1972 Yılında ABD Başkanı Nixon, dört ülkedeki eğitim ateşelerine emir gönderdi. Bu emir ile ''Türkiye, İran, Afganistan ve Pakistan, dini eğitim sistemine geçmeleri'' isteniyordu.
Amaç, yeşil kuşak teorisini hayata geçirmekti. Yeşil kuşak teorisine göre, Rusya Güneyden İslami devletler ile kuşatılacaktı.
Nixonun talimatı, her ülkenin milli eğitim bakanlıklarına iletildi. Ülkelerin tamamı karşı çıktılar. Ancak, ABD'ye karşı koyamadılar.
-İran Şahı, Nixonun eğitim sistemine vereceği zararı biliyor ve karşı çıkıyordu. Bir süre sonra Şah kaçacak yer aradı. Fransadan Humeyniyi getirdiler, İranı ''Karanlık Çağın derinliğine'' mahkum ettiler.
-Pakistan Devlet Başkanı Ziya Ül Hak da karşı çıktı. Ne tesadüftür ki, içinde bulunduğu uçak havada patladı. Çok geçmeden, Pakistan dini taassuba sokuldu. Medeni bir toplum yaratmaya çalışan Bayan Başkanı Benazir Butto da suikaste uğradı. 1948 yılında, Hindistandan ayrılan Pakistan, aynı gelişmişlik seviyesindeydi. Laik Devlet düzenini benimseyen Hindistan şimdi, Pakistana fark atıyor.
-Afganistanın durumu malum. Kendi yarattıkları teröristler ile Afganistan 40 yıldan beri huzur yüzü görmüyor. Afganistanda cehalet o kadar ileri gitti ki, şeriatın kestiği kollar şehirlerde sergileniyor.
-1980 darbesi ile iktidara gelen Evren Paşa Hükümetleri ile Nixonun talimatları kesintisiz uygulandı. Her kasabaya bir İmam Hatip Lisesi açıldı. Bununla da yetinmediler, tarikatların önünü açtılar. Feto ile başlayan tarikatlaşma süreci hız kazandı.
Sovyetler Birliği 1990 yılında dağıldı. Yeşil kuşak projesine gerek kalmadı. Ama, Amerikan politikası ile tetiklenen dini eğitim sistemindeki ilerlemeden ülkeler öyle darbeler aldı ki, eğitim sistemleri ve tarikatlar cahil üretiyor.
Bu cehalet ülkeleri felakete götürüyor.
Şinasi Kara