GÖLGENİZDEN KORKMAMAK İÇİN BAŞINIZI GÜNEŞE ÇEVİRİN


 
Büyük İskender'in babası Philip, İskender'i hiç sevmezmiş. Hatta bir ara annesi ile İskender'i sürgüne göndermiş, sonra affetmiş. Yine de İskender'e olan soğukluğu değişmemiş.
 
Günün birinde Philip'e simsiyah, yelesi rüzgar, gözleri yıldız, toynakları mermerden bir at getirmişler. Getirmişler ama, dizginlemek ne mümkün. 4 kişi atı zaptedemiyormuş. Hele üstüne binmek... Allah muhafaza, deneyen 3 kişiyi üstünden atmış. 
 
Atın azgınlığını gören Philip tereddüt etmiş, kral olarak hediye ata binmesi gerekir ama at üstünden atabilir, belini kırabilir. Philip şöyle dönmüş, sürgünle kurtulamadığı oğlununa dönerek, ''atı İskender'e veriyorum'' demiş. Amacı, İskender'in ata bineyim derken düşüp belini kırması hatta ölmesi. 
 
İskender ata yaklaşmış, dört görevli zor zaptederken kolanı tutmuş, atı şöyle bir çevirmiş, burnunu sevdikten sonra ata binmiş, dört nala sürmüş atı.
 
Gelince arkadaşları sormuşlar: "Nasıl bindin bu deli ata?"
 
 İskenderin cevabı : "At gölgesinden korkuyordu, başını güneşe çevirdim."
 
     Bizler de gölgemizden korkmayalım çevirelim başımızı güneşe, başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Tarihi cesurlar yazar, korkakların tarih yazdıkları hiç görülmemiştir.