Yazlık komşum, Birleşmiş Milletlerden emekli bir diplomat. Ara sıra sohbet ediyoruz. Uluslararası Politika konusunda kitap yazdığım için, uzaktan beni tanıyor. Emekli bir Büyükelçinin eline kitabımı görmüş.
Merak edip sorular soruyor. Sorduğu sorular, emekli bir Birleşmiş Milletler mensubu için biraz hafif kalıyor.
Sonunda ''Bana doğrusunu anlat, senin Birleşmiş Milletler ile ilişkin nedir'' diye sordum. Gözüme baktı ve anlatmaya başladı.
Sene 1960 lı yıllar. İstanbulda Liseyi bitirmiş. İş bulmak amacıyla, İsviçreye gitmiş. Bir otelde iş bulmuş. Ortalığı temizliyor. O dönemde, bulunduğu kasabada hiç Türk yokmuş. Türk görelim diye insanlar gelip ona bakıyormuş.
Bir İsviçreli kız ile tanışmış. Evlenmişler. Kızın amcası, Birleşmiş Milletlerde yüksek görevli bir memur imiş. Bakmış ki ''damat, adam gibi adam'' yanına almış. Ona PORTÖR (hamal) kadrosu ayarlamış. Kahramanımız, Birleşmiş Milletlerin elamanı oluvermiş.
Birleşmiş Milletler iyi para veriyor. Kahramanımız tutumlu, İsviçrede ev almış. Türk usulü altına ve üstüne daire çıkmış. Oğullarına vermiş. Yazlığı da Ayvalıkta almış. 20 seneden fazla Ayvalıkta yazlık yapıyor. Sitenin en bakımlı bahçesi ve evi onun. Emekliliğin tadını çıkarıyor. Güvenli eleman olduğu için, Birleşmiş Milletler ara sıra onu, toplantı organizasyonaları için çağırıyor.
Başarının gerisinde sadakat, saygı ve güven yatıyor.
Şinasi Kara