olmasına rağmen o günlerde revaçta olan ve iyi para kazandıran bir meslek olan, duvar ustalığına soyunur ve bir çırak olarak çalışmaya başlar.
 
Pratikliği ve iş zekasıyla etrafındakileri kısa zamanda kendisine hayran bırakan Tağıyev, 16 yaşında duvar ustalığında zirveye çıkar. Yaşadığı fakirlikten dolayı, daha o yaşlarda kazandığı parayı hem ailesine bakmak ve hemde başkalarına yardım için kullanır. Hergün saatlerce taşlarla haşır neşir olan, onlara adeta yüreğinin sıcaklığıyla şekil veren Tağıyev, ileride taştan çıkardığı parasını kalplerin taşlaşmaması uğrunda harcayacak ve haklı olarakta milletinin kalbinde kendine ait ayrı bir yer, ayrı bir sevgiye sahip olacaktı.
 
Tağıyev, hayatında hem sözüyle hem de yaşantısıyla daima örnek olmaya çalışan mütevazi bir kişiliğe sahipti. Herkes onu hayırsever bir insan olarak tanıdığı için, daha çok kazanıp Allah’ın verdiğini yine O’nun yolunda harcamayı kendine bir ideal, bir yol olarak seçmişti.
 
O her zaman milletinin menfaatini kendi menfaatinin önünde tutmuş ve hayatıyla da bunu bütün dünyaya göstermiştir. Para kazanmanın çok zor olduğu o günlerde, taş ustalığı ve proje çiziminden kazandığı paralar onun başını döndürmemiş, tam aksine onu milletine hizmet etmeye yöneltmişti. Alın teriyle kazandığı bu temiz paralarla 1870 yılında “ Kazanlı Gaz Yağı ” fabrikasını kurarak milletine hizmete gönlünün kapılarını ilk defa bu fabrikayla sonuna kadar açar. Bu yıldan başlayarak tam manasıyla tüccarlar safına geçen Tağıyev, başarısı ve yardımseverliği ile de dillere destan bir şahsiyet olur.
 
Devam edecek.