GURBETTEN SILAYA" ULUBEY'DE ÜÇ GÖNÜL İNSANI"



Değerli Hemşehrilerim;
      Aslında bu hafta köşemi “Hoşgörü ve Tevazu” üzerine yazacaktım ama bunu haftaya bıraktım. Bugün köşemde sizlerinde yakın tanıdığı üç  gönül insanı üç güzel Ulubeyliyi yazmak istedim. Meslekleri farklı da olsa bu üç güzel insanı birleştiren ortak neden müziğe olan sevdaları.. Yanık bir Güneydoğu gırtlağıyla Güneydoğulu sanatçıların bile şapka çıkaracağı Durmuş Yılmazer, olgun oturmuş bir karakter ile Yıldıray Çınar tadında, dinleyenleri yormadan türküler okuyan Ünal İnan ve bağlamaya olan hakimiyeti, her türlü müziğe renk veren ses tonu,sağlam bir müzik kulağı ve kendine güveni ile Mehmet Aktaş…

      Sevgili Ünal İnan Ağabeyimi yeni tanıdım, kendi kendime hayıflandım, çok ciddiyim, tanımadığım yılları kendime kayıp olarak görüyorum. Bir insan bu kadar naif, bu kadar mı alçak gönüllü olur. Yetmişli yaşlara yaklaşmış hala o güzel ses tonu ile kendi çabaları ile oluşturduğu stüdyosunda yol arkadaşı, gönül yareni bağlaması ile türküleri yaşatıyor.

Öyle güzel ve derin türküler söylüyor ki sanki rahmetli Yıldıray Çınar hala yaşıyor. Ünal Ağabeye karakteri, tavrı, o olgun ve mütevazi kişiliği ile bir gönül ereni desem inanım abartı olmaz.
Tanımayan tanısın isterim.  Tam bir Ulubeyli, halktan bir isim bir kişi dahi olsa bağlamasını eline alır yeter ki türkü olsun.
Tarım İl Müdürlüğünden emekli olur ve kendini hayranı olduğu Yıldıray Çınar’ın söylediği türkülere adar. Hatta Yıldıray Çınar ile hasta yatağında yaptıkları telefon görüşmesinde bütün türkülerini okuyabileceğini söyleyince sevinçten uçar.
Yıldıray Çınar için iki program yapar. Rahmetli ile tanışması bu programlar sayesinde olur. Yıldıray Çınar’a ait ne varsa Ünal Ağabeyimde bulursunuz desem abartı olmaz. Ne zaman sohbet etsem sohbetime doyamam değerli ağabeyimin, sağlıklı ve sıhhatli güzel ömrü olsun.

      Sevgili Mehmet Aktaş ise tanıdığım, bildiğim bir sima. Hatta uzaktan da olsa akrabalık bağımın olduğu bir kimse ama ben onu hep Torunoğlu Ekmek Fırını’nın şoförü bildim. Biz çocuktuk o zamanlar. Mehmet Ağabeyim ile bu kadar derin hasbihalim ve muhabbetimde Ünal Ağabey gibi yenidir. Kendine özgü güveni ve rahatlığı bağlamanın teline vurduğu mızraba yansır.
Hakimdir bağlamasına. Ses tonunun rengi yüksek ve tiz perdede tırmalamaz, yormaz kulağınızı müthiş bir rahatlık verir. Dinledikçe dinlersinz. Hatta şöyle bir tabir kullanırsam yanlış olmaz; amatörlüğü profesyonelliğe tercih etmiş müzisyenler bu isimler yani profesyonel amatörler diyeceğim nerdeyse. Ama bu amatörlük doğallık ve müthiş bir başarıyla birleşiyor.
Neşet Ertaş hayranı Mehmet Ağabeyim hayatında Ulubey dışında geçirdiği 1,5 yılda bir gazetenin açtığı ses yarışmasında 3.olur. Jüri üyeleri müziğin büyük ustaları Nida Tüfekçi, Muhlis Akarsu dur. Kayıt parasını almak için gelir Ulubey’e. Geldiğinde de bir daha geri dönmez.  Bir dönem Orhan Gencebay eserleri çalar, söyler. Kendisi ile de Unkapanı ve sonrasında bir iki kez görüşür muhabbet eder. Halkın içinden tam bir Ulubeylidir ve halk adamıdır. Mehmet Ağabey. Sağlam bir müzik kulağı vardır. Her türkü ve şarkıyı bağlamasına aktarabilir.

      Sevgili Durmuş Yılmazer Ağabeyimi çocukluğumdan beri tanırım. Mahallenin de eniştesidir. Gerçi bende onların mahallesinin eniştesiyim ya.  Ulubey’de müzik denildiğinde mübağlasız ilk akla gelen isimdir. O Güneydoğu gırtlağını aratmayan yanık, tiz ve dik sesiyle uzun havalara soluk türkülere can verir. Ulubeyli bana sahip çıkmadı sitemi hep olsa da aslında Ulubeylinin karşılıksız sevdiği ender insanlardandır.
Bazen birileri size sahip çıkar fakat siz kendinize sahip çıkmazsınız ve size sahip çıkılmadığı hissine kapılırsınız. Ulubey’in hatta Ordu’nun müzikte İbrahim Tatlıses’i, futbolda Lineeker Durmuşudur.
Durmuş Yılmazer ağabeyim yani bir futbolcudur. Girdiği bütün ses yarışmalarında birinci olmuştur. 1981 TRT Ankara radyosunun ses yarışmasına katılır birinci yaraşmayı geçer ikincisinde şansı pek yaver gitmez.

Dürüstlüğünden kaybettiği fakat dereceye girdiği yarışmada ilginç bir anıdır hayatında. O da tam bir Ulubeyli tam bir halk adamıdır. Durmuş Yılmazer benimde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı programında söylediğim türkülerde arkamda bağlama çalmıştır ve benim için mükemmel bir anıdır. Saatlerce bıkmadan yorulmadan dinlenebilecek ses tonuna sahiptir Durmuş Yılmazer.. Yıllarca Ziraat Odası Başkanlığında çalışmış ve oradan emekli olmuştur.
Bir yarışmada okuduğu uzun havayı dinleyen rahmetli Kamil Sönmez kendisinin Ordulu olduğunu duyunca şaşkınlığını gizleyememiştir. Bulunduğu her ortamda kimseyi kırmadan yeter ki türkü olsun hemen okur Durmuş Yılmazer Ağabeyim. Tam bir türkü aşığıdır…
    
  Ulubey’in bu üç değerli ismi belli dünya görüşü, yaşam tarzı olarak birbiriyle uzak olabilirler bilmiyorum, ama kesin bir şey var ki üçü de Ulubeyli müzikseverlerin sevdiği, değer verdiği ve Ulubey’de bir karşılığı olan isimler. Çünkü Ulubey’in çocukları, halkla amasız, alt perdeden, karşılıksız iç içeler, samimiler ve sıcaklar. Bizde kendilerine bundan sonraki yaşamlarında sağlık, sıhhat ve başarılar diliyoruz.
Badı Sabah Selam Ulubey’e
 
 
SAYGILARIMLA…