FINDIK VE SİYASET



 
Necdet Topçuoğlu
 
Tarım ürünlerinde destekleme fiyat politikası Ziraat Fakültesinde benim mastır tez konumdu. Ayrıca bürokrat olarak yıllarca uygulamanın içinde bulundum. Devlet özel sektöre destekleme fiyatı dayatamaz. Özel sektörün uygulayacağı fiyatı pazardaki arz ve talep belirler. Ekonominin kuralı budur. Devlet, açıkladığı fiyatı ilgili kurumları aracılığı ile uygulamaktadır. Hükumet destekleme fiyatını ilgili kuruluşları olan kitler için tespit eder. Fındık alımı konusunda da bu işe emaneten bakan TMO için tespit etmiştir. Halen fındık alıcıları hükumete karşı geliyor diye açıklama yapanlar var. Bilinmediğinden değil, acaba bir şey tutturabilirmiyiz beklentisi söz konusudur.
 
 
Her fırsatta söylüyorum, fındığın satılana kadar sahibi yoktur. Satıldıktan sonra sahibi İtalyan Ferraro Firmasıdır. Sahipsiz havuçları tavşanlar talan eder. Sahipsiz fındığı da Ferraro adına tüccar geçinen "yerli Ferraro tavşanları" talan etmektedir.
Bakınız yaş çay yaprağının sahibi Çay-Kur'dur. Hükümetin açıkladığı fiyattan Çay-Kur gelen bütün yaprağı almak zorundadır. İsteyen yaprağını özel fabrikalara satabilmektedir. Rize de çay olmasa, siyaset biterdi. Konuşacak hiç bir konu kalmazdı. Şeker Pancarı'nın sahibi Şeker Şirketi'dir. Açıklanan destekleme fiyatından fabrikalara gelen bütün pancarı şirket almak zorundadır. Halen devletin elinde 15 tane şeker fabrikası bulunmaktadır. Bura da isteyen farklı fiyattan pancarını özel fabrikalara satamaz. Çünkü her fabrikanın kota alanı farklıdır. Sistem diğerlerinden farklıdır. Bunu ayrıca yazmak gerekir. Kanaatimce Türkiye de uygulanan en mükemmel sistemdir.
 
 
Buğday, arpa, mısır vb. gibi hububatın sahibi TMO'dur. Açıklanan destekleme fiyatı üzerinden gelen bütün hububatı TMO almak zorundadır. TMO'nun uzmanlık alanı hububat alımlarıdır. Fındığa gelince, fındığın sahibi yoktur. Hükümet fındık konusuna emaneten asıl işi hububat alımı olan TMO ile müdahil olmaktadır. Siyaset kurumu fındığı üreten alın terinin yanında değil, alın terini sömürenlerden yanadır. Bazıları Fiskobirlik var demektedirler. Fiskobirlik bir çiftçi kooperatifidir. Şeker alt sektöründe de Pankobirlik vardır. Birliklerin tamamı çiftçi kooperatifleridir. Hükümet ile ilgisi yoktur. İsterlerse kendi finansmanları ile piyasaya girebilirler. Çok eski yıllarda hükumetler Fiskobirlik vasıtasıyla müdahale alımı yaptırıyorlardı.
 
 
Fındığa sahip olacak, Çay-Kur veya Şeker Şirketi benzeri "Fındık-Kur" kurulmadıkça hükumetin açıkladığı destekleme fiyatının hiç bir dayanağı yoktur. Açıklanan fiyat çiftçi için değil, karteller içindir. Tamamen bir aldatmacadır. Üretici de bu oyuna gelmektedir. Unutmayalım, açıklanan fiyat taban fiyat değil, tavan fiyatıdır. TMO fındık için "el alem" gibidir. Nasrettin Hoca'nın dediği gibi, el elin eşeğini türkü söyleyerek ararmış. TMO'nun fındık için yaptığı da budur. Emaneten baktığı fındığı almak için değil, almamak için çaba sarf etmektedir. Çiftçinin işini değil, kartellerin ve işbirlikçilerinin işini kolaylaştırmaktadır. Kurulması gereken "Fındık-Kur"a, Orta Anadolu Bölgesinde buğday alma görevi vermek ne kadar yanlışsa, TMO'ya da Karadeniz Bölgesinde fındık alma görevi vermek o kadar yanlıştır. Atın önüne eti, itin önüne otu koyamazsınız. Yanlış yaptığınız işten doğru sonuç beklemek akılsızlıktır.
 
 
Muhalefet de bu sorunu çözmek istememektedir. Çözerse bölge de üzerinde siyaset yapacak konu kalmaz. Laf üretiyorlar. Muhalefete sormak gerekir, hükümet yanlış yapmaktadır. Peki siz "Fındık-Kur"u kuracakmısınız? Yani fındığı sahiplendirecekmisiniz diye sorulmalıdır. Tatmin edici cevap alınamaz ise, kendilerine ilgi gösterilmemelidir. Muhalefet tarımı yeniden yapılandırmak gerekir demektedir. Bu doğru bir tespittir. Ancak, nasıl yapılacağını bilen uzmanları bulunmamaktadır. Her alt sektör ayrı ayrı yapılandırılıp, sonra pazılın parçalarını birleştirerek, tarım sektöründe yeniden yapılanmanın mimari bütünlüğünü sağlamak zorunludur. Bu donanımda uzman kalmamıştır. Muhalefet de dayanaksız açıklamalarda bulunmaktadır.
 
 
Sonuç olarak, "Fındık-Kur" kurulmadıkça, fındık sorununun çözümü, asla gelmeyecek olan başka baharlara kalmış demektir. Üretici gübre, ilaç, patoz ve amele ücretlerini belli fiyatlar üzerinden öderken, fındığını kaça satacağını bilememektedir. Bu bilinmezlik içinde fındık üretimi yapmak, borsa oynamak gibidir. Genellemiyorum ama, bölgemiz halkı sömürülmeye revadır. Halk 54 TL olarak açıklanan fiyatı halay çekerek karşılamıştır. Peki bu fiyatla alımı hangi kurum yapacak diye sormayı aklından bile geçirmemektedir. Sorgulamazsan soyulursun aziz kardeşim. Zaten hükümet fındık alımlarına TMO ile müdahale etmektedir. Yeni kurum kurmaya gerek yok diye savunma yapanlar bulunmaktadır. O zaman Hükumetten fiyat beklemeye de gerek yoktur. Pazardaki 43 TL fiyat yeterlidir. Ağlamayacaksınız dostlarım.
 
 
Diğer alt sektörler de Şeker Şirketi, TMO, Et ve Süt Kurumu, Çay-Kur varsa, fındık alt sektöründe de "Fındık-Kur" kurulmalıdır. Olmaz deniliyorsa, soruyorum peki diğerleri neden var? Hangisi doğru, hangisi yanlıştır? Fındık-Kur talebine yanlış diyen varsa, o takdirde diğerleri de yanlıştır. Kapatılsın ki devlete yük olmasınlar. Diğerlerinin varlığı doğruysa, o halde Fındık-Kur talebi de doğrudur. Mutlaka kurulmalıdır. İpe un sererek aklımızla kimse oynamasın. Bu talebimizi yeni dönemde de seslendirmeye devam edeceğiz. Her siyasi partiden aday adaylarının piyasada dolaştıkları şu günlerde bu soruların üreticiler tarafından dile getirilmesi önemli görülmektedir.