SARI ÖKÜZÜ VERMEYİN!


 
Necdet Topçuoğlu
 
Aslında masallar bir nevi kıssadan hissedir. Evvel zaman içindedir ama geniş zamanı anlatır. Kötü kalpli cadının yerini patron alır, prensin yerini iyi kalpli politikacı, padişahın yerini “ben ne dersem o olur” diyen diktatör. Kralın muhafızının yerini uykusundaki çocukları öldüren panzerli polisler, sindirella’nın yerini fabrikadaki işçi alır. Özetle, masal anlamasını bilene büyük bir derstir.
 
Sarı Öküz Masalı da onlardan birisidir. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslanlar öküzleri bir türlü rahat bırakmazlarmış. Sürekli öküz sürüsüne saldırılarda bulunurlarmış. Öküzler bakmışlar bu böyle gitmeyecek, toplanıp aralarında karar almışlar. Aslanlara karşı birlikte savunma yapmışlar. Her defasında ufak tefek yaralarla saldırıları atlatmışlardır. 
 
Gün geçtikçe aslanları bir kaygı almış, avlanamadıkları için güçten düşmeye başlamışlar. İçlerinden bir aslan “herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor” demiş. Bazı aslanlar da bu fikri onaylamışlar. Nereye gideriz diye düşünürlerken sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz olan topal aslanı söze girmiş. “hayır” demiş, “hiçbir yere gitmiyoruz. Siz bu işi bana bırakın, ben hallederim demiş. Topal aslan yanına bir iki aslan daha alarak beyaz bayrak çekip, öküzlerin yanına gitmişler. Öküzler bakmış aslanlar beyaz bayrakla geliyorlar, onlarda yaklaşmışlar.
 
Topal aslan öküzlere hitaben konuşmaya başlamış, “biliniz ki biz aslanlar barışçı bir grubuz. Komşumuz öküzlerle hiçbir alıp vermediğimiz yoktur. Sürünüze defalarca saldırdık, neden biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi değil. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu görünce ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. Aslında bizim sizinle hiç bir alıp veremediğimiz yoktur. Verin onu bize, siz de kurtulun, hep beraber barış içinde yaşayalım." Demiş.
 
Öküzler aslanı dinlemişler. Boz öküz diğer öküzlerle birlikte aslanların teklifini değerlendirmiş. Sadece yaşlı benekli öküz “olmaz” demiş ama kendisini kimse dikkate almamış. Zavallı sarı öküz diğer öküzlerin kurtuluşu için aslanlara kurban verilmiş.
 
Artık uzun bir süre öküz sürüsüne aslanlardan saldırı olmamıştır. Ancak aslanlar bir süre sonra yine acıkmışlar. Topal aslan yanına birkaç aslan daha alarak tekrar öküzlerin yanına gitmişler. “Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal bir grubuz. Doğru kararınız için sizi tekrar kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Yalnız buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var." demiş.
 
Boz öküz aslanlara sorun nedir diye sormuş. “şu sizin uzun kuyruk” demiş topal aslan. “öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor, gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Bir onun yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz, gelin onu bize verin yine barış içinde yaşayalım” demiş.
Boz öküz sürüdeki öküzlerle yeniden istişare yapmış, sadece benekli öküz karşı çıkmış. Bu defa yine onu kimse dinlememiş. Hepsi “verelim gitsin” demişler. Uzun kuyruk’u sürüden dışlamışlar. Uzun kuyruk çırpına çırpına aslanlara yem olmuş.  
 
Aslanlar her geçen gün semirirken, öküzler de zayıflamışlar. Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep söyleme gereği bile duymadan “verin bize şu öküzü yoksa karışmayız” diyorlarmış. Zavallı öküzlerin “hayır” diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer aslanların pençesinde can vermişler. Sonunda sürüde boz öküz ve birkaç öküz kalmış. Aralarında istişare etmeye başlamışlar. Öküzlerden birisi “ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu savaşı aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?” diye sormuş.
 
Boz öküz pişmanlık içinde titreyerek “bu savaşı sarı öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik.” Biz başlangıçta sarı öküzü vermeyecektik demiş. Bu masalı hayatın her alanına uyarlamak mümkündür. Hepimizin yaşamında verdiği bir sarı öküzü olmuştur. Taviz vermekle sonuç alınmaz. Verilen tavizler, yeni tavizlere kapı açar. Kararlı olmak lazım, nereden incelmişse bırakacaksınız oradan kopsun.
 
Türkiye’nin geldiği son durumda sarı öküzün ne zaman verildiği konusunda her arkadaşımın bir fikri vardır. Bunların hepsine saygı duyarım. Ancak benim samimi görüşüm 2003 yılında, DYP Genel Başkanı Sayın Mehmet Ağar ile, ANAP Genel Başkanı Sayın Erkan Mumcu seçime Demokrat Parti Çatısı altında girme kararı veremedikleri zaman sarı öküz verilmiştir. O tarihten bu güne kadar. Sürüden çok öküzler gitmiştir. Her dönemi kendi şartları içinde değerlendirmek gerekir. Her dönemin bir sarı öküzü vardır. Geçmişten ders alınıp sarı öküz verilmemelidir.
 
(09, Haziran, 2021-Ankara)