NE YARA KAPANIR NE ARA


BİLENLER bilir, bu böyledir.
Kapanmaz bazı yaralar.
Öyle olduğu sanılır sadece.
Ve öyle olması umulur.
Ama hepi topu bu kadardır.
Kapanmaz.
Kapandığını zannedenler bile aslında bunu bilir.
Mütemadiyen açığa çıkmaması için çabalar.
Kaçar, kaçabildiği kadar.
Bazı mekânlardan uzak durur, yolunu farklı yönlere çevirir.
Buralarda dolaşır.
Eskide kaldığını düşündüğü hatıralardan kaçar. Uzak durur.
Hatırlatan kişileri görmek istemez.
Kapanmaz çünkü bazı yaralar.
Bazı ara’ların kapanmadığı gibi…
Şu ya da bu sebeple insan hayatında ara’lar da oluşur. İstemese bile kişi, zorunlu hâle gelebilir.
Bir ara dersin, kısa bir ara.
Hiçbir ara kısa değildir.
Yaşanması gerekenler vaktinde yaşanmadığında bu ara kapanmaz.
Kapatılamaz.
O ara’ya neler sığmazdı ki… 
O ara’da binlerce kez dünya turu yaptıracak bir gülüşün yerine neyi koyabilirsiniz?
Diyelim ki, koydunuz.
Ara’yı kapatabilir misiniz?
Yaşanmamışlığın telafisi olmaz.
Bazı an’lar var ki, ömür bile verilir.
Bazı bakışlar var ki, mevsimler değiştirir. Güneş tekrar doğar, gün yeniden başlar. Can ataşlanır.
Demem o ki, ne yara kapanır ne ara.
Ey yüreğim.
Ne yara olsun ne ara.