Reklam

ÖNCE TOPRAKLAR SONRA DA EKMEKLER BİTTİ

Toprağı terk eden milyonlar şehirlerde toplanırken Türkiye beslenme bağımsızlığını yitiriyor.

ÖNCE TOPRAKLAR SONRA DA EKMEKLER BİTTİ

Toprağı terk eden milyonlar şehirlerde toplanırken Türkiye beslenme bağımsızlığını yitiriyor.

ÖNCE TOPRAKLAR SONRA DA EKMEKLER BİTTİ
15 Aralık 2021 - 19:26



Araştırmacı-Yazar Erhan Ünal, “Zaman azalıyor fakat henüz çok geç değil” diyor.

Bir zamanlar tarımda kendine yeten ülkelerin başında gelen Türkiye’de üretimden koparılan kırsal nüfus büyük kentlere yığıldı. Türk çiftçisinin son 15 yılda terk ettiği ekilebilir arazilerin toplamı Belçika’nın yüzölçümünden büyük. Bakliyattan ete, buğdaydan pirince bir çok temel gıda ürünü ithal etmeye başlayan Türkiye’nin beslenme bağımsızlığının tehlikede olduğu yönünde konunun uzmanlarından ciddi uyarılar gelmeye devam ediyor. Onlarca kültürü bir arada barındıran Anadolu’nun hangi kentine giderseniz gidin üç temel ürünün işgali altında olduğunu görüyorsunuz: Et, ekmek ve meşrubat. Adı dürüm de olsa, Hamburger de olsa fark etmiyor, temelde et, ekmek ve meşrubata dayalı bir yeme içme kültürü binlerce yıllık zengin beslenme alışkanlıklarının sonunu getiriyor. Neredeyse her kentin kendine özgü onlarca yemeği, yerini endüstriyel üretimin bantlarından dünyaya yayılan gıdalara terk etmiş durumda.

ANADOLU COĞRAFYASINDA TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ DEĞİŞİM

Dünyanın uygarlıklar tarihinin yazıldığı Anadolu topraklarında Hititlerin başkenti olan Çorum’dan Doğu Roma’nın görkemli başkenti İstanbul’a, Homeros’un İzmir’inden Strabon’un Amasya’sına kentlerde hep aynı küresel merkezden planlanan ve dolaşıma sokulan bir beslenme biçimi hakim. Sahip olduklarıyla uğruna binlerce yıldır ele geçirilme savaşı verilen Anadolu Edirne’den Ardahan’a küresel gıda savaşının tam ortasında. İnsanlığın ayağa kalkıp kültür ateşini yaktığı Anadolu topraklarında bugün yaşayan insanların beslenme biçimleri tarihte ilk kez bu denli kökten bir değişimle karşı karşıya. “Hızlı ve kolay” kavramlarının adeta birer şifre gibi dolaşıma sokulduğu küreselleşme çağında, ana caddelerden arka sokaklara kentler tek tip beslenme kültürünün işgali altında.

TOPLA TÜFEKLE YAPILAMAYAN ELE GEÇİRME GIDA İLE YAPILIYOR

Savaşlarda topla, tüfekle, mermiyle yapılamayan kuşatma ve bağımsızlığı ele geçirme operasyonu, soya, mısır ve buğday ile adım adım ve yıllardır büyük kararlılıkla yürütülüyor. “Can boğazdan gelir” atasözünün yaşamı özetlediği toprakların tarihinde ilk kez can, boğazdan gidiyor. Beslenmeye bağlı sağlık sorunları yüzünden yaşamını yitirenlerin oranı her geçen gün hızla yükseliyor. Gıdanın kaynağı olan tohumu üretenle, şifanın kaynağı olan ilacı üretenlerin tek bir elden yönetildiği günlere gelindi…

Yusuf Yavuz

Bu haber 419 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum