TÜRK KÜLTÜRÜNDE HIDIRELLEZ



Necdet Topçuoğlu

Hıdırellez, Orta Asya’dan, Balkanlar’a kadar geniş bir kuşakta, Türk Toplulukları tarafından kutlanan mevsimsel bayramlardan birisidir. Hızır bayramı olarak da bilinen Hıdırellez Günü, iyilik ve yardım severliğin sembolü Hızır ile, denizlerin hakimi İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğuna inanılmaktadır. Bayramın mevsimlik olduğu dikkate alınırsa, 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini ifade etmektedir. Bu nedenle 5 Mayıs gününün gecesi kış mevsiminin bitip, sıcak yaz günlerinin başladığı zaman anlamına gelmektedir. Yapılan törenler ve uygulanan ritüeller bahara hoş geldin demenin bir ifadesi olarak değerlendirilmelidir.

Rivayete göre Hızır, İlyas ve İskender-i Zülkarneyn, birlikte Ab-u Hayat Suyu aramaya çıkarak, Karanlıklar ülkesine dalmışlar. Hızır ve İlyas Ab-u hayat Suyunun kaynağını bulup içmişler. Fakat İskender’e söylememişler. Bu nedenle Hızır ve İlyas’ın yaşadığına inanılmaktadır. Hızır’ın karada, İlyas’ın da denizlerde, yardıma muhtaç olanların imdadına yetiştiği söylenmektedir. Nuh Peygamber’in gemisinin fırtınaya tutulduğu, yeryüzünü suların kapladığı, tufanda gemide ki insanların feryat edip “Ya Hızır bizi kurtar” diye dua ettikleri dillerde dolaşmaktadır. Güvercin, ağzında zeytin dalı ile gemiye döndüğünde karaya yaklaşıldığı, suların çekilmesiyle insanların karaya çıktıklarına inanılmaktadır. Efsaneye göre, Hızır ile İlyas yılda bir defa 6 Mayıs gününün gecesi, bir gül ağacının dibinde buluşurlarmış. O nedenle de her yıl 6 Mayıs Hıdırellez (Hızır-İlyas) günü olarak kutlanmaktadır.

Türkiye’de Hıdırellez Bayramı 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanmaktadır. Gece ateşler yakılıp, ateşlerin üzerinden atlanmaktadır. Dileklerini kağıda yazarak gül ağacının dallarına bağlayanlar olduğu gibi, yine aynı ağacın altına dileklerinin resimlerini çizip madeni para koyanlar da bulunmaktadır. Sabah gün doğumuyla birlikte bu dilekler gül ağacının altından alınarak, akan bir suya bırakılmaktadır. Bu şekilde tutulan dileklerin gerçekleşeceği umut edilmektedir. Hızır’ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerden çiçekler toplanıp, oyunlar oynanmaktadır. Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılmaktadır. Hızır’ın elinin değdiği ne varsa, dolup taştığına inanıldığından, Hızır Günü arifesinde mutfak kapları ve cüzdanların ağzı açık tutulmaktadır. Altın ve ziynet eşyası isteyenler, ağaç yapraklarını kollarına ve boyunlarına dolayarak isteklerine ulaşacaklarına inanmaktadırlar.

Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve dileklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme geleneği bulunmaktadır. Halk huzura kavuşmak ve dileklerde bulunmak için kışın sona erdiği, doğanın canlandığı Hıdırellez gününde çeşitli çarelere başvurmaktadır. Anadolu’da halk tercihen beyaz elbiseler giyerek gün doğmadan önce yeşil ve bol sulu kırlara giderek eğlenmektedir. Kutlamalar yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında yapıldığından, bu gibi yerlere ‘’Hıdırlık’’ denildiği bilinmektedir. Hıdırellez, birçok coğrafyada ve dinde yeri olan bir bayramdır. Bu nedenle herkes bayramı kendi anlayışı çerçevesinde sahiplenmektedir. Hıdırellez, Erzurum’dan Edirne’ye kadar hemen hemen her şehirde farklı adetlerle kutlanmaktadır. Bunlardan bazılarını mani çekme, baht açma, ağrılara sopa ile vurma (Hızır Sopası), kuzu kesme olarak sıralamak mümkündür.

Hızır’ın kim olduğu hakkında tam olarak bir bilgi bulunmasa da, halk arasında ve İslam Mitolojisinde bir Hızır geleneği bulunmaktadır. Aslında bazı çevreler Hızır’ın bir isim değil, bir lakap olduğunu ileri sürülmektedirler. Kimileri de Hızır ve İlyas peygamberin aynı şahıs olduklarını öne sürmektedirler. İnanışlara göre Hızır’ın sahip olduğu vasıflar insanlara şifa, sağlık, şans, bolluk, bereket, zenginlik ve uğur olarak geçmektedir. Günümüzde Hıdırellez geleneği halen yaşatılmaktadır. Dua ve dilekler gerçekleşiyor mu bilinmez ama gerçek şu ki, 5 Mayıs akşamı hastanelerin acil servisleri, ateşten atlarken yanarak yaralanan insanlarla dolmaktadır.

Hıdırellez, Türkiye ve Makedonya’nın ortak başvurusu ile 2016 yılında UNESCO'nun ‘‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’’ ne kaydedilmiştir. Kültür, milletleri bir arada tutan ortak değerlerin başında gelmektedir. Bu nedenle yurttaşlarımızın tarihten gelen inançları çerçevesinde Hıdırellez Bayramını diledikleri gibi kutlamaları, dua ve dileklerde bulunmaları desteklenmelidir. Gelenekleri yerine getirirken dikkatli olmaları, kazalar sonucu yaralanmalardan uzak durmaları en içten dileğimdir. Bu düşünce ve duygularla tüm soydaşlarımızın Hıdırellez Bahar Bayramını gönülden kutlarım. İnanarak yaptıkları dua ve dileklerin kabul edilmesini dilerim. Hep birlikte bahara hoş geldin diyelim.