Efe Efeoğlu

Anı 1917 yılına ait. Osmanlı’nın can çekiştiği bir dönemde İngiliz General Frederick Stanley Maude, 29 Eylül 1917 tarihinde Irak topraklarında yapılan Ramada Savaşından sonra saha keşfi yaparken kalabalık bir koyun sürüsünü otlatan bir çobana rastlar ve çevirmen vasıtasıyla çobana bir teklifte bulunur.
“Eğer sürüdeki köpeğini öldürürse, ona yüz sterlin vereceğim.” der.
Herkes bir çoban için köpeğin ne anlam ifade ettiğini gayet iyi bilir. Sürüyü koruyan, kollayan, sürüye göz kulak olan, çobanın yarenidir köpek. Ama teklif edilen para da o günün şartlarında oldukça büyük bir meblağdır. Çoban, pek de tereddüt etmeden köpeğini yanına çağırır ve generalin önünde bıçağını çıkararak oracıkta keser.
General bu sefer de çobana “Eğer köpeğinin derisini yüzersen, bir yüz sterlin daha veririm.” der.
Çoban, köpeğinin derisini de yüzer.
Ardından “Köpeği parçalara bölersen, yüz sterlin daha veririm.” teklifinde bulunur ve çoban onu da yapar.
General parayı verip oradan ayrılırken çoban, General'in arkasından seslenir ve “Yüz sterlin daha verirsen, köpeğin etini de yerim.” der.
General, gülümser ve "Asla!” diyerek başını iki yana sallar.
“Ben sizin değer verdiklerinizle ilgili karakterinizi öğrenmek istedim.” der ve ekler; “Para için, can yoldaşını, yardımcını, senin için çok kıymetli olan köpeğini kestin, yüzdün ve parçaladın. Eğer bir yüz sterlin daha verseydim onu yiyecektin de! Benim ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim de bu karakterdi."
General çoban ile konuşmasını bitirdikten sonra yanındakilere dönerek devam eder:
"Bir toplumda bu karakterde fazla insan olduğu müddetçe korkmayın! Parayla satın alınan bu insanlarla bu ülkeyi istediğiniz gibi yönetebilirsiniz.”
Bir toplumda bu karakterde kişiler çoksa, o toplum iflah olmaz. O toplumun mensupları mevki, makam ve para için dostlarına, sevdiklerine, değer verdiklerine her zaman ihanet edebilir. Şimdi bakıyorum da etrafta ne kadar çok eli bıçaklı çoban var...
#para #dostluk #sadakat #kültür #işhayatı