SURİYELİ SIĞINMACILAR VE NUSAYRİLİK



Nusayrilik nedir anlamadan, Suriyeli sığınmacı sorununu anlayamaz ve çözemezsiniz. Söylenenlere uzaktan bakar, haklı olduklarını zan edersiniz. Sosyolojik olguları kullanan siyasilerin oyununa gelirsiniz.
Sorunun temelinde ise, Nusayri-Sünni ayırımcılığı vardır. Ve tarihi deriniliği çok eskidir. Sorun sosyolojiktir. Sosyolojik içerik kazanmış sorunlar, siyaset ile çözümlenemiyor. Zira sorun, toplumun sosyo-psikolojik yapısına nüfuz ediyor.
Nüsayrilik, kısaca ARAP ALEVİSİ diye tanımlanır. Anadolu Aleviliğine benzemez. Arap Aleviliğinde kadının toplumda yeri yoktur. Sünniliğe bakış açısından ise Şiiliğe benzer. Şiilik gibi, üç halifeyi meşru saymazlar. Bunlar; Ebubekir, Ömer ve Osmandır. Yaptıkları işleri de kabul etmeler. Kuranın Hz. Osman döneminde yazılmış olması nedeniyle, tahrif edilmiş sayarlar. Meşru Halife olarak, Hz. Ali ve Alinin soyundan gelenleri tanırlar.
Herkes Nüsayir olamaz. Nüsayri babadan ya da anadan intikal etmez. Kazanılması gerekir. Çocuğunun Nüsayri olmasını isteyen aile, onu Nüsayri bir aileye teslim ede. Çocuk, Nüsayri ailede, onların çocukları imiş gibi büyür. Yanında kaldığı Nüsayri ailesi çocuğa, Nüsayrilik geleneklerini öğretir. İki konu önemlidir. Birincisi SADAKAT, ikincisi SIR TUTMAK. Bunları beceremeyen çocuk Nüsayri olamaz.
Çocuk yetişkin olduktan sonra, yetiştiren Nüsayrinin kefaleti ile kişi, törenle Nüsayri olur. Kefil olan, yeni Nüsayrinin her şeyinden sorumludur. Gerektiğinde, onun yerine öldürülebilir. Gerekirse, Nüsayri şartları yerine getirmez ise kefil olan, kefil olunanı öldürmeye de yetkilidir.
Nüsayriler, Osmanlı İmparatorluğunun başının belası idi. Vergi vermezler, asker göndermezlerdi. Osmanlı Lazkiye Vilayetine, en iyi Valilerini gönderirdi. 1918 yılında Mondoros Mütarekesi ile Osmanlı silah bırakınca, Nüssyriler, Lazkiye merkezli, Doğu Akdeniz kıyılarında NUSAYRİ DEVLETİNİ kurdular. Fransızlar ile mücadele ettiler. Baas Partisii ele geçirdiler ve tüm Suriyede egemenlik iddiasına başladılar. Fransızlar, Suriyedeki iktidarı, Nusayrilere bırakmak zorunda kaldı.
Baas Partisi, Nüsayrilerden oluşuyor. İçerisinde, Hristiyan unsurlar da var. Onların sözü geçmiyor. Ama ticaret ve sanayide iş görebilmenin yolu Baas Partisinden geçiyor. Suriyedeki Baas Partisi, Sünniliğe tamamen karşı. Onları ikinci sınıf vatandaş olarak görüyor. Kürtler, Sünniliğin bir kolu olan Şafi Mezhebine bağlıdırlar.. Bu yüzden, Baas Partisi Kürtlere nüfus kağıdı dahi verdirmiyordu.
Baas Partisi, Suriye nüfusunun yüzde 9 larını kapsıyor. Tam anlamıyla tek parti düzeni kurmuş durumda. Nüsayri anlayışını egemen kılıyor.
Etki-tepki kanunu devreye girdi ve Suriyede Nusayrilere karşı Sünni Müslüman Kardeşler örgütü güç kazandı. Mücadele iki güç arasında yaşanıyordu. 1986 yılında Baba Esad, Hama da 30 bin Sünni Müslümanı katletti. Geekçe, Sünni Müslüman kardeşler örgütüne üye olmaktı.
Batı, iki zıt kutup olan Nusayri- Sünni Müslüman Kardeşler arasındaki ayırımcılığı kullandı. Rusya devreye girdi ve iktidaraki Nusayriler ile birlikte hareket ediyor. Rusya, var gücüyle Sünni Bölgeleri bombaladı. İnsanlar kaçacak delik aradılar.
İran devreye girdi ve Nusayriler ile birlikte hareket ediyor. Şii Hasdi-Şabi Milisleri ile Sünnilerin yaşadığı her yer bombalanıyor. İnsanlar evlerini terk edip, Sünni Bölgelere kaçıyor. İdlib'de 4 milyon göçmen barakalarda yaşıyor. 4 milyondan fazla Suriyeli Sünni Müslüman, Ürdüne sığınmış vaziyette. Türkiye'ye de, 3.760 bin Suriyeli Sünni Müslüman sığınmacı olarak bulunuyor.
10 yıldan beri sorun çözülemiyor. Nedeni Nüsayri-Sünni çatışmasından kaynaklanıyor. Sünniler, yönetimdeki Nusayrilere güvenemiyor. Tek güvenceleri Türkiye. Türkiye egemenliğinde, Suriyede güvenli bölge kurulamadığı taktirde sorun devam edecektir. Türkiye sorunu biliyor ve masum insanları, zalim Esad yönetiminin insafına terk etmiyor.
Muhalefet, buradan siyaset üretiyor. Zira, sosyolojik açıdan, siyasal toplumlar, yabancılardan korkar. Sevmez. Bazen nefret dahi edilir. Bilhassa ekonomik zorluk dönemlerinde, işimizi elimizden alıyor diye sorumlu dahi tutulurlar. Bu sosyolojik kuraldan istifade ile, muhalefet, sorunu topluma mal etmeyi başardı. Realitede ise, Arap Alevisi (Nusayri) zulmüne karşı, Sünni Müslüman ayırımcılığı yaşanıyor.

Şinasi Kara