PAZAR YAZISI ... Nasrettin Hoca


Atilla Dilaver yazdı :

Türk Dünyasında bir çok coğrafyaya atfedilen, sayısız fıkraların konusu olan Nasrettin Hoca kimdir, nerelerde yaşamıştır, eserleri nelerdir?

Özet halinde paylaşacağım.

Paylaşacağım iddiaların kaynağı ve geniş anlatımı 
Prof.Dr. Mikail Bayram'ın 
"Sosyal ve Siyasal Boyutlarıyla Ahi Evren- Mevlana Mücadelesi" isimli kitabındandır.

Mevlana'nın Moğol İşgalcilerine desteği, Türkmenleri sevmediği, Acem olduğu, Türkçe bilmediği vs. konuyla ilgili olanlarca malum.

Bu paylaşımda Mevlana-Türkmen kavgasını değil Nasrettin Hoca konu edinildi.

Tam adı,
Şeyh Nasirü'd-din Ebü'l-Hakayık, Mahmut bin Ahmet el-Hoyi'dir.

(Bugün İran sınırlarında olan) Azerbaycan'ın Hoy Kasabasında doğmuş.

Yani Nasrettin Hocanın adı, Mahmut'tur.

Ebü'l-Hakayık ( Hakikatlar Sahibi), 
Nasirü'd-din (Dine yardımı dokunan), 
Seyyidü'l-Muhakkikin (Hakikatçıların Önderi) 
gibi künye ve lakapları vardır.

İlk tahsilini doğduğu Hoy Kasabasında alan Nasrettin Hocanın eserlerinden Horasan ve Maveraünnehir'de  da tahsil gördüğünü anlıyoruz.

En çok da Eşari Kelamcı Fahru'd-din Razi'den etkilendiğini görüyoruz.
Razi'nin yanında 5 yıl kalıp ders alıyor.

Anadolu'ya Selçuklu Sultanı 1. Giyasü'd-din Keyhüsrev zamanında (1204) geliyor.
Ve
kısa bir süre sonra Kayseri'ye yerleşip debbağ (deri)  atölyesi kuruyor.

Mikail Hocanın iddiaları burada pik yapıyor.

Derici (debbağ) olan Nasrettin Hoca, Kayseri'de Ahi Teşkilatını ve Debbağlar Çarşısı (Anadolu'nun ilk sanayi sitesi) kurarken;
karısı Fatma Hanım Bacıyan-Rum (Anadolu Bacıları) Teşkilatını kurar.

Anlaşılacağı gibi debbağların ve 32 çeşit zanaatkarın piri (Pir-i Piran) Ahi Evren ile Nasrettin Hoca AYNI KİŞİDİR.

Bir müddet Kayseri Kadılığı da yapmıştır.

Kayseri'de hem debbağlık hem de 2 medresede müderrislik yapan Ahi Evren Hace Nasirü'd-din, 
Sultan II. Giyasü'd-din Keyhüsrev tarafından bir çok Türkmen ve Ahi ile birlikte tutuklandı.

Kösedağ Savaşında Selçukluları yenen Moğollar Anadolu'ya girince Sivas ve Tokat'ı savaşmadan teslim aldılar.
Kayseri'de Ahiler ve Anadolu Bacılarının mukavemeti ile karşılaştılar.

Muhasara ihanet sonucu Kayseri'nin düşmesiyle sonuçlandı.

Mukavemete kızan Moğollar, Kayseri'de büyük katliam yapıp on binlerce Ahi ve Bacıyı esir ettiler.
Esirlerden birisi de Nasrettin Hocanın Karısı Fatna Hanımdı.

Hoca bu sırada Konya'da tutuklu bulunuyordu.

Keyhüsrev'in ölümünden sonra saltanat naipliğine getirilen Celalü'd-din Karatay, Nasrettin Hocayı serbet bıraktı.

Serbest kalan Nasrettin Hocanın Denizli'ye yerleşıyor.
Burada 1.5 yıl kadar kaldıktan sonra 
Sultan II. İzzü'd-din-Keykavus tarafından Konya'ya çağrılıyor.

Nasrettin Hoca, Şerms-i Tebrizi'nin öldürülmesine karıştığı için Konya'dan Kırşrhir'e (Emir Tuğrul'un himayesine) sığınıyor.

Moğol işgaline karşı faaliyet yürüten ve Kırşehir'de isyan çıkaran Nasrettin Hoca (Ahi Evren) 1 Nisan 1261 tarihinde Kırşehir'de Emir Nuru'd-din-Caca komutasındaki orduyla savaşırken 93 yaşında ölüyor.

Bir çok eseri bulunan, tıptan hukuka bir çok alanda uzmanlığı olan Nasrettin Hoca (Ahi Evren) başta Mevlana olmak üzere Mevlerin tarih boyunca yaptığı karalamalara rağmen Türk Dünyasından silinemiyor.

Allah rahmet eylesin.

(Prof.Dr.Mikail Bayram'ın bu konudaki (yukarıda vazettiğim) kitabı, okunması kolay olmayan bir kitap.
Bana göre akademik disiplinden uzak bol tekrarlı yazmış hoca.

Bu nedenle Nasrettin Hocayı (Ahi Evren) kısaca özetlemek istedim.
Umarım faydalı olmuştur.)