Gelişmiş üç ülkeyi inceledim.  Bunlar; Almanya, İngiltere ve Amerika dır. Üçünün ortak tarafı, hukuk ve adalet düzenini 300 yıl önceden kurmuş olmalarıdır. Hukuk ve adalet düzeni kurulduğu zaman, insanlar, kendilerini güvende hissediyor. Ülkesine yatırım yapıyor. Sahip çıkıyor. Ülke gelişiyor.   

Hukuk ve adalet düzenini kuramayan toplumlar geri kalıyor.  İnsan ve para sermayesi, hukuk düzeni olan ülkelere kaçıyor. Yıkılıp, tarih sahnesinden siliniyor.

1. Amerikada tam anlamıyla kuvvetler ayırımı uygulanır.  Ysama, Yargılama ve Yürütme tamamen birbirinden ayrılmıştır. Waşington'da mimarlık yapan  oğlum Atillanın yanına ziyarete gitmiştim.  Başkan Kongreyi ziyaret edecekmiş.  Dikkatle takip ediyorum. Başkanı, kimse karşılamadı. Tören yok.  Görevli bir  memur var.  İşi sadece Kongreye gelen Başkanı karşılamak, Kongreye takdim etmek ve uğurlamak.  Başkaca kimse Başkan ile ilgilenmiyor. Başkanın ne Yasama , ne da Yargılama üzerinde hiç bir yetkisi yok. Karışma konusunda,  düşüncesi dahi  yok.

 Amerika 1776 yılında kurulmuş. Kuruluşundan beri hiç değişmeden bu güne gelmiş.  Bir de  1770 lerdeki Osmanlıyı düşünün. Padişah öksürdüğü zaman, kelleler havada uçuşuyordu.  Amerikanın dünya İmparatorluğu olmasının gerisinde, Hukuk ve Adalet düzeni yatıyor. 

2. İngilterenin  yazılı bir anayasası yok. Gelenekler üzerine kurulu bir hukuk düzeni var. Bu hukuk düzeninde, siyasilerin, Adalet  işlerine karışmak, akıllarından dahi geçmez. İngiliz hakimlere, devlet açık çek veriyor. Hakim kendi maaşını kendisi takdir ediyor ve  çek yazarak alıyor.  Bağımsız ve tarafsız Hakimler sayesinde, İngilizler, Güneş Batmaz imparatorluk kurdular. 

Hatırlayanlar bilir. Emekli yüksek hakimlerimizden birisi ''Vicdanı ile cüzdanı arasında, sıkışan hakimlerden'' söz  ediyordu.

3. Almanya Hukuk Düzenini 17. yüzyılda kurmuştu. Bunun en güzel ve yaşayan örneğini 1750 yılında Kral olan 2. Frederik ile Değirmenci arasındaki yaşanmış hikaye özetliyor.

Alman Kralı 2. Frederik, beğendiği bir yöreye saray yapmak ister. Fakat orada bir değirmen vardır. Satın almak için adam gönderir. Değirmenci değirmeni satmaz. Kral, değirmenciye  gider ve ''Sen benim Kral olduğumu bilmiyor musun'' diye tehdit eder. Değirmenci ''Sen Kralsın, ama, BERLİNDE HAKİMLER VAR''  diye cevap verir.  Bu gün,  Potsdam'da, değirmen ile  saray yan yana duruyor. 

Birnur Hn. bir yazı paylaşmış. Yazı Cumhurbaşkanını eleştiri mahiyetinde. Hakaret diye  kelime dahi  yok.  Troller malum. Korku salıyor. Mahkemeye verdiler. Ben de Mahkemeye girdim. Hakim ile Savcı hemen karara vardılar.  Cezayı verdiler. Dayanamadım ''BERLİNDE HAKİMLER VAR'' diye seslendim.  Mahkeme Başkanı ''Ne Berlini ne hakimi, burası İstanbul, sen de kimsin'' diye beni tersledi. Belli ki, Almanyadaki Değirmenci ve Kral hikayesinden haberi dahi yoktu. 

Hukuk  ve Adalet düzenini kuramayan ülkeler, geri kalmaya mahkumdur. 

Şinasi Kara