Aristokrat Şehir Kars...


                     

Mimarisi, tarihi, kültürü ve mutfağıyla ülkemizin serhat şehri Karstayız. Bu güzel şehrimiz tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için renkli bir kültüre sahiptir. Karsın sokakları tipik bir Anadolu şehrinden ziyade yabancı bir film setinden fırlamış gibiydi. 1877-1878 de Osmanlı-Rus Harbinden sonra şehre hâkim olan Ruslar; savaş karşıtı, kiliseye karşı, haç takmayan, domuz eti yemeyen, kilise tarafından aforoz edilen Rus azınlıklarından Malakanları yerleştirmişlerdir. Malakan bir ırk değil bir lakaptır. Ruşça “molokon”(süt içenler)’den gelir. Bu güzel topluluk bu şehre çok şey katmıştır. Hollandalılar ve İsviçrelilerden öğrenmiş oldukları tekniklerle Karsta önemli tarım faaliyetleri yapmışlardır. İnekleri yetiştirerek sütlerinden çeçil, gravyer ve kaşar peyniri üretmeye başlamışlardır. Yöre halkına peyniri, kaz yetiştiriciliğini ve tarımı öğretmişlerdir. Müzik ve sanat konusunda da başarılı olan bu topluluk opera ve konservatuar geleneğini de taşımıştır. Rus hâkimiyeti tam olarak 40 yıl sürmüştür. Rus medeniyeti mimaride de kendini hissettirmiştir. Hollanda’dan getirdikleri mimarlar ve mühendisler ızgara planlı birbirini kesen caddelerden oluşan yeni bir şehir kurmuşlar, birçok eser inşaat etmişlerdir
Osmanlı-Rus savaşı dâhil birçok tarihi savaşa tanıklık etmiş, tarihin tozlu sayfalarından çıkmış olan Kar kalesine çıktık. Kars kalesinden sonra tasavvuf ve hakikat piri olan Ebu’l-Hasan Hârakani hazretlerinin türbesini ziyaret ettik. Türkmenistan’dan Anadolu’ya gelmiş ve Bizans ordusuyla yapılan savaşta şehit olmuştur. Bu gönül erinin “Gönül denizdir, dil ise sahil. Deniz dalgalanınca içinde ne varsa onu sahile atar” sözünün anarak 1001 kilise şehri veya 40 kapılı şehir diye anılan Ani Harabelerine doğru yola koyulduk.
Efsunlu, tarihi ve birçok medeniyetin derin izler bırakmış olduğu bu harabe şehre gitmek bizi ziyadesiyle heyecanlandırmıştı. Şehrin 45 km uzaklığındaki ermeni Bagrat Kralığına başkentlik yapmış Ani Harabeleri içinde birçok yapı bulunduruyor. İpekyolu Köprüsü, Tigran Honents Kilisesi, Kral Gagik Kilisesi, Çoban Kilisesi, Aslanlı Kapı, Ateş Tapınağı, Ebu’l Muammeran Cami, Selçuklu Kervansarayı, mağaralar ve hamamlar yer alır. Bu harabeler eski zamanlarda bir şehrin bütün sosyal ihtiyaçlarını karşılamaktaydı.
Bu kadim şehre gelmişken Kars mutfağına ait kaz eti ve hangeli yemeden dönmek olmazdı. Bu güzel gezimizi bir Malakan şiiriyle bitirelim.
“Bir sarmaşık olsaydım,
Sıkıca tutunsaydım yere,
Sökülüp atılmasaydım,
Köklerimi salsaydım derinlere.
Bir sarmaşık olsaydım,
Dolasaydım gövdemi döne döne,
Günlerce aynı yerde kalsaydım,
Hareketsizlikten uyusaydım.”