Doğu Karadeniz Bölgesinde, Kovit 19 salgınının artış göstermesi, önemli bir gerçeği ortaya çıkardı. Sosyolojik çürüme, kritik noktayı aşmış. Alarm zilleri çalıyor.
Karadeniz denildiği zaman, IQ seviyesi yüksek, çalışkan, eğitimli ve akıllı insanların yaşadığı bir mekan anlaşılıyordu. Son Kovit 19 salgını göstermiştir ki, Karadeniz Halkının bu özelliği giderek sonlanıyor. Aslında bu sonlanmanın gerisinde, toplumsal çürüme yatıyor.
Toplumsal çürümeyi en çok, LİYAKAT VE KARİYER düzeninin bozulması yaratır. Bu bozulma, hakkı olmayanın devlet makamlarında görev alması ve hakkı olanın önünün kesilmesiyle, aleniyet kazanır.
Bürokraside, kariyer ve liyakat düzeni bozulduğu zaman, insanların tutum ve davranışları da değişir. Değişmenin yönü, kendi kişisel çıkarı ile özdeşleşir. Nitekim bu durum, Kardeniz'deki Kovit 19 salgınında görülüyor.
Neden?
Karadeniz'de sanayi çok az. Tarımsal ürünle geçiniyor. Fındık ve Çay olmasa, Karadenizlinin işi gerçekten zor. Nüfus artıyor. Artan nüfusun iş bulması lazım.
-Tarikatlar ''insanları iş bulmak vaadiyle'' kandırıyor. Toplumun neredeyse yarısından fazlası, bir tarikat üyesi olmuş. Üye olmaktan amaç, iş bulmak. Tarikatlar siyasi nüfuz kullanarak, müritlerini işe yerleştiriyor. Prim yapıyor. Tarikat lideri öldüğü zaman, kişi, cenazesinde görünmek amacıyla, hayatını riske atıyor.
-İkinci sırada siyasi parti geliyor. İktidar partisine mensup olmak ayrıcalık haline dönüştü. Siyasi iktidar, kendi mensuplarını koruyor ve kolluyor. Eşitlik ilkesi kayboldu. Parti mensubu olmak Liyakat ve Kariyerin önüne geçti. İnsanlar, siyasi iktidara yakın olduklarını göstermek amacıyla, Kovit 19 salgınına rağmen, siyasi toplantılara katılıyor.
-Toplumsal çürümeyi hızlandıran diğer önemli bir faktör daha var. İnsanlar ''hak ettiğinden daha fazlasını'' istiyor ve kabul ediyor. İnsanlar ''bu benim hakkım değil '' demediği zaman, toplumun çürümesi hızlanıyor.
Türkiye o hale geldi ki, HAKKI OLMAYANIN devletten çıkar sağladığı ve halkın da buna meşruiyet kazandırdığı bir dönemi yaşıyor. Adam zengin, yeşil kart kullanıyor. Sosyal yardım almak için, gerçekleri örtüyor. Daha da kötüsü, bu örtüyü kolaylaştıran düzen kurulmuş.
Sadece Karadeniz değil. Türkiye sosyolojik çürüme hastalığına yakalanmış. Sosyolojik felakete doğru hızla gidiyor.
Şinasi Kara