ALKOL, COLA, BEN, FİLİSTİN, SİYASAL İSLAMCILAR HAKKINDA BİRKAÇ DÜŞÜNCE...


YAZIMI OKUMAYAN VE PAYLAŞMAYAN HAİNDİR VE DIŞ GÜÇTÜR !

Yazıma alkol kelimesi ile başlayan bir başlık attığıma bakmayın, içinde alkol geçen hiçbir anım yok.
Hayatım boyunca alkol almadım ama nasıl birşeydir diye merak etmedim desem yalan olur. Ama benim için Cola da bir nevi alkol gibi asla içilmemesi gereken yasaklı bir içecekti. İslam Dünyasının ve Türk Milletinin düşmanı olan emperyalistlerin bir sembolü olarak görüyordum Colayı. Cola içmek, Filistinli çocuklara mermi atan İsrail’e bir mermi temin etmek demekti. Cola demek Amerikan emperyalizmi demekti. Oturduğum hiçbir sofrada ikram edilen colayı asla içmez, içenlere de” içmeyin arkadaşlar şu zıkkımı” derdim.

Birçok emperyalist şirketin ürettiği şeyler hayatımızda vardı ama Cola’nın yeri bir başkaydı. O bir semboldü ve bir Müslüman bana göre Cola içmemeliydi. Böyle gördük, böyle duyduk, böyle öğrendik.
Hele etrafımda ki büyük siyasal İslamcılar! Cola içeni dinden çıkmış gibi görüyorlardı. Böyle bir çevrenin içinde yaşıyordum ve haliyle ben de bu durumdan etkileniyordum.
Cola içerek Filistinli çocuklara mermi atan adamlardan biri olamazdım, yakışmazdı delikanlı adama.
Biz de delikanlıydık, e o zaman bize de yakışmazdı.
Lafı fazla uzatmayayım. İŞGALCİ isimli kitabımı yazmak için Filistin ve işgal altında ki Filistin toprakları olan terörist İsrail’e gitmiştim.
Köy köy, kasaba kasaba geziyor, işgal altında ki Filistin’in hikayesini yazıyordum.
Bu arada bu kitabım halen siyasal İslamcıların baş ucu kitapları arasındadır, Allah beni affetsin !
Neyse ne diyordum. Müslümanların yaşadığı Doğu Kudüs bir rüya gibiydi. Fakat Müslümanlara ait olan nerede ise tüm mekanlarda önüme Cola getiriliyordu.
Bu durum Ramallah’ta, El Halil’de, Nablus’ta, Beytüllahim’de, Eriha’da, Beni Naim’de ve bir cümle Filistin köy, kasaba ve şehirlerinde böyle devam etti.
La arkadaş dedim, ben yıllardır Filistinlilere mermi olarak dönmesin diye Cola denen zıkkımı içmiyorum, burada herkes Cola içiyor. Sonra öğrendim ki durum sadece Cola içmekten ibaret değilmiş, Cola’nın Filistin’de dev fabrikaları da varmış. Bu durum beni şok etmişti ve sarsılmıştım. Lan biz yıllardır neyin kafasını yaşıyorduk?
Sonra kendi kendime, “Filistin halkı açlıktan, yokluktan, mecburiyetten bu zillete katlanmak zorunda kalabilir, olsun, sen gene de Amerikan ve İsrail emperyalizminin bu sembolüne karşı duruşunu bozma” dedim kendime ve öyle de yaptım.
Sonra aradan zaman geçti. Meydanlarda Cola döken, Cola içmek İsrail’e mermi taşımaktır diyenler, benim ülkemde Besmele çekerek Cola fabrikaları açtılar. Bir Allah kulu da çıkıp bu yanlıştır demedi. Yanlış demeyi bırakın, ekonomimiz büyüyor, bize de bir ekmek kapısı çıkar diye elleri çatlayana kadar alkışladılar. Ekmek kavgası, iman kavgasını yenmişti !
Büyük siyasal İslamcılar hızlarını alamadılar. Tuttular, Cola şişelerinin tepeleme dolu olduğu raflara “ yerli malı” ibaresi astılar.
Lan bu nasıl iş, oğlum siz bizimle t.şak mı geçiyorsunuz” diyecek olduk, “sus hain” diye ağzımızı kapattılar. Cola içmeyi dinden çıkmak gibi gören, bize de böyle öğreten insanlar, Cola aleyhinde tek kelime etmemize tahammül edemediler. Çünkü Allah’tan çok korktukları bir şey vardı !!! Biz bir tek Allah’tan korktuğumuz için susmadık, konuştuk ve hain olduk.
Hatta dış güçlerin ajanı olduk !!!
Ya yeri gelmişken sorayım, bu dış güçlerde çalışanlara sigorta falan da yapıyorlar mı? Malum bizim ülkemizde sigortası olmayana kız vermiyorlar da ondan soruyorum!
Ha bir de bizim siyasal İslamcılar Amerika ve İsrail’e karşıydılar değil mi? Allah’tan karşılar, bir de karşı olmasalar nasıl olurdu Allah bilir !
Yazacak, içimi dökecek ve söyleyecek o kadar çok birikti ki içimde ama, ben şimdi burada keseyim.
Şu yazım bitsin de buz gibi soğuk Cola’mı içeyim. Bir tane siyasal İslamcı çıkıp da bana, “Cola içmek Filistin’e düşmanlık İsrail’e mermi taşımaktır” derse var ya, direkt dümdüz söverim.
Bundan sonra Cola içen birini görüp uyarırsam adam değilim ama bir Siyasal İslamcıyı da Cola içerken, satarken ve Cola fabrikaları üzerine methiyeler düzerken görürsem, “Allah cezanızı versin, için zehir zıkkım olsun” diyeceğim.
Zaten Atatürk’de çok içiyordu değil mi?
Not: Sizin anlaştığınız o israil ile ben ölsem de asla anlaşmayacağım ve mücadeleden vazgeçmeyeceğim.