CAHİLLİK ÇOK GÜZEL HER ŞEYİ BİLİYORSUN



 
Necdet Topçuoğlu
 
Toplumda, ağzı olan konuşuyor diye bir söz vardır. Bu söz boş konuşanlar için kullanılmaktadır. Boş konuşmak ise bilgiye dayanmadan yapılan konuşmadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olmasından sonra, bazı çevreler kendisinin SSK Genel Müdürlüğünü batırdığından söz etmektedirler. Bu söz bilgisiz birisi tarafından söylenmiş, şimdi bilen de bilmeyen de bu sözü yerli yersiz kullanmaktadır. Yani tam da ağzı olan konuşuyor denilecek bir durumdur. Cahillik böyle bir şey, hiç araştırmadan insanlar bu sözü kulaktan kulağa yaymaktadırlar. Konunun aslı aşağıdaki gibidir.
 
Adı geçen Genel Müdürlüğün açılımı ‘’Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü’’dür. Bu kurum, işçi emeklilerinin sosyal güvenliğini sağlayan, emekli maaşlarını, sağlık ve ilaç giderlerini karşılayan bir kurumdur. Kurum çalışan iççilerin ödemiş oldukları sigorta primleri ile ayakta durmaktadır. Hesaplarının dengede olması için, gelirlerinin giderlerine eşit olması gerekir. Yani çalışan işçilerden toplanan sigorta primleri ve varsa diğer gelirler, emeklilerin maaşlarını ve sağlık harcamalarını karşılamalıdır. Karşılamadığı takdirde kurum açık verir. Açıklar borçlanarak kapatılır.
 
Benzer bir durumda Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu, kısaca BAĞ-KUR da çalışanlardan toplanan pirimler ile, kendi emeklilerinin emekli maaşlarını ve sağlık giderlerini karşılamaktadır. 657 Sayılı Kanuna göre çalışan Devlet Memurlarının sosyal güvenliği ve emekli maaşları da Emekli Sandığı tarafından ödenmektedir. Ben bu kurma tabi olarak emekli oldum. Bu kurumda da çalışan memurların ödedikleri sigorta primleri ile benim gibi emeklilerin emekli maaşları ve sağlık giderleri karşılanmaktadır. Toplanan pirimler yetmediği takdirde, meydana gelen açık bütçeden karşılanmaktadır.
 
Yukarı da bahsettiğim üç sosyal güvenlik kurumu, 16 Mayıs 2006 tarihinde kabul edilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile ‘’Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’’, adı altında birleştirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun iyi yönetilmesi, gelir-gider dengesinin sağlanması ile mümkündür. Dünyada ortalama olarak 4 çalışan bir emekliye bakarken, Türkiye de dengeler iyice bozulmuş olup, yaklaşık iki çalışan bir emekliye bakmaktadır. Bu nedenle SGK 50 Milyar TL’nin üstünde açık vermektedir. Açık bütçeden karşılanmaktadır. Söz konusu açık Milli Bütçe’nin kara deliklerinden birisi haline gelmiştir. Gelmiş geçmiş Hükumetlerin sosyal Güvenlik Kurumlarını rasyonel yönetmemesi bu olumsuz sonucu doğurmuştur. Bu konuda sadece bir Hükumetin suçlanması haksızlık olur.
 
 
Seçim sonrası kurulacak Hükumeti bekleyen onlarca sorun arasında, Sosyal Güvenlik Reformu bulunmaktadır. Reformun esası, prim ödeyenler ile, emekli maaşı alanlar arasındaki dengenin, dünya ortalamaları seviyesine getirilmesi olmalıdır. Bu denge Turgut Özal döneminde, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından hazırlanan programla sağlanmıştı. Ancak Süleyman Demirel iktidar hırsı ile, kim ne veriyorsa ben beş katını veriyorum diyerek dengeleri yeniden bozmuştur. Emekli maaşları hazine güvencesindedir. Hazine batmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumu batmaz. Hazine Milletin hazinesidir. Millet batmadıkça da hazine batmayacağına göre, kimse SGK battı naraları atamaz.
 
 
Sosyal Güvenlik Kurumları olarak adlandırılan, BAĞ-KUR, SSK ve Emekli Sandığı’nın hesap ve işlemleri, 2006 yılına kadar Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından denetleniyordu. Hesaplar TBMM KİT Komisyonunda görüşülerek karara bağlanıyordu. Kararlar ibra, şartlı ibra veya ibrasızlık şeklinde oluyordu. AK Parti Hükumeti 2006 yılında üç kurumu bir araya getirerek SGK’yı kurdu ve ilk iş olarak, Yüksek Denetleme Kurulu denetiminin dışına çıkardı. Nihayet 2010 yılında da 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu ile Yüksek denetleme Kurulunun varlığına son verdi. Devletin bu konudaki hafızası yok oldu.
 
 
Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının işleyişi, finansmanı, hesap ve işlemlerinin denetlenmesi bu şekilde olmasına rağmen, kendilerini alim zanneden cahiller, utanmadan Kemal Kılıçdaroğlu SSK’yı batırdı diyebilmektedirler. Hadi onlar diyorlar demesine de, hiçbir CHP’li de çıkıp, işin doğrusu budur diye izah edip, yanlış algıyı düzeltmemektedir. Kimse çıkıp da, mademki SSK battı, bu kadar işçi emeklisi maaşını nereden alıyor diye sormamaktadır. İşte bu nedenle cahillik çok güzel, her şeyi biliyorsun denilmektedir. Önümüzdeki dönemde, Türkiye de bu konuyu en iyi bilen Kemal Kılıçdaroğlu muhtemelen Cumhurbaşkanı seçilecektir. Kendisinden Bütçenin en önemli karadeliği haline gelen SGK açıklarını kapatmak için, SGK reformunu gerçekleştirmesini bekliyoruz.