İKİ AYAKLI TİLKİLER




Bugün okuma yaparken ilginç bir masala denk geldim.
Muhtemelen Kelile ve Dimme den...

Günümüzdeki yozlaşmayı en iyi anlatan bir masal.
Sürü psikolojisini iyi resmetmiş.
Kişi bir hata işlerken  kendini yalnız hissetmemek için başkasını da aynı hataya sürükler.
Bu masal pek çok konuyu aslında gözler önüne seriyor.
Arkadaşlıktan tutun da toplumun yozlaşmasına kadar...
Malum içinde tilki gecen her hikaye ve masal sinsilik içerir.
Tilki bir hayvan elbette. Hayvan olması noktasında masum fakat ekosistemde yerini muhafaza etmek için, yaşamını sürdürmek için geliştirdiği davranışların ilginçliği insanların dikkatinden kaçmayıp hikayelere konu olmuştur.
O hikayelerden biri de bu hikayedir.
"Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve kuyruğu kopmuş.
Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde “Kuyruğunu neden kestin?” diye sormuş.

Kuyruğu kesik olan tilki;
“Böyle mutlu hissediyorum. Sanki üstümden büyük bir yûk kalktı"demiş

Bunun üzerine diğer tilki de arkadaşına uyarak, kuyruğunu kesmiş.

Fakat mutluluk yerine şiddetli bir acı çekmiş.
Hemen tilkiye gelip; “Neden bana yalan söyledin?” demiş.

Tilki; “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga geçerler.” demiş.

Bu iki tilki diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu (!) anlatmışlar.

Böylece tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler.

Çoğunluk onlara geçince bu sefer kuyruğu olanlarla dalga geçmeye başlamışlar.

Toplumun, Ahlakın erdemin  kurallarına aykırı davranan hiç kimse yalnız kalmayı istemez. Kendine benzetecek arkadaşlara daima ihtiyacı vardır.
Çünkü dikkatin kendi üzerinden dağılmasını ister.... 
İki ayaklı tilkiler hep vardı ve daima da olacaktır.