Trabzon, Rize'yi değil kendini sorgulamalı... İhsan Öksüz yazdı


İhsan Öksüz 

Cuma günü oynanan maçta Çaykur Rizespor, Trabzonspor'u yendi. Ev sahibi ekip ligde zor durumda idi ve kazanması bile kendine belki yetmeyecekti ama, bir umut ışığı olacaktı. Olabilir, 29 maçta tek yenilgi alan Trabzonspor da gününde değildi ve penaltıdan da olsa 3 gol atan Rizespor sahadan galip ayrıldı.

Buraya kadar her şey normal... Normal olmayan ise tamamı olmasa da Rizespor taraftarlarının galiz küfürlerle Trabzonspor'a ve Trabzon'a saydırması idi. Hem hakaret ettiler, hem küfrettiler. Bunlar asla kabul edilir olaylar değil... Kötü söz sahibinindir ama, yine bu ifade yeterli değil...

Trabzonspor taraftarları ise yenilgiden çok Rizesporlu'ların ettiği küfürlere, hakaretlere takılmış durumda... Demek ki birine küfredilince tepkisiz kalınmıyormuş!

Rizeli'ler sorunlarını kendileri halleder. Eğer mantıklı, akıllı insanlar varsa ki mutlaka vardır. Bu edepsizliği toptan ortadan kaldıracaklardır.  Kulüp başkanları Tahir Kıran'ın maç sonrası demeci bunu gösteriyor. Ayrıca bir çok Rizespor taraftarının da maçta yaşanan çirkinlikler için kendi taraftarlarını kınadığını hem okudum, hem bizzat dinledim!

Gelelim işin püf noktasına... Yani Trabzon kısmına... Trabzonspor'a gönül vermişler haklı olarak tepki gösteriyorlar ama, unutulmasın ki kendilerinin arasından çıkan birçok densiz, bizzat kendi takımlarına hem hakaret, hem aynı küfürleri ediyorlar. Ne futbolcular kalıyor, ne başkan, ne Abdullah Avcı...  Üstelik bu takım ligin başından beri üstünlüğünü herkese kabul ettirmiş açık ara lider olduğu halde... 

Yaklaşık 10 yıldır stadyuma gidip maç izlemiyorum! Birinci nedeni Şike olayının sonlandırılmamasıdır. İkincisi ise bu küfürler ve hakaretlerdir. Çünkü bunlara tahammül etmek imkansız. Ya başımız belaya girecek, ya sineye çekeceğiz. Başımızın sıkıntıya girmemesi ve sineye de çekemediğim için en iyisi maçlara gitmemek diye düşünüyorum. 

Bunları kimler mi yapıyor? Sanmayın ki cahil cühela takımı... Aklı başında kerli ferli insanlar da küfrediyor, hakaret ediyor. Hatta gazeteci spor yazarı da... Abdullah Avcı 30 maçta sadece iki kez yenilmiş, keza başkanı Ahmet Ağaoğlu öyle, futbolcular hakeza... Bunların bir maç, iki maç formsuz olma hakları yok mu? Diyelim ki yanlış yaptılar -bunu ölçecek ölçümetremiz de yok ya- bunlar insan kardeşim insan... Etten kemikten yapılmış sizin, bizim gibi insan... Hem fiziki, hem ruhsal konumları var.

Şimdi isterseniz yazının başından bir kere daha başlayıp sonuna kadar okuyalım: Ne diyoruz? Trabzon önce kendini sorgulasın. Elbette burada kastedilen, ne Trabzon'un, ne Rize'nin tümü değildir ve öyle bir kastımız da olamaz. Ama görünen gerçek budur. 
Küfrü önce biz terk edeceğiz. Hakaret etmeyeceğiz. Kimseyi aşağılamayacağız. İnsan kendi canından, kanından olana hakaret eder, söver mi?

Göreve geldiği ilk zamanlar yanlışları olsa da başkan Ahmet Ağaoğlu'nun bugünkü tavrı, Abdullah Avcı'nın, Orhan Ak'ın, Egemen Kormaz'ın, tüm yardımcılarının, futbolcuların bu büyük yol yürüyüşünde büyük emekleri ve gayretleri var. Bunu bir iki maç için feda etmek haksızlık değil mi? Bu takım kalan 8 maçta 4 kez kazansa bile şampiyon olmayacak mı? Yani tüm mesele Rize'ye yenilmek mi? 
   
Ahmet Ağaoğlu ve Abdullah Avcı'nın başarısı istenmiyor mu? Size çok samimi söylüyorum, Trabzonspor'da futbol oynamış bir arkadaşım Yılmaz Vural'ın trabzonspor teknik direktörü iken Kocaelispor'la oynananacak Türkiye Kupası final maçı öncesi bana "Bir yabancı ile (Yılmaz Vural) kupa alacaksak varsın almayalım!" demişti!!! Hala kulağımda çınlar bu sözler...
 
 Acaba Ağaoğlu ve Avcı da o kategoride mi? Onun için kullanışlı elemanlar alttan altan kulübü oymaya çalışıyorlar. Ve çalıştırılıyorlar.
Sözün özü: Trabzonspor'da aklı başında çok insan var. Ama tehlike aklı başında bilinenlerin "tünel" çalışmalarıdır. Onun için sorgulayalım ama Rize'den önce kendimizi sorgulayalım...