GURBETTEN SILAYA " ULUBEY VE HOŞGÖRÜ"



Değerli Hemşehrilerim;
      Dilimize pelesenk olmuş bir kelime hoşgörü, hoşgörülü olmak ama günümüzde bu sadece dilde. Fiiliyatta, uygulamada çok nadir başvurduğumuz bir uygulama veya yöntem.
      Peki nedir bu hoşgörü? Kelime anlamı olarak; kendince aykırı gelse de her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiğince hoş görme durumuna denir. Yani sizinle çelişse bile başkasının, başkalarının düşüncelerini özgürce dile getirmelerinden rahatsız olmama ve buna tepki göstermeme durumu.  Peki bu durum biz de geçerli mi? Yüzde olarak çok büyük bir kesimde hayır hatta asla.
      Çoğumuz bırakın gülmeyi, gülümsemeyi bile beceremiyoruz. Birbirimize, fikirlerimize, hareketlerimize bile tahammülsüzlük had safhada. Pimi çekilmiş bomba gibiyiz, her şeyin altında olumsuz bir şeyler arıyoruz. En son birini sonuna kadar dinleyip seviyeli bir tartışmaya ne zaman girdik? Şöyle bir bakalım. Biz muhakkak fikrimizi karşımızdakine kabul ettirmeye çalışıyoruz. Oysa çoğu konuda tek doğru yoktur, herkesin kendine göre doğruları vardır, çünkü insanız.
      Kendini üstün ve önemli görme hali. Oysa herkesin bilgisi,  birikimi kendine değil midir? Hepimiz tuttuğumuz takımın ve fikrini benimsediğimiz partinin, siyasi ideolojinin cansiperane nerdeyse militanı olmuşuz. Birbirimizi kırma adına nefret edercesine birbirimize hakaretler küfürler havada uçuşuyor. Allah aşkına bu nedir? Oysa bir yüzün sağ ve sol yanağından başka bir şey değil bu fikri savunanlar ya da takımı tutanlar. Senin ki kötü benim ki iyi. Yok be yav. Hepsinin de kendine göre artı ve eksileri var. Yeter ki at gözlüğü ile bakmayalım.
      Bakın iddia ediyorum o kadar hoşgörüden uzağız ki bu yazıyı okuyup siyasi bir yazı olarak algılayan muhakkak olacaktır. Çünkü bir bıçak gibi şucu, bucu ve şu takım, bu takım muhabbetindeyiz ve şartlanmışız illa bir şey çıkarıcağız altından. Ya yok kardeşim sadece dostane ve samimi duygularla yazılan bir yazı bu . Yazılan basit bir yazıya dahi tahammül edemiyoruz. Hele ki bu sosyal mecralarda ise resmen linç başlıyor. Klavye delikanlıları asıyor kesiyor, ağızları lağım çukuru. Hatta bu güruh memleket kurtarıyor, dünyayı dize getiriyor. Ama karşılıklı konuş yemin ederim ki evinde çocuğuna laf geçirmeyi bırak burnunu çekmekten aciz. Beni en çok ne üzüyor derseniz, aklıselim koca koca insanların ilim irfan sahibi diyeceğimiz kimselerin de bazen buna alet olması.
      Bu linç kültürü bayan, erkek, çocuk ayırt etmiyor. Geçen ordulu bir bayan sanatçı sayfasında şu kanalda Ordulu sanatçılarımız türkü söylüyor, Ordu’yu tanıtıyor diye paylaşım yapmış keşke yapmaz olsaydı. Vay efendim sen misin bunu diyen kadının ne hainliği kaldı ne kadınlığı kaldı. Bu sefer karşı grup yorumlarda atağa geçti. Onlarda onlara çünkü her iki taraf da fikirlerini konuşmuyor, militanlık yapıyor artık. Hanımefendi aklıselim bir üslup ve düstur ile hepsine cevap verip paylaşımını kaldırdı. Sizin vatanseverliğiniz batsın insan olamadıktan sonra, vatan sevgisi kimsenin tekelinde değildir.
      Keza bizimde başımıza geliyor, şehrimiz adına yaptığımız bir paylaşıma; özellikle de bayanlar ve aile kavramı adına yaptığımız bir paylaşıma bir bayanın yazdığı yorum gerçekten utanç kaynağı idi. Biz hakareti eleştiri sanıyoruz çünkü. Ha bu durum ilçemizde de mevcut ne yazık ki, bunları görünce üzülüyoruz, birbirimizi beğenmeme, küçük görme bunlar bize yakışan şeyler değildir. Gülümsemeden kimse para istemiyor, biraz gülümseme ve hoşgörü, bazen de alttan alma hepsi bu. Bu alttan alma birinden korkma ya da çekinmeden dolayı değil ve kendimizi yetersiz gördüğümüzden de değil. Sadece tevazu nedeni ile.
      Bazen neden herkese abi, abla diyorsun sebebi nedir? diye soruyorlar. Ya bu samimiyettir, sıcaklıktır bunda bir yapmacık tavır değildir. Ne olur ki ağzım mı aşınır. Yoksa bürokrasi ağzını iyi bilirim bey ve ya hanım dersin ama bu soğukluk yaratır bende. Yoksa ne kimse bizden üstün, ne de biz kimseden üstünüz.
      Hoşgörü vurdumduymazlık değildir. Görmezden gelmek hiç değildir. Kendini bilmektir değerli dostlar. Sınırları bilerek yaşanılan bir durumdur. Anlayışın adı sevginin yolu insan olmanın özüdür. Doğanın ilk yasasıdır. Hiçbirimiz hatasız değiliz birbirimizin açığını aramayalım. Ya gülerek bir “günaydın”,”merhaba”, “selam” birçok şeyi değiştirecektir. İnanın yeter ki. Hoşgörü de gene çocukluktan kazanılıyor galiba.
      Bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyaç var. Başka yerleri bilmem ama Ulubey küçük bir şehir ve yüz yüze bakıyoruz lütfen birbirimizi kırmaktan kaçınalım, kaçının. Yapmamız gereken sadece ve sadece anlayışlı olmak, baskı yapmayın, saygı duyun, susmanız ve durmanız gereken yeri bilin zorlamayın. Hoş görülü olun.  
       Sağlıcakla kalın, gülümseyin ve Ulubey’le kalın…
SAYGILARIMLA…