Anadolunun batısında iki şehir devleti varmış.
-Bu iki devletin kralından biri ''Hiç bir işe karışmıyor, herkes başının çaresine baksın'' siyaseti uyguluyormuş.
-Diğeri ise her şeye karışıyor. Narh koyuyor. Fiyatlara müdahale ediyor. Stokçuları cezalandırıyormuş.
Kuraklık olmuş ve kıtlık başlamış.
İşleri serbest bırakan kralın ülkesinde her şeyin fiyatı artmış. Fiyat artığını duyan bezirganlar, kar etmek amacıyla uzak yörelerden mal getirmişler. Yüksek fiyatla satıp kar etmişler. Parası olmayanlara, tefeci faizi ile borç vermişler. Kıtlık bitince, şehrdekiler bakmışlar ki. Paraları bitmiş. Borç batağındalar. Ama şehir yaşıyor.
Müdahaleci Kralın ülkesinde ise işler farklı yönde gelişmiş. Müdahaleci kral, ellerinde ne varsa, eşit şekilde dağıtmış. Ancak, yetmemiş. İnsanlar açlıktan ölmeye başlamışlar. Ölmek üzere olanlar, krallarına yaptığı adil işler için teşekkür ediyorlarmış. Kıtlık yüzünden, Adil Kralın ülkesinde insanların yarıdan fazlası telef olmuş.
İşlere fazla karışmayın, ekonomi sizi yaşatacaktır. Müdahale edin, ekonomi sizi cezalandıracaktır.
Ülkemizde yöneticiler, fiyat deyince sadece mal fiyatını anlıyor. Halbuki ekonomide, üretim faktörü olan emek ve sermayenin de fiyatı vardır. Emeğin fiyatı ücret, sermayenin fiyatı faizdir.
Türkiye, fiyatlara müdahale etmenin sonuçlarını yaşıyor.
Şinasi Kara