CEHENNEMİN KAPILARI 


Kayseri Şeker'in yönetim kurulu başkanı Hüseyin Akay; karşısına aday olanlara, "hadsizler" diyerek saldırmaya başlamış...

Bu arada bu Hüseyin Akay ve ekibine dava açıyorum...
Ne konuda mı?
Kayseri Şeker ve İştiraklerinden Turhal Şeker fabrikası çalışanlarının kişisel verilerini ihlalden...
Kanunla koruma altındaki kişisel verileri, çalışanların aleyhine kullanmaktan...
O verilerden faydalanarak, insanlara işten atmaya varan zulümler yapmaktan...
Fabrika çalışanlarını, işten atmakla tehdit edip; kendileri için sakıncalı gördükleri kişileri şikayete zorlamaktan... 
Sahte mağduriyetler oluşturarak yargıyı yanıltmaktan...
Ayrıca tüm bunları kullanarak şahsıma karşı düzmece gerekçelerle kumpas kurmaktan....

Geçtiğimiz gün gelen bir iddiaya göre; M.H.Ö. isimli çalışanı sabah işe geldiğinde fabrikaya almamışlar...
Neden almamışlar?
Çünkü; fabrikaya sokmadıkları işçinin kayınpederi, Hüseyin Akay'ın karşısında aday olanları destekliyormuş...
Şu bahaneye bakar mısınız yahu?
Çiftçinin fabrikasında çalışan, çiftçinin evladına işiyle zulmediliyor...
Fabrikadaki işini yapması değil; birilerine secde eder gibi kul köle olması bekleniyor...
Ki; sadece kendisinin değil, ailesinin de secde etmesi isteniyor...
Bu nasıl bir yönetim anlayışı, bu nasıl bir despotluk, bu nasıl bir zalimlik anlamak mümkün değil..

O fabrika Hüseyin Akay denen şahsın babasının malı mı yahu? 
Hangi hadsiz; Hüseyin Akay'ın şahsına ve çıkarlarına hizmet etmedi diye, bu milletin evlatlarını, bu milletin fabrikasından atabilir?
Hangi küstah, milleti, milletin fabrikalarından kovuyor?

Turhal'daki işçileri, işleri ile tehdit edip, düzmece mağduriyetlerle kendilerini eleştiren gazeteciyi; yani beni şikayet etmeye mecbur bırakan zihniyet de, bu haddini, sınırını bilmeyen zihniyetti...
Beni hapse sokacak kumpas gibi bir süreç yürüttüler; hatta o düzmece sebeplerle 2,5 yıl hapis cezası da aldırdılar; ama yargı son anda bu kumpası bozdu ve beni berat ettirdi...

İşte geçtiğimiz gün de bu Hüseyin Akay denen şahıs çıkmış; kendisinin karşısına aday olanlara, "hadsizler" diyerek hönkürmüş...
Milletin arasından çıkıp, milletin tesislerini yönetmek için aday olan birine, "hadsiz" demek kimin haddine yahu...?
Hüseyin efendi tanrı mı ki; karşısına aday olmak hadsizlik olsun?

Söyle bakalım Hüseyin efendi; Sen Kayseri Şeker'in başına FETÖ'cülerin operasyonları ile, FETÖ'cü hakimler tarafından atanmadın mı?
Halihazırda bu devlet ve millete ihanet eden FETÖ silahlı örgütüne üyelikten yargılanmıyor musun?
Devlete ve millete ihanetten yargılanan birinin, milletin fabrikalarını yönetmesi hadsizlik değil de; demokratik yollarla ve milletin oyuyla yönetime talip olmak mı hadsizlik?

2022 yılında Kayseri Şeker'in yönetim kurulundan İstifa Eden birinin savcılığa yaptığı suç duyurusuna ulaştım...
Öyle yolsuzluklar yakalamış ve bunları yönetime iletmiş ki; aklınız hayalliniz durur...
Ama Akay yönetimi tüm bunların üstünü örtmüş...
Adam bakmış, Akay ve ekibi bunların üstünü örtüyor, son çare istifa edip; yolsuzluklar ve hırsızlıkları savcılığa taşımak zorunda kalmış...
Detayları kesinleştirince bu upuzun hırsızlık ve yolsuzluklar listesinin detaylarını da yazacağım...

Kayseri Şeker'de Mali Genel Kurul tarihi, 27 Ağustos olarak açıklandı; ve geri sayım başladı...
Hüseyin Akay ve ekibi;  Mali Genel Kurulda hesapları onaylatıp güvenoyu alamazsa; seçime gitmek zorunda kalacak...
Bu da birileri için sonun başlangıcı gibi; cehennemin kapıları, yaptıklarının hesabını verme zamanı gibi tedirgin edici bir durum...

Genel kurulda ve ardından seçimlerde Akay'ın rakipleri kazanırsa; işlerin şekli değişecek; yeni bir süreç başlayacaktır...
Seçim nasıl sonuçlanır, kim kazanır bilemem; ama şartlar aleyhlerine döndüğü an birilerinin kaçmaya çalışacağı konusunda ciddi endişelerim var...
Umarım bu endişeleri benden başkaları da taşıyor ve tedbirini de ona göre alıyordur...
Çünkü; yarın böyle bir şey gerçekleşirse, kaçanları bulamayız belki; ama onların kaçmalarına göz yuman, adeta yolu açanları bulabiliriz...