SELAM VERİP SELAM ALMANIN DİN İLE BİR İLGİSİ YOKTUR


SELAM VERİP SELAM ALMANIN DİN İLE BİR İLGİSİ YOKTUR. BURADA ASIL OLAN BİR ARADA YAŞAYAN HALKIN BİRBİRİNE OLAN YAKINLAŞMAYI SAĞLAMASIDIR. 

Selamun aleyküm'ün aslı ibranice "şalom aleküm"dür ve yahudiler tarafından en az 2500 yıldır kullanılır.

Herhangi bir yahudi internet sitesine girip bakarsanız herkesin bunu kullandığını görürsünüz. İslam ile herhangi bir ilgisi yoktur; araplar semitik akrabaları yahudilerden aldıkları selamun aleyküm'ü müslümanlık var olmadan önce de telâffuz ediyorlardı.

selamın aleyküm Türkçesi 'selam üzerine olsun'dur. Yani dini bir içerikte taşımamaktadır.

Bay, çüz, hay, bilmemne benim gözümde neyse, selamun aleyküm de odur.

Sonuçta hepsi de Türkçe olmayan, dışarıdan gelme kelimeler.

Kimsenin dinî inancıyla uğraşmıyoruz, sadece bir yanlışı düzeltmeye çalışıyoruz.

İslam birliği taraftarlarının mesele haline getirdikleri konulardan biri de selamlaşma işidir.

Bunlar 'günaydın'ı kabul etmiyorlar. 'Selamünaleyküm' diyorlar ve bunun Müslümanlar arasında manevi bir bağ olduğunu ileri sürüyorlar.

Müslümanlar arasında manevi bağ selamlaşma ile olacaksa bütün Müslümanların Türkçe selamı kabullenmeleri mantık ve ahlak icabıdır. Çünkü islamiyeti koruyan, yaşatan ve yüceltenler en çok Türkler olmuştur.

Ülkemde bazı Türklerin arapça ''selamın aleyküm'' diyerek, veya farsça ''merhaba'' diyerek selamlaşmalarına üzülüyorum.

Türk ülkesinde Türkçe 'den taviz verilmemelidir.

Ümmetçi kişiler ''selamın aleyküm'' demenin islami bir zorunluluk olduğunu savunurlar. Oysa ''selamın aleyküm'' sözü ibraniceden arapçaya geçmiş ve araplaşmış bir selamlaşma şeklidir.

İslam öncesinde araplar yine ''selamın aleyküm'' diyerek konuşmaya başlardı. Bu kelimenin aslı ibranice ''salom aleküm'' idi.

İbraniceden arapçaya, oradan da Türkçeye geçen bu tamlamayı kullanmamalı; yerine ''esenlikler'' dilemeli, ''günaydın'' ''iyi günler'' ''iyi akşamlar'' demeliyiz.

''merhaba'' ise farsçadır. Farslarin öz selamıdır.. Bu kelimeyi de kullanmaktan vazgeçmeliyiz.

-Alıntı

Sevgi ve saygılarımla.
Burhan TOKCAN